Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Çocuklarımızı nereden vurdular?

Çocuklarımızı nereden vurdular?

Eskiden anneler kırılan mutfak eşyalarını, eskiyen giysileri çocukların gelişim sürecine göre uyarlar ve maharetli elleriyle türlü türlü oyuncaklar üretirlerdi. Anneler pedogoji eğitimi almış değillerdi, hatta çoğunun okuma yazması dahi yoktu, terapist nedir bilmezlerdi. Ama fıtratlarında mevcut olan asli değerleri geliştirerek çocuklarını sevgileri ile beslerlerdi.  Onlar anneliği hakkıyla yaşayan gizli kahramanlardı. Fakat sıradan hayatı seçtikleri için ne verdikleri emekten ne de gösterdikleri çabadan bahsedildi. Hayatımızın gizli kahramanları olarak yaşamaya devam ettiler.  O zamanlar annelerin doğal yetenekleri ile üretilen oyuncaklar çocukların kişiliğinin şekillenmesinde büyük rol oynardı. Çocuk yaşadığı toplumun kültürel yapısını, ebeveynlerinin tutumunu oyunlara aktararak içselleştirirdi.

Bugün kapitalist kültürün girmediği alan sızmadığı mecra neredeyse yok.  Çocuklarımız bu zihniyetlerin karakterini yansıtan çizgi filmlerle ve ürettikleri oyuncaklarla büyüyor ve kendi kültürlerine yabancılaşıyorlar. Çocuğun yeme içme, oturup kalkma, düşünme ve giyim kuşam algısı bütünüyle bu zümrelerin güdümünde gelişiyor.

Barbie bebeklerle büyüttüğümüz çocuklarda baskın bir görsellik anlayışı hakim. Bu çocuklar olayları, nesneleri,  şahısları ve renkleri görüntüleri üzerinden değerlendiriyor ve belleğinde yer almayan nesneleri hayatın dışına itiyor. Çocuklarımız büyüdüklerinde kişileri insani hasletlerine göre değil görünürlüklerine göre değerlendiriyor ve maddi odaklı bir bakış açısına sahip oluyorlar.

Ekranlarda bizlere model olarak gösterilen kadın prototipine baktığınızda barbie bebeklerle büyüyen çocukların nasıl bir algıya sahip olduklarını daha iyi anlayacaksınız. Ne yazık ki bizler karşı çıkma cesaretimizi kaybedip,  kapitalist zihniyetin dayattığı kokuşmuş kültürü sorgusuz sualsiz almaya ve kendileştirmeye müsait hale geldik. Ve ilginçtir ekranlarda boy gösteren modern kadın prototipine uyum sağlayabilmek için bütün enerjimizi ve vaktimizi harcamaya razı olduk. Görünürlüğümüz her şeyin önünde tutuldu ve bizler bu masala inandık.  Çok acı!

Ekranlarda bize model olarak sunulan kadınlar, aynı fabrikadan çıkmış standart fotoğrafları andırıyor. Kadınlarımız kendilerine dayatılan modele benzeyebilmek için estetisyenlere gidiyor ve aynı saç rengine aynı ağız burun ve yüz şekline sahip olmak istiyorlar. Birini diğerinden seçemiyorsunuz küresel algı tek tip insan tek tip düşünce şekli ve tek tip kültürü adeta dayatıyor. Kadınlarımız ise bu odakların ürettiği ürünleri tüketebilmek için adeta yarışıyorlar. Ne garip!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi