Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

ABD-Rusya sömürü ortaklığı devam ediyor

ABD-Rusya sömürü ortaklığı devam ediyor

DÜNYA kan gölüne döndü. Kanı dökülenlerin ortak özelliği Müslüman oluşları. Bu arada Haçlı ittifakının İslam dünyasına yönelik sömürü çarkı hiç kesintiye uğramadan dönmeye devam ediyor. Akan kan ve sömürü karşısında ülkeler ABD ve yandaşları ya da Rusya’nın yanında yer alarak bu sömürüden kurtulmaya çalışıyorlar ama sömürü için Yalta’da yapılan dünyanın paylaşımı anlaşması hâlâ geçerliliğini koruyor.

Geçen zaman içinde Rusya’da komünizmin yıkılması, ABD’de birtakım politika değişikliklerinin yapılmış olması sömürenler ile sömürülenler ayrımında hiçbir değişikliğe yol açmıyor. Bu konuda pek çok örnek vermek mümkün olmakla birlikte sadece Suriye’de yaşanları gözden geçirmek yeterli olacaktır. Özellikle de Suriye yönetiminin çeşitli kereler kimyasal silah kullanarak çoğunluğu çocuk ve kadınlar olmak üzere sivilleri katletmesi karşısında şimdiye kadar ne uluslararası örgütlerce ne de ikili olarak Suriye’ye gerekli ders verilmedi, verilemedi. Çünkü BM başta olmak üzere uluslararası örgütleri öyle bir yapıya kavuşturmuşlar ki, bu örgütlerde söz sahibi olan ABD ve yandaşları ile Rusya’dan birisi alınan yaptırım kararını veto etmesi halinde o kararın uygulanma imkânı olmuyor.

Böyle olunca da son olarak Suriye’de yaşanan kimyasal gaz kullanımının artık gizlenecek bir yanı kalmayınca karşılıklı laf yarışı gündeme geldi. Hatta, BM’de ABD-Rusya arasında ciddi bir gerginlik yaşandı. ABD Suriye’ye müdahalede bulunacağını açıklarken Rusya böyle bir müdahalenin ciddi sonuçlar doğuracağını hatırlattı. ABD ile Rusya karşılıklı tartışırken bu arada İsrail, Suriye’deki bazı üsleri vurdu. Bunun cesaretini nereden aldığını sormayın; çünkü İsrail, bu saldırıyı ABD’den aldığı desteğe dayanarak yaptı. Bununla da kalmadı İsrail, bu arada Gazze’ye yönelik saldırılarını ve Filistinlileri öldürmeyi sürdürüyor. Ne var ki, İsrail’in Gazze ve Filistinlilere yönelik katliamları karşısında Rusya ciddi bir tepki ortaya koymuyor. Rusya sadece Esad’ı, ABD ise İsrail’i korumayı kendine iş edinmiş durumda. Diyebiliriz ki, Erbakan Hocamın ifadesiyle ABD ve Rusya arasında zaman zaman yaşanan atışmalar horoz dövüşünden öte bir anlam ifade etmiyor. Bu arada hiç gereği yokken, dünya Esad’dan kullanılan kimyasal silahın hesabının sorulmasını isterken Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un ‘Türkiye Afrin’den çekilmeli’ açıklamasının anlaşılır bir yanı yoktu. Sanki Lavrov tartışma konusu Afrin gibi bir hava estirerek hedef saptırıyordu.

Söylemek istediğim o ki, akan Müslüman kanını durdurmak için ABD ve Rusya’nın çatışmasını ya da birlikte hareket etmesini beklemek gerçekçi bir yaklaşım değildir. Onlar İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Yalta’da vardıkları anlaşmayı uygulamayı sürdürüyorlar. Böyle olunca sömürgeci güçlerin insafına sığınmanın anlamı yoktur. İslam dünyası gerçekten kan ve gözyaşından, sömürüden kurtulmak istiyorsa bir birlik oluşturmak durumundadır. Bu yapılmadığı sürece Haçlılara yaptıklarının yanlış olduğunu söylemenin fazla bir anlamı kalmıyor. Çünkü yaptırım gücü olmuyor.

Rusya ve ABD, İngiltere İkinci Dünya Savaşı’nın ardından nasıl bir araya gelmiş, dünyayı aralarında sömürü için paylaşmışlarsa, Müslümanlar da dünyayı bu sömürüden, kan ve gözyaşından kurtarmak için anlaşmak, birlik oluşturmak durumundadırlar. Bu yapılmadığı sürece bağırıp çağırmanın fazla bir etkisi olmadığı gibi anlamı da kalmıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi