Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Eğitimde yaz tatili sorunu yok

Eğitimde yaz tatili sorunu yok

Her konuda olduğu gibi eğitim konusunda da medyamız popülist bir yol izliyor. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk bir televizyon kanalında soruları cevaplandırırken, yaz tatilinin kısaltılabileceğini, 180 iş günü olan öğretim süresinin Avrupa’da olduğu(!) gibi 200 güne çıkartılabileceğini söylemiş. Ancak, Selçuk’un eğitim konusunda söyledikleri bundan ibaretmiş gibi medyamız konuyu genellikle bu yönü ile ele aldı ve takdim etti. Sayın Bakan konuşmasında öncelikli olarak eğitimde yapısal bir değişikliğe gidileceğini, bu konunun yani yaz tatili meselesinin orta vadede ele alınabileceğini belirtiyor.

Sayın Bakan’ın daha önce açıkladığı 2023 Eğitim Vizyonu’nda mesele aslında enine boyuna ele alınmış, bir takım hedefler belirlenmişti. Bu hedefleri şimdi tek tek sıralayacak değilim. Ancak, eğitim denince ilk olarak akla eğitimde mekân ve eğiticilerinin yetişmesi/yetiştirilmesi gelir. Bu bakımdan Selçuk ilk göreve başladığında öğretmen yetiştirilmesine ağırlık vereceklerini, hatta bu hususta eski öğretmen okullarındaki öğretmen yetiştirilmeye benzer bir yol takip edilebileceğini söylemişti. Bu değerlendirmesine biz de destek vermiştik. Çünkü geçmişte olduğu gibi herkes öğretmen olarak atanabilir ama herkes iyi bir öğretici, eğitici olamaz. Öğretmen okullarının programında günümüz şartlarına göre bazı eksiklikler olduğu düşünülüyorsa bunları telafi etmek mümkündür. Bu noktada sanıyorum artık lise dengi öğretmen okullarını bitiren öğretmenlerle eğitimi sürdürmek mümkün olmayacağı için eğitim fakülteleri ile bu sorun çözülecektir. Ancak, eğer özellikle her sınıf öğretmeninin mutlaka bir müzik aleti çalabilmesi, öğrencilerine çocuk şarkılarını öğretebilmesi isteniyorsa, -buna ihtiyaç olduğunu düşünüyorum- bu sorunun ilkokullara müzik öğretmeni atanarak çözümünün mümkün olmayacağı kanaatindeyim. Çünkü ilkokul çocuğunun -buna orta ve lise öğrencilerini de katabiliriz- dikkati belli bir süre sonra dağılmakta, öğrenci dersten kopmaktadır. Bu dağılan ilginin yeniden toplanması ve öğrencinin yeniden derse odaklanmasını sağlamak tamamen sınıf öğretmenine aittir. Bunun için gerekli bilgi birikimine ve beceriye ihtiyaç vardır. Bu bakımdan eğitimde yaz tatilinin ya da öğretim süresinin uzatılması ya da kısaltılmasından önce iyi yetişmiş öğretmenlere, öğretmenlerin öğrencilerini iyi yetiştirebilmeleri için ortama ve laboratuar, spor salonu gibi hususlara ihtiyaçları vardır. Bunun yanında sınıflardaki öğrenci sayılarının azaltılması gibi hususlar da önemlidir. Hatta ikili öğretime son verilmesi, öğrencilerin sabah okula gelip ikindiye doğru çıkmalarının sağlanması gerekiyor. Özellikle de ilköğretimden liseye geçişte sınav sisteminin sona ermesi, bu mümkün olmadığı takdirde sınırlı bir şekle indirilmesi gerekiyor. Aslında, Sayın Selçuk soruları cevaplandırırken bu hususlara da temas etmiş ama nedense medyamızca yaz tatilinin kısaltılması ilgi çekici, belki de eğitimde başarı için ilk şart(!) olarak görülmüş.

Eğitimin iki değil üç sömestr olması da yeni bir fikir değildir. İlk, orta ve lise tahsilimi yaptığım yıllarda iki defa karne tatili verilir, üç karne alırdık, Son karne sınıf geçme karnesiydi. Bu uygulamadan daha sonraları vazgeçildi ve bugünkü sisteme dönüldü. Aslında öğretim yılının iki ya da üç sömestr olması eğitim açısından çok da önemli değil. Ancak, bu yola gidilecek ise yeni bir şey keşfedilmiş olmayacak.

Hemen belirteyim ki tüm bunlar işin detayı, özü değil. İşin özü Sayın Bakan’ın göreve ilk başladığı günlerde ifade ettiği gibi öğretmenler ve eğitimin yapıldığı ortam. Ve bir de öğretmen olmak isteyen gençlerimiz bu işi seviyorlarsa bu yöne yönelmelidirler. Çünkü öğretmenlik sevmeden yapılacak bir iş değildir. Yaparsınız ama öğrencilerinize yeterince yararlı olamazsınız. Özellikle de hiç olmazsa çocuğum öğretmen olsun anlayışının toplumdan tümüyle kazınıp atılması gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi