Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Sessizliğin ardındaki çığlık

Sessizliğin ardındaki çığlık

Bir kadın elindeki bıçağı sallayarak kendisini kovalayan eşine, korku dolu gözlerle bakıyor ve kalabalıkları yararak “yardım edin” diye bağırıyor. İnsanlar, şehrin en kalabalık caddesinde yaşanan bu olayı, bilinen filmin bir kesiti gibi tepkisiz vaziyette izliyorlar. Ve az sonra şehrin göbeğinde, onlarca insanın duyarsız bakışları arasında bir kadın hayata veda ediyor. Acı, sessizlik ve ölüm… Kadın sesini duyuracak tek kişi dahi bulamıyor. 
 
Evinde beslediği hayvanla tek başına yaşayan bir kadın, “evimin kapısından içeri girdiğimde kendimi çok kötü hissediyorum. O yüzden dışarı çıkıyorum, caddelerde yürüyen insanları gördüğümde kendimi daha güvende hissediyorum” diyor. Peki, ama kişisel hücrelerine hapsolan o insanların dünyalarında ötekine bir yer var mıdır? Bu kimselerin yalnızlığınıza merhem olabileceğine inanıyor musunuz? Onlarca insan kalabalığının arasından, bir kişinin çıkıp, senin yanındayım diyeceğine ihtimal verebiliyor musunuz?
 
Evinizden çıkıp, şehrin en kalabalık caddesine açılıyor ve burada akıp giden insan seline karışıyorsunuz. Fakat siz o insanlar için hiçbir şey ifade etmiyorsunuz ki!
 
Burada ayağınıza takılan engeli ortadan kaldıracak bir kişiye dahi rastlama şansınız yok. 
 
Düşünün, cani bir koca elindeki bıçağı kaldırıyor, kör ve sağır yığınlar arasından geçip eşini acımasızca katlediyor.
 
Bir sapık körelmiş vicdanların önünde bir genç kızı taciz ediyor
 
Bir genç yola uzanmış baygın vaziyette yatıyor 
 
Şehrin en yoğun caddesinde endam gösteren o insanlar baygın vaziyette yatan o gence bakıp geçiyorlar.
 
Az önce bir aracın çarptığı adam, yaralı vaziyette yatıyor. On kişi yaralı vaziyette yatan adamın başına toplanmış manasız bir şekilde birbirlerine bakıyorlar.
 
Sonra mahallenin delisi olarak lanse edilen biri çıkıyor ve “insanlık öldü mü “diye bağırıyor.
 
Akli dengesini kaybeden o kişinin belleğinde ne varsa siliniyor ve geriye sadece fıtratlarında mevcut olan öz kalıyor. Ve akli dengesini kaybetmiş bir kişi, kalabalıkları deliyor ve gerçeği
haykırıyor. Birkaç kişi adama bakıyor ve alayvari bir yüz ifadesi ile tebessüm ediyorlar. Düşünebiliyor musunuz, vicdanları körelmiş, duyguları donuklaşmış, akıl ve iradeleri yön değiştirmiş
kalabalıklar arasından sadece bir kişi çıkıyor ve doğruyu söylüyor fakat oradaki insanlar bu bir meczuptur deyip onun sözüne itibar etmiyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi