Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

YPG/PKK ABD’nin soygun maşaları

YPG/PKK ABD’nin soygun maşaları

Sınırımızın hemen ötesinde ABD ve koalisyon ortaklarının bölge zenginliklerini sömürmeye yönelik planı işlerken içeride nedense her seçim döneminde ısrarlı bir şekilde toplum ayrıştırılıyor. Hâlbuki dışa karşı birlik ve beraberlik oluşturulması, bu birlikteliğin de dost düşmana karşı gösterilmesi gerekiyor. Ne var ki, iktidar partisi, MHP ile oluşturduğu ittifakın yüzde 50 artı 1’e ulaşmasını yeterli görüyor ve bunu sağlamak için de MHP/AK Parti ittifakı dışında kalan partileri bir takım damgalamalarla karşı cephe olarak takdim ediyor. Hâlbuki bir ülkede her görüşten insan ve partinin bulunması doğaldır. Eğer, tüm toplum tek bir kalıba dökülmüş, orada farklılıklar söz konusu değil ise ortada ciddi bir problem var demektir. Hâlbuki MHP/AK Parti ittifakı kendileri ile birlikte olmayan partileri adeta hainler cephesi gibi takdim etmeyi sanki stratejilerinin esası haline getirmiş durumda. Kısacası, bir takım seçim hesapları uğruna cepheleşme teşvik ediliyor. Sınırlarımızın hemen ötesinde yaşananlar ülkemizin çok ciddi bir tehdit ile karşı karşıya olduğunu gösteriyor.

Bu tehdidin adı ise ABD ve koalisyon ortaklarının YPG/PKK terör örgütünü bölgede bir maşa olarak kullanmaktaki tavrıdır. Türkiye’ye ne söz verilirse verilsin tutulmuyor, terör örgütleri ile işbirliğini tercih ediyorlar. Bu durum ise toplum olarak tek vücut olunmasını gerektiriyor.

Irak ve Suriye’de yaşananların ciddiyetini anlamak için Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile İçişleri Bakanı Soylu’nun medyaya yansıyan açıklamalarından kısa alıntı yapmak istiyorum.

İçişleri Bakanı Soylu, “Amerika, PKK’ya Kuzey Irak’ta da eğitim veriyor” diyor. Söylediklerinden açıkça anlıyoruz ki aynı ABD, PKK’ya YPG adı altında Suriye’de de eğitim veriyor, alan açıyor.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Takvimde ABD’lilerden kaynaklanan gecikme var. Artık Menbiç’ten YPG’lilerin çıkarılması zamanı geldi” diyor. Sanıyorum bu sözlerden ABD’nin Münbiç’te varılan anlaşmaya uymadığı açıkça anlaşılıyor.

Bu iki haber birlikte değerlendirildiğinde dünkü bir başka gazetemizde yer alan şu değerlendirme çok daha iyi anlaşılacaktır:

“ABD, Irak ve Suriye’yi birleştirip Musul-Kerkük’ten Rakka’ya dek tüm bölgenin kaynaklarını PKK eliyle pazarlama peşinde. Amerikan, Fransız ve İngiliz şirketleri yüzlerce milyar dolarlık petrol-doğalgaz konsorsiyumunda yer almak üzere sıraya girdi.”

Irak ve Suriye soygununun PKK eliyle uygulanması için artık Irak’tan sonra Suriye’de de bir Kürt bölgesinin ortaya çıkartılmasının söz konusu olacağını sanıyorum söylemeye bile gerek yok. Bu ise giderek Irak ve Suriye Kürt bölgelerinin birleştirilmesini gündeme getirecektir. Yani Irak ve Suriye’nin parçalanması Türkiye’ye yönelik yüz yıllık planı gündeme getirecektir. Böylesine çevremizde işler karışık ve hain planlar uygulamaya konulurken içeride toplumu kamplaştırmaktan bu ülkeye fayda gelmeyeceğini artık herkesin görmesi gerekiyor. Bu hususta esas görev ise iktidara düşüyor. Artık iktidar partisinin sözcülerinin biz ve onlar gibi kamplaştırıcı bir dil kullanmaktan vazgeçmeleri gerekiyor. Ülkemizin ve insanımızın çıkarına olan budur. Ayrıştırıcı dil belki iktidar partisine seçim kazandırabilir ama ülkemiz çok şey kaybedebilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi