Mehmet Ocaktan

Mehmet Ocaktan

Eğitimdeki bu tabloyu değiştirmeliyiz

Eğitimdeki bu tabloyu değiştirmeliyiz

Bu ülkede yaşayan hemen herkesin AK Parti iktidarının Türkiye’nin kalkınmasında sağladığı başarıları takdirle karşıladığı bir gerçek. AK Parti’nin siyaset yapma tarzına karşı olanların bile büyük icraatlar kapsamında yapılan köprülerin, havaalanlarının, tünellerin, otoyolların Türkiye’nin katma değerini yükselttiğinin farkında olduklarından ve içten içe gıpta ile baktıklarından eminim. Çünkü yapılan her önemli yatırımın insanların günlük hayatıyla bir şekilde kesiştiği muhakkak. Dolayısıyla yapılan her güzel icraat toplumda mutlaka karşılığını bulacaktır.

Ancak ülkelerin, toplumların hayatı sadece köprüler ve yollardan ibaret değil. Eğitimden kültüre, ekonomiden siyasete, hukuktan özgürlüklere kadar pek çok alandaki pozitif ya da negatif gelişmeler de insanların ve toplumların hayatını doğrudan etkileme kabiliyetine sahiptir.

***

Gelişmiş toplumların kalkınma süreçlerini dikkatle analiz ettiğimizde öncelikle eğitimde büyük hamleler gerçekleştirdiklerini, ciddi bilimsel çalışmaların altına imza attıklarını, hukukun üstünlüğüne dayalı bir adalet sistemi inşa ettiklerini, kültürel alanda dünya çapında değer ifade eden müzisyenler, mimarlar, romancılar, ressamlar, şairler, heykeltıraşlar yetiştirdiklerini görürüz.

Kalkınma bir bütündür, unutmayalım eğitimde, kültür-sanatta ve bilimsel alanda derinliği olmayan ve hukuksal zaaflar içinde olan toplumların her alanda gelişmiş güçlü ve modern bir devlet kurmaları da mümkün değildir.

Bazıları hemen, “meseleyi döndürüp dolaştırıp Müslümanlara getiriyorsun” diye itirazda bulunacaklardır biliyorum, ama itiraf etmek durumundayız ki Müslüman dünya maalesef bilimsel, kültürel, sanatsal ve hukuksal alanda gelişmiş dünya ile kıyaslanamayacak kadar geri durumdadır. Bunun için sayısız mazeretler üretebiliriz ama, ne yazık ki bu içinde bulunduğumuz acı gerçeği değiştirmeye yetmeyecektir.

Gerçek şu ki, eleştirel düşünceden mahrum olduğumuz için yeni bilimsel gelişmelerin altına imza atamıyoruz, dünya çapında sanat-edebiyat insanlarımız yok ve herkesin gıpta ile bakabileceği bir adalet sistemi inşa edemedik. En vahim olanı da, elle tutulabilecek bir eğitim sistemimiz yok.

Özellikle eğitim konusunda, hafta başında açıklanan Yükseköğretim kurumları Sınav (YKS) sonuçlarının ortaya çıkardığı vahim tabloya bakmak yeterli olacaktır. Sınavdaki Temel Yeterlilik Testinin sonuçlarına göre, 2 milyon 260 bin 273 adayın testlerdeki doğru cevap sayıları şöyle: Türkçe 40 soruda 16.179 ortalama, sosyal bilimler 20 soruda 6.003 ortalama, temel matematik 40 soruda 5.642 ortalama, fen bilimleri 20 soruda 2.828 ortalama. Bu sonuçler, Uluslararası öğrenci Değerlendirme Programı PISA’nın Türkiye’de yaptığı test sonuçlarını doğrular niteliktedir. Bilindiği gibi PISA’nın 72 ülkede 15 yaşındaki 540 bin öğrenci arasında yapılan testin sonuçlarında Türkiye okuduğunu anlamada 50. Sırada yer alırken matematikte 49, fende ise 52. olmuştu.

Ortaya çıkan bu tabloyu başarı hanesinde değerlendirmek ne yazık ki mümkün değildir. Zaten her alanda başarılı icraatlara imza atan AK Parti iktidarının da en başarısız olduğu alan eğitimdir. Dolayısıyla bu durumu hangi kriterlerle değerlendirirseniz değerlendirin, Türkiye’nin eğitim sisteminin acilen tedavi edilmesi elzem hale gelmiştir.

***

OECD Eğitim ve Beceriler Başkanlığı Direktörü Andreas Schleicher’in eğitim sistemimizle ilgili önerileri dikkat çekici: “Türkiye’de eğitim sistemi hayli rekabetçi ve öğrencilerin sınavlarda gösterdiği bireysel başarılarla sınırlanıyor. Bu, işbirliğine dayalı becerilerin gelişmesi için iyi değil. Veriler ayrıca Türk öğrencilerin takım çalışmasına karşı tavırlarının çok güçlü olmadığını da gösteriyor. Ancak bu sosyal becerilerin dünyada önemi artırıyor. Türkiye bunları geliştirmek için daha fazlasını yapmalı. Öğrencilere zaman, çalışma ortamı, hız ve etkileşim konularında daha fazla söz hakkı verilmeli. Okullarda öğrencilerin birbiriyle pozitif ilişki kurması destelenmeli. İşbirliğine dayalı beceri ve takım çalışmasına karşı olumlu tutumları destekleyecek ortamlar tasarlanmalı.”

Maalesef eğitim sistemimiz soran-eleştiren-araştıran öğrenci yetiştirmekten çok öğrencinin bencilleşmesini kolaylaştıran bir görünüm arzetmektedir. Yeni Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk, eğitim konusunda donanımlı ve vizyonu olan bir isim. Eğer imkan tanınırsa, eğitim sistemimizin yeniden inşası konusunda hepimizi umutlandıran ciddi adımlar atacaktır.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Ocaktan Arşivi