Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Malik el şahbaz kimdir? (2)

Malik el şahbaz kimdir? (2)

Malcolm X hac vazifesi için gittiği Mekke’de ümmet okyanusunda bir damla olduğunun farkına varır. Burada asırlardır dışlanan, horlanan ve yaşamın kıyısına itilen siyahi halkların durumunu yeniden düşünür ve İslam’ın kuşatıcı ruhunu bütün hücrelerinde hisseder. Burada hiçbir ırka, kavme, gruba, statüye ayrıcalık yoktur. İnsanlar dil ya da renk farkı olmaksızın aynı ideal ekseninde yürümektedirler.
 
Burada yürekler aynı şiar için çarpmaktadır ve müminler ümmet sancağı altında ben değil biz duygusu ile hareket etmektedirler.
 
Beyazlara karşı siyahileri savunurken, aslında ırkçılığın İslam’da hiçbir yerinin olmadığını görür ve hayatına yeni bir sayfa açar. Fakat bu süreçle birlikte tehdit almaya başlar. Çok geçmeden evi bombalanır.
 
Son derece soğukkanlıdır, hiçbir şey olmamış gibi ailesini alır ve bir konuşma için Detroit’e gider. Burada en yakın arkadaşına onun hiç beklemediği bir haberi verir: “Önümüzdeki beş gün içinde infaz edilmem için ölüm fermanım imzalandı” der. 
 
20 Şubat 1965 tarihinde konuşmasını yapmak üzere geldiği solanda kendisine suikast düzenlenir ve ağır yaralanır. Ve bütün yaşamını ezilen insanların İslam’la tanışmaları ve hürriyetlerine ulaşmaları için harcayan Malcolm şehadete erişir.
 
Küresel kapitalizmin birey ve toplumları biz ve öteki olarak ayrıştırdığı ve ötekileştirdiği toplumların maddi ve kültürel kaynaklarını sömürerek hükümranlık kurmaya çalıştığı çağımızda Malcolm’un haklı direnişini anlamaya ve anlamlandırmaya çok daha fazla ihtiyacımızın olduğunu
düşünüyorum. Onun ayrımcılığa karşı vermiş olduğu mücadeleyi ve insanların küresel bir sorunla yüzleşerek doğruyu bulmaları için gösterdikleri çabayı anlamak önemlidir.
 
Aksi takdirde hakları gasp edilen birey ve toplumlar öteki olarak kalmaya mahkûm olacaklardır. Nitekim Malcolm ötekileştirilen toplumların maruz kaldıkları zulme ve küresel gerçekliğe dikkat çekmiş ve geliştirdiği eleştirel söylemin kavranması için çaba göstermiştir. 
 
Günümüzde sadece siyahiler değil Ortadoğu’da Müslüman halklar da ötekileştirilerek şiddetin hedefi haline getiriliyor. Küresel odaklar bu toplumlara özgürlük demokrasi ve ekonomik refah vaat ederek geliyor ve bütün kaynaklarını sömürüyor.
 
Peki, bu durumda ne yapacağız? Küresel imparatorluğa karşı dik bir duruş sergileyip özümüze, tarihi köklerimize geri döneceğiz. Ümmet sancağı altında toplanıp sorunlarımıza birlikte çözüm bulacağız…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi