Kemal Öztürk

Kemal Öztürk

Oylar aslan kralın ağzında artık

Oylar aslan kralın ağzında artık

​Siyasi partiler aday listelerini teslim ettiler. Adayların profilleri siyasetin geleceğiyle ilgili önemli ipuçları veriyor. Ciddi bir değişime doğru gidiyoruz. Bunun nedeni, yeni sistem.

Aslında yeni Cumhurbaşkanlığı sistemi tüm siyasi partilerin dengesini alt üst ediyor, daha da edecek. Siyasi partiler ideolojik olarak değişmek zorundalar. Yetmez. Yapısal değişiklikler ve siyaset yapma biçimlerini de değiştirmek zorunda kalacaklar. Bunun tek sebebi yeni sistem.

CHP’DEKİ DEĞİŞİMİ GÖREBİLİYOR MUSUNUZ?

Cumhurbaşkanı çıkarmak ve iktidara gelmek istiyorsanız halkın % 51’ine ulaşmak zorundasınız. Bu da sizin tüm politikanızı ve adaylarınızı yeniden dizayn etmenizi zorunlu kılar. Eski usulle olmaz artık.

Sanırım siyasi partiler arasında en ciddi değişimi ve savrulmayı CHP yaşıyor. Önceki cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, CHP zihniyetine ‘lanet okuyarak’ büyüdükleri dindar bir mahalleden gelmişti. Bu adaylık, CHP içinde çok derin bir travma yarattı ve halen de etkileri sürüyor. Muharrem İnce’nin adaylığı biraz da bu travmanın neden olduğu yaraları sarmayı amaçlıyor.

Milletvekili adayları arasında sağdan ve muhafazakâr camiadan insanların olması, CHP’nin bugüne kadar sürdürdüğü siyasetin halktan oy almak için yetersiz kaldığını gösteriyor.

Adaylar sağcı, ülkücü ve muhafazakâr olabilir ama partinin siyaseti Atatürk, İnönü ve Ecevit ile gelen çizgiyle aynı kalacak demek ise, bu, bir kafa karışıklığını gösterir.

Eğer Türkiye’de geleneksel CHP oyları %30 ise hiçbir zaman CHP’li biri cumhurbaşkanı seçilmeyecek ve iktidara gelemeyecek demektir. O zaman iktidar olamayacak bir siyasi partiye neden insanlar oy verecek ki? O nedenle klasik CHP’nin dışına çıkmak zorundalar.

Muharrem İnce’nin meydanlardaki mesajları, vaatleri, söylemleri hiç de klasik CHP’li biri gibi değil. Hatta tersi yönde. Yine de İnce’nin bir sinerji yarattığı, CHP tabanını konsolide ettiği görülüyor. Demek ki siyasetini değiştirince CHP oy topluyor.

HER PARTİ MERKEZE YAKLAŞMAK ZORUNDA

Bu durum, yalnızca ülkücü ya da Kürt oylarına talip olan partiler için de geçerli. Onların da klişe oy potansiyelleri % 51 asla olamaz.

Bu durumda siyasi partilerin katı ideolojik tutumlardan vazgeçerek, merkeze yaklaşmaları gerekecek. Zira asıl oylar merkezde duruyor.

Sol gelenekten gelen CHP ve HDP’nin bu tutumlarını değiştirmek zorunda kaldığını zaman içinde gördük. Her ikisi de muhafazakâr ve sağdan adaylar gösterdiler önceki seçimlerde. Şimdi aynısını yine yapıyorlar.

Tüm siyasi partiler parlamentoda çoğunluğu yakalamak, cumhurbaşkanlığında da iktidarı elde etmek için bugüne kadar gösterdikleri performansın üzerine çıkmak zorundalar.

OYLAR ASLANIN AĞZINDA ARTIK

Seçmen sanıldığından daha bilinçli ve ilk defa bu seçimde rengini çok belli etmiyor. Ancak sevmediği bir adayın, istemediği bir kişinin altına mühür basmayacak kadar eli güçlendi.

Artık seçmene göre hiza alınacak bir siyasi döneme girdik.

Başkanlık sistemi, seçmenin eline, iktidarı ve onu denetleyecek Meclis’i seçecek iki oy vererek onu aslan kral yaptı. İttifak yasası da baraj sorununu ortadan kaldırarak, bu krala her partinin alternatifini sunarak pençesini daha da güçlendirdi. Bu yüzden siyasi partiler artık kral olan seçmenin dediğini yapmak zorunda.

Anlayacağınız oylar aslan kralın ağzında.

Bu durumda seçmenin tercihleri, partilerin ideolojilerinden örgütsel yapılarına, aday profilinden parti programlarına kadar her şeyi etkileyecektir.

İster istemez bu etki partilerin ideolojiden uzaklaşmasına, daha pragmatik, daha faydacı ve daha merkezde durmasına neden olacaktır.

PARTİLER ÖNCE İTTİFAK YAPACAK, SONRA BİRLEŞECEKLER

Şöyle bir öngörüm var: Bir süre siyaset birbirine çok benzeyen partilerin ittifakına, sonra da bunların tek çatı altında birleşmesine sahne olacak. İki ana akım siyasi hareket olacak ileride. Bu iki akımın da ideolojileri olmayacak.

Geriye küçük, marjinal ve iktidar iddiası olmayan partiler kalacaktır ki, bu da nazar boncuğu vazifesi görecektir.

Yeni sistemde birkaç seçim geçirdikten sonra siyasetin ve sosyolojinin tam olarak yerine oturduğunu göreceğiz. Henüz tahmin aşamasındayız.

Belki de öngörmediğimiz başka değişimler de olabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Öztürk Arşivi