Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Terör sevici ABD’den Türkiye’ye dost olmaz

Terör sevici ABD’den Türkiye’ye dost olmaz

Bilinen bir gerçeği başlıkta tekrarladığımın farkındayım. Bunu bilerek yapıyorum. Çünkü ABD yönetimde birtakım değişiklikler söz konusu olduğunda medyamızda bu ülkeye yönelik toplumu ümitlendiren, toplumun beklentilerini değiştirmesine yönelik haberler ve yorumlar yer alıyor. Obama’nın seçilmesinin ardından medyamızda yer alan haber ve yorumlar hatırlandığında bu söylediklerimin yanlış olmadığı anlaşılacaktır. Zaman geçti, kimler tarafından ne maksatla oluşturulduğu belli olmayan Obama’ya yönelik iyimserlik havası dağılmaya başladı. Bir süre sonra iyimserlik hayal kırıklığına dönüştü. Halbuki, başlangıçta estirilen iyimser havada, ardından yaşanan hayal kırıklığı da yanlış değerlendirmelerin sonucuydu. Trump’ın iş başına gelmesinin hemen ardından bu köşede ABD’de kimin başkan olduğunun fazla önemi olmadığına vurgu yapmış, özellikle ülkemiz; bölgemiz ve İslam dünyasına yönelik ABD politikalarının kişilerle ilgi olmadığına, bir devlet politikası olduğuna vurgu yapmıştım. Geçen zaman içinde yaşanan olaylar bu gerçeği tekrar tekrar ortaya koydu.

Sıkça dikkat çekmeye çalıştığım gibi bölgemizin, özellikle de ülkemizin başına PKK terör örgütünü musallat edenlerin başında ABD’nin geldiğini, AB ülkelerinin de örgüt militanlarına kucak açarak ABD’nin bölgemizle ilgili politikalarına destek verdiklerinin bilinmeyen bir tarafı kalmadı. Hatta, “ABD isteseydi PKK’yı sıfırlardı”... Ama bırakın sıfırlamayı, çeşitli adlar altında teröristleri bölgemize yönelik olarak sahada tutmak için elinden geleni yapıyor. Bunun da ötesinde eğitiyor, silahlandırıyor, kara gücü olarak kullanıyor. Bu olay sadece 7 yıldan beri Suriye’de yaşananlarla görülüyor değil. İslam ülkelerinin tümünde aynı tavır sergileniyor. Çünkü terör örgütleri kullanılarak Türkiye ve diğer Müslüman ülkeler teslim alınmaya çalışılıyor ki, maalesef bazı ülkelerde çoktan teslim alınmış durumda. Sanki ABD’nin ileri karakolu gibi hareket ediyorlar. Bu bakımdan Başbakan Yıldırım’ın, “Türkiye-ABD ilişkileri kişilere bağlı değildir” ve “Kim gelirse gelsin duruşumuz bellidir” değerlendirmesi yukardan beri vurgulamaya çalıştığımız gerçekler ışığında değerlendirildiğinde doğrudur. Bu gerçek gözden ırak tutulmadan ABD ile ilişkileri değerlendirmek, özellikle de ABD yönetimdeki birtakım değişikliklere aldanmamak gerekiyor. Çünkü ABD’nin özellikle İslam dünyasına yönelik politikalarının oluşmasında etkili olan lobilerin başında Yahudi ve Ermeni lobileri geliyor. Böyle olmasaydı Trump göreve başlar başlamaz Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan edebilir, terör örgütüne silah desteğinin kesileceğine dair Türkiye’ye söz vermesine rağmen aksi uygulamalar sürdürülür müydü?

Tüm bunların ışığında ABD’de iş başında kimler bulunursa bulunsun ülkemize ve bölgemize yönelik terör örgütlerine destekleri sürdüğü müddetçe bölgemizde huzurun sağlanmaması, çatışmaların son bulması mümkün değildir. Çünkü bölgemizi ve İslam dünyasını kan gölüne çeviren ABD’nin terör seviciliğidir. İşin üzüntü veren yanı, bu terör sevicilik sadece ABD’de kimin başkan olduğu ile de ilgili değildir. Terör sevicilik ABD’nin devlet politikası haline gelmiştir. Böyle olunca da mutlaka ABD’nin bölgemizden uzaklaştırılması gerekiyor. Bunun için sanki ülkemizin başına musallat edilen terörün arkasında ABD yokmuş gibi ve bunu bilmiyormuş gibi, “Terörle mücadelede arkasında ABD de olsa gereğini yaparız” demenin de fazla bir anlamı olmuyor. Çünkü artık terörün arkasında ABD’nin olduğunu bilmeyen kalmadığı gibi ABD’li yetkililer de bu gerçeği gizlemeye gerek duymuyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi