Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Türkiye’yi istemeyen tek ülke Avusturya mı?

Türkiye’yi istemeyen tek ülke Avusturya mı?

Avusturya’da seçimlerin ardından yeni kurulan hükümetin programında yer alan “AB’nin Türkiye ile müzakereleri kesmesi ve bunun için müttefikler aranacağı” yönündeki ifade, AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik tarafından “talihsiz ve basiretsiz” olarak nitelendirilerek Avusturya’nın bu tavrına AB tarafından olumlu bakılmayacağı şeklinde değerlendirilmiş. Bir bakıma hâlâ AB üyeliğini Türkiye için vazgeçilmez bir hedef olarak gören bir anlayışın sahiplerinin böyle bir açıklama yapması doğaldır. Ancak, böyle bir değerlendirmenin gerçekçi olup olmadığı, bu tür değerlendirmeler ile netice alınıp alınamayacağı, bunun da ötesinde hâlâ Türkiye’nin üye olmak için AB kapısında beklemeyi sürdürmesinin ne manası olduğu ayrı bir konu.

Hemen belirtelim ki, Türkiye’yi istemeyen AB içinde sadece Avusturya değildir. Ona eşlik edecek başka ülkeler de vardır. Bunun yanında Türkiye’nin AB üyeliğini ister görünen bazı ülkelerin de ülkemizden kaçan terörist ve darbecilere kucak açtıkları, onlara ülkelerinde barınma ve gösteri yapma imkânı verdikleri de düşünüldüğünde olaya bir bütün olarak bakmak gerekiyor. Olaya bütün olarak bakıldığında da AB ülkeleri içinde birkaçı hariç Türkiye’nin üyeliğini isteyen yoktur. İster görünenler de Türkiye’nin kimliğini terk etmesi gerektiğini, kısacası, kendilerine teslim olmasını istemektedirler. Böyle bir yaklaşım ise Avusturya’nın tavrından farklı değildir.

Bir yandan AB’nin bir Hıristiyan Birliği olduğu gerçeğini bilerek ve görerek bu birlikiçinde yer almaya çalışmanın yanlışlığı ortada iken ABD’nin Türkiye ve İslam dünyasına bakışı ile AB ülkelerinin bakışı arasında bir fark olmadığını, İslam düşmanlığında Haçlı ittifakının ortak bir cephe oluşturduğunu görerek kapıda beklemeyi sürdürmenin ülkemize bir faydası olmayacağı gibi, zaman kaybına sebep olmaktadır. Bu bakımdan olayı Avusturya’da yeni kurulan hükümet programında dile getirilen tavra kızmak yerine gerçek niyetin açıklanması olarak görmek ve tavrımızı buna göre yeniden gözden geçirmek durumundayız. AB ülkelerinin her gün sergiledikleri Türkiye aleyhine tutumlarına rağmen AB kapısını terk etmemek gibi bir yaklaşımın yanlışlığını görmek durumundayız. Bu gerçeği sadece Avusturya’ya fatura etmek AB’nin Türkiye karşıtlığını ortadan kaldırmaz/kaldırmıyor.

Netice itibariyle Türkiye yerini ve konumunu ne kadar Haçlı ittifakının yanı olarak belirlemiş olursa olsun, söz konusu ittifak bunu istemiyor. Bunu görmek için uzun uzun inceleme ve araştırma yapmaya, AB ülkelerinin şimdiye kadar Türkiye aleyhine aldıkları kararlar ve Türkiye düşmanlarına kol kanat germiş olmalarının dökümünü çıkarmaya gerek yoktur.

Bunları hatırlatırken, ille de AB’ye düşman olmaya gerek yoktur. Sadece, AB ülkelerinin bize dost olmadıklarını görmek ve tavrımızı ona göre belirlemek gerekiyor. Hatta Avusturya’nın yeni hükümetinin Türkiye ile ilgili düşüncelerini bütün açıklığı ile hükümet programına yazmış olmasından dolayı birçok AB ülkesine göre daha samimi bir tavır sergilediğini düşünmek yanlış olmaz. Bu açık tavır eğer bizim gözümüzü açar, AB kapsını terk etmeye iterse en azından bir yanlış tercihten vazgeçmiş oluruz. Bu arada Avusturya’nın bu tavrına AB’nin olumlu bakmayacağı yaklaşımı da yeni bir yanılgının ifadesi olmaktan öte geçmeyecektir. Çünkü onlar kendi aralarında birlik oluşturmuşlar, Türkiye’yi bu birliğin yabancısı olarak görüyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi