Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Frankfurt Kitap Fuarı

Frankfurt Kitap Fuarı

Frankfurt Kitap Fuarı bu yıl 60 yaşına girdi. Türkiye olarak altmış yıldır devam eden fuara ilk defa böylesine coşkulu ve kalabalık bir katılım oldu. Frankfurt fuarına katılan ülkeler, kendisini ve kültürünü temsil eden bir Türkiye ile belki de ilk defa karşılaşmıştı.
Şimdiye kadar tanıdıkları ve bildikleri Türkiye’nin dışında bir ülke ile karşılaşmanın şaşkınlığını üzerlerinden atamadılar. İlk defa Türkiye bütün renkleriyle fuardaydı ve fuarın Türkiye’yi temsili; “küçük sol azınlığın” elinden çıkarak, ülkemizi ve milletimizi temsil eden büyük yelpazenin altına girmişti.
Ayrıca bu yıl Frankfurt fuarının onur konuğu ülkesiydik ve memleketimiz için çok önemli bir payeydi. Çünkü şimdiye kadar işbaşına gelen mevcut iktidarlar, Türkiye’nin yurt dışı fuarlarında temsil edilmesini “küçük sol azınlıklara” bıraktığı ve kültür diye bir dertleri olmadığı için, bütün yabancılar Türkiye’yi bu üç beş yazardan ibaret biliyordu.
Hele bir de malum küçük sol azınlıklar, göğüslerini gere gere; milletimizin değer yargılarına küfrederek Türkiye aleyhine yazıp konuşunca ve gerçek Türkiye fotoğrafının dışında farklı bir Türkiye fotoğrafı sergileyince, batılılar tarafından severek ve istenilerek ilgi görüyor ve Türkiye’nin aydını kabul ediliyorlardı.
Birkaç yıldır artık gerçekler ortaya çıkmaya başladı. Mevcut iktidar, Türkiye’yi temsil etme işini gaspçı zihniyete bırakma yerine kendisi el attı. Yaptığı büyük lobilerle fuara geniş bir yelpazenin katılımını sağladığı gibi, bu yıl onur konuğu ülke olmamızı da gerçekleştirdi.
Şimdiye kadar fuarı temsil eden küçük sol azınlık, her yıl fuara; beyler, paşalar gibi gidip, yiyip içerken, bu yıl Türkiye’nin gerçek sahiplerinin de fuara gideceklerini, hatta bir de onur konuğu ülke olduğumuzu öğrenince, AK Parti hükümetine destek vermemek için protesto ettiler ve fuara gelmediler. Bir de gidenlere küfretmeye ihmal etmediler.
Onur konuğu ülke olmamız gerçekten hükümet ile ticari ve sivil toplum örgütlerimizin bir başarısı. Bu başarının altında yatan ana kuruluşlarımızdan biri de İstanbul Ticaret Odası’dır. İTO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Yalçıntaş’ın ülkemiz ve kültürümüz adına verdiği mücadele, herkesin dilindeydi ve bunu fuarda da gördük.
Her şey bu kadar güzel miydi? Elbet güzel değildi. Bardağın dolu tarafına bakmayı çok istedim ama bardağın dolu tarafını, ikide bir yere dökerek, bardağı boş gösterenler, daha fuarın ilk dakikalarında ellerinden geleni yaptılar ve bizi bize, bizi Almanlara rezil etmeyi başardılar. O rezaletlerden bahsederek diğer güzellikleri de yazmalıyım.
Şimdi düşünebiliyor musunuz, Almanya’da 60 yıldır yapılan uluslararası çok büyük bir fuarda onur konuğu bir ülkesiniz. Ne yaparsınız?.. Ülkenizi ve kültürünüzü tanıtmak için elinizden geleni arkanıza koymaz ve canhıraş bir şekilde gece gündüz demeden, her şeyi eksiksiz ve dikkatli bir şekilde yaparsınız. Şimdi manzaraya bir bakalım.
Fuarın açılışına bizim ve Almanya Cumhurbaşkanı ile beraberindeki heyetler katıldı. Açılış salonu davetlileri almayınca, alanda bulunan sinema salonlarından izlendi ve yine de pek çok davetli dışarıda kaldı. Herkesin gözü açılıştaydı, haliyle pür dikkat izlendi.
İlk golü onur konuğu ülkemizden gelen yazar Orhan Pamuk’tan yedik. Onur konuğu bir ülkenin yazarı, onursuzluğun dik alasını sergiledi ve fuara katılan diğer ülke protokollerinin gözlerinin içine baka baka, ülkemizi şikâyet etti ve rezil olduk tabii.
Şikayet ettiği meselede haklı olabilirdi, düşüncesinden dolayı kimse suçlanmamalıydı. Tamam ama bu şikâyetin yeri orası değildi. “Onurluluk” payesinden “omurgasızlık” ve “onursuzluk” gösterisine en azından o anda ihtiyaç duyulmamalıydı.
Çünkü Alman Cumhurbaşkanı ile bizim Cumhurbaşkanımız yan yana oturuyordu. Böyle bir hezeyan karşısında Abdullah Gül’ün yerine kendimizi koyalım ve bir başka ülkenin cumhurbaşkanının yanında rezil olur muyuz olmaz mıyız bir muhasebe edelim.
Bırakın cumhurbaşkanlarını bir tarafa, dünyanın her yanından gelen binlerce yazar ve gazetecinin huzurunda böylesine rezalet sergilemek kimsenin haddi olmamalıydı. Daha skandallar bu kadar değil, devam edecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi