Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Haklı İken Haksız Duruma Düşmek

Haklı İken Haksız Duruma Düşmek

“Fatma Hanım yazılarınızda sık sık çocuklara adalet bilinci verilmesinin öneminden bahsediyorsunuz. Bildiğiniz üzere geçtiğimiz günlerde kızının tecavüzcüsünü öldüren bir babanın durumuna şahit olduk. Tecavüzcü ailede bu bilinçle büyümüş olsaydı böyle bir haksızlığa meyleder miydi? Çocuklarımıza edep, haya ve adalet bilinci kazandırmak zorundayız. Bu konulara biraz daha değinirseniz sevinirim” (Fahriye K)

Adalet birey ve toplumların yaşamlarını ayakta tutan önemli bir değerdir. Ailede bu bilinçle büyüyen bir kişi, kendi hakkını koruduğu gibi diğer insanların ve tüm canlıların haklarını korumak için de çaba gösterir. Günümüz insanı adalet kavramını sadece mahkeme salonlarında dile getirilen bir kavram olarak gördüğünden içselleştiremiyor, hakkaniyet ölçülerine koruyamıyor.

Hz. Peygamber ve sahabesi adaleti yaşamlarının merkezine koymuş ve bu düstur üzere yaşamayı bir ilke edinmişlerdi. Onlar adaletin müşterek bir değer olduğunun bilincindeydiler. O nedene dünyanın herhangi bir yerinde bir adaletsizlik ortaya çıktığında hemen harekete geçiyor ve kötünün kötülüğünü önleyebilmek için büyük çaba gösteriyorlardı. Ne acıdır ki, bugün yaşadığımız ferdi ve toplumsal bütün kaos ve kötülüklerin nedeni, adalet bilincinin bilgiden bilince geçememiş olmasıdır.

Devletin görevi, bütün toplumu adaletin şemsiyesi altında toplamak olmalıdır. Fakat günümüzde ne yazık ki, haksızlığa maruz kalan fertler, başvurdukları mercilerden çoğu zaman elleri boş geri dönüyorlar. Madem ihlal edilen hakkım bana iade edilmiyor o halde kendi hakkımı kendim alırım mantığı ile hareket eden kişi ya da kişiler ise haklıyken haksız duruma düşebiliyorlar.

Yukarıda okurumuzun da ifade ettiği gibi, geçtiğimiz günlerde talihsiz bir olay yaşanmış, bir baba 13 yaşındaki kızına tecavüz eden bir kişinin serbest kalmasını hazmedemeyip, bu kişiyi öldürmüştü. Olay toplumun farklı kesimlerinden farklı yorumlara tabi tutulsa da çok geçmeden unutuldu. Adamın kızını koruma hakkının olduğunu söyleyip bravo diyenler de oldu, ne olursa olsun sonucu hukuka bırakılmalıydı diyenler de oldu.

Doğru olan suçu işleyen kişiye, devlet tarafından hak ettiği cezanın verilmesidir. Zira tecavüzcüye hak ettiği cezanın verilmemesi baba için büyük bir yıkım olmuş ve baba tasvip edilen bir durum olmasa da, kızının hakkını kendi yöntemiyle almaya çalışmıştır. Yaşanan haksızlık elbette yenir yutulur cinsten bir şey değil. Fakat böyle durumlarda aklıselim bir kafa ile düşünmek ve hak ararken haksız duruma düşmemek gerekir.

13 yaşında bir kız çocuğuna tecavüze yeltenen kişiyi değerlendirirken onun doğup büyüdüğü aile iklimi de dikkate alınmalıdır. Zira bir genç ailede sevgi, şefkat, adalet ve merhamet gibi değerlerle tanışmış ve bu değerleri içselleştirmişse, karşılaştığı bir kız çocuğuna şehevi arzularla değil, şefkat nazarı ile bakacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi