Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Aliya

Aliya

Karanlığın en yoğun olduğu noktada güneş, hiç beklenmedik bir yerden doğuverir. Ve bütün insanlığın umudu, yol haritası olur. Tıpkı bunun gibi Aliya’nın halkı üzerine açtığı çığır, duru bir sabahın doğuşunu andırır. Nitekim Bosna’da bir yandan despotların zulmü ile mücadele eden diğer yandan ahlak ve maneviyat noktasında yaşanan yoksullaşmayı onarmaya çalışan halk Aliya’nın öncülüğünde kimliklerine yeniden kavuşma imkânı buldular.

Aliya’nın öncü kişiliğini anlayabilmek için onun doğup büyüdüğü aile ortamını ve bu ortamın manevi iklimini dikkate almak gerekir. Kendisi İslami hassasiyeti olan bir ailede büyüdü. Kendisi aileden edindiği temel değerlerle katıldı topluma. Liseye başladığında ülkesinde yaşanan kültürel karmaşa için bir şeyler yapması gerektiğini düşündü. Her bahar bir çiçekle başlar düsturuyla hareket edip, Müslüman gençler kulübüne üye oldu. Bu dönem Aliye 15 yaşında bir gençti. Günümüzde anneler on beş yaşındaki çocuklarının öz bakımlarını dahi kendileri üstlenirken Aliye aynı yaşta bir toplumun kurtuluşu için harekete geçti. Gençler Kulübünde aktif olarak yer aldı ve burada fikri telakkilerde, hayır çalışmalarında bulundu. Aynı dönem Yugoslavya’nın başına geçen Tito Müslüman gençlerin bu faaliyetlerini yasakladı ve Aliya da dâhil bütün üyeleri tutukladı.

Aliye İslam kimliğini yok etmeye çalışan zümrelere karşı neler yapabileceğini düşündü ve 1970 yılında İslam bildirisini yayınladı. Bu bildiride Müslümanların şuurlanması gerektiğini vurguluyor ve tavsiyelerde bulunuyordu. Tito’nun ölümünden sonra cumhurbaşkanlığı konusunda anlaşmazlıklar ortaya çıktı ve her federal eyaletin birer yıl süreyle Cumhurbaşkanlığı görevini üstlenmesine karar verildi. Aliye bu dönem halkı için bir dönem noktası olan İslami Manifesto kitabını yayınladı. Fakat kitabın Müslümanlar üzerindeki etkisi karşı tarafı rahatsız etmiş ve Aliye 14 yıl hapse mahkûm edilmişti. Hapishanede geçen yıllarda Aliye İslam kültürünü korumak ve Müslümanları bilinçlendirmek için kafa yordu. 1988 yılında hapisten çıktığında çalışmalarına aktif şekilde devam etti. 1992 tarihinde yapılan referandumun sonucunda ise bağımsızlık kararını halkın onayına sundu ve Bosna Hersek’in bağımsızlığını ilan etti. Bu dönem Hırvatlar ve Sırplar Bosna’yı işgal etmeye kalktılar ve onlarca masum insanı katlettiler. Aliya 4 yıl boyunca ağır şartlar altında ülkeyi yönetmeye devam etti. Ve 1995 yılında ABD ile yaptığı Dayton anlaşması ile ülkesinde yaşanan vahşi işgali sonlandırdı.

Bosna Hersek Savaşı ABD ve Avrupa’nın kirli zihniyetini bir kez daha gözler önüne sermişti. Fakat Aliye ve halkı haklı direnişlerine devam edip, kimliklerini korumayı başarmışlardı. Halkın direniş noktasındaki gayretlerini harekete geçiren kişi ise elbette Aliye olmuştu. Halkı vefatından sonra da onun örnek yaşamını kılavuz edinmeye devam ettiler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi