Ahmet Doğan İlbey

Ahmet Doğan İlbey

Kaşgarlı aksakaldan anıtmezar hikâyesi

Kaşgarlı aksakaldan anıtmezar hikâyesi

Bir varmış bir yokmuş, bundan iki asır önce Kaşgar Türklerinin yaşadığı bir ülke varmış. Önceleri bahtiyar ve âbad olan bu ülkenin, halkına nasihat verici hikâyeler anlatan bir aksakalı varmış. Aslı var mı yok mu bilmiyoruz, aksakal bir gün halkına şöyle bir hikâye anlatmış: 

Kaşgar ülkesinde zulme dönüşen inkılâpları yüzünden Kaşgar Türklerince sevilmeyen Kamalov adıyla zorba bir önder vardı. Öldüğünde devlet bütçesinden yüklü tahsisatla Çin diyarından getirilen ecnebi mimarlar eliyle yapılan mozole, yâni anıtmezar devlet protokolünde birinci derecede ziyaret edilmesi gereken mekân olarak anayasa ile mecbur kılındı. O gün bugün Kamalovist zümrelerle hükümet ve siyaset erkânı ta’zimde bulunuyorlar.

KAMALOV’UN MOZOLESİNİ ZİYARET ETMEK MECBURİDİR

Kaşgar ülkesinde ziyaret edilecek mekân Kamalov’un anıtmezarı değil, Kaşgarlı Hacı Mahmud-u Velî’nin türbesidir. Fakat bu mazlum ülkeyi ziyaret eden her devlet erkânı Kamalov’un mozolesini ziyaret etmek ve ta’zimde bulunmak mecburiyetinde. Milletin inancına karşı yapılmış anıtmezar o gün bugündür Hacı Mahmud-u Velî’nin şehrinin, yâni ülkesinin Müslümanca sûretini kirletip kara eylemektedir.                                                                                                         
“TANRI YATTIĞI” İÇİN MOZOLE İBADET YERİ SAYILIYOR          

Eski Yunan / Grek kültüründen kalma kötü ruhlu bir mimariye sahip anıtmezar Kaşgar ülkesinin bağrında Firavunların mezarlarını andırıyor. Kaşgar Türkleri anıtmezardan rahatsız. Kendilerine yapılmış bir hakaret olarak görüyorlar. Çünkü putperest inançlarda mozole, içinde “tanrı yattığı” için ibadet yeri sayılıyor. Daha fenası, ülkenin bağrına dikilen Kamalov’un mozolesi putperest Karya Kralı Mozoleus’un adından gelmesidir.

Sözlüğe göre, Mozoleus, Fransızca’da tapınak mezar mânasına geliyor. Roma putperest krallarının mozoleleri ilk ve en meşhur örneklerdir. Diğer bir anlamı da mozolede yatan ölünün “Ben ölmedim” ifadesini ihtiva ediyor ki, Allah’a şirk koşmaktır bu. Kaşgar ülkesinde böylesine tağutî bir mekânı ziyaret etmek büyük günah. Türkler tarihlerinin hiçbir döneminde önderleri için yapılan mezarlara mozole yahut anıtmezar dememişler, türbe yahut kümbet demişler.

ANITMEZAR AKROPOLİS’İN VE WAŞİNGTON’UN MEZARININ KOPYASI

Anıtmezar putperest eski Atina’nın sembolü olan eski Yunan tanrıçası Atena adına yapılan Akropolis’in tıpkısıdır. Sorduk soruşturduk, Antik Yunan şehirlerinin yanı başındaki yüksekliklere verilen bir isimmiş. "Yukarıda bulunan şehir" anlamına geliyormuş. Kaşgar Türk ülkesine hakaret bununla da kalmaz. Ne idüğü belirsiz Sümerlerin mimari sanatından da ilham alındığı söyleniyor. Dahası var, Amerika’nın ilk Başkanı Waşington’un mezarına benzetilmeye çalışılmış, hattâ kopya edilmiş. Kaşgar nere! Eski Yunan ve Amerika nere…! Çinlilerden dahi böyle zulüm görmedi Kaşgar Türkleri. 

İşte bu Kamalovistler, Kamalov’un anıtmezarını zulüm olsun diye Kaşgar’ın en görkemli mevkiine mazlum Kaşgar Türklerinin vergileriyle toplanan paralarla inşa ettirdiler. Hacı Mahmud-u Velî’nin şehrinin çehresi kirlendi, Atina şehrini andırır oldu. Millet, yüreğine hançer gibi sokulan meşum anıtmezarı her sabah evinin penceresinden ister istemez görüyor.                                                                                                                           

Kaşgar ülkesi için yüz kızartıcı bir alâmet olan anıtmezarda, Çinlileşmekle eş mânaya gelen Kamalovizm’in inkılâp müzesi varmış ki inkılâplardan canı yanan Kaşgar Türk halkına hakaretin daha büyüğü bu.

Firavunların mezarlarında hususi eşyalarının saklandığı gibi bu müzede Kamalov’un şahsî eşyaları sergileniyormuş. Firavunların balmumu heykelinden ilham alınarak yapılmış olan yarım gövde ve baş heykelleri sıra sıra diziliymiş. 

ANITMEZAR KÂBE’YE KARŞI YAPILDI

Daha da ileri giden Kamalovistler anıtmezarı yarı agnostik, yarı deist inançlarına göre kutsallaştırdılar. Anıtmezarı Kâbe’ye, “Utuk” u Kur’ân-ı Kerim’e karşılık olarak takdis ettiler. Kıtlık ve yokluk yıllarında mazlum ve mazrur Kaşgar halkından zorla alınan vergiler bu meşum mekâna harcandı.                             

Anıtmezara giden mermer döşeli yolların kenarlarında Kaşgar Türklüğüyle uzaktan yakından alâkası olmayan Hitit aslanlarının heykelleri sıra sıra arz-ı endam ediyor. Eski Roma sitelerine benzeyen çevre mimarisi dünyanın en pahalı taş ve mermerleriyle döşeli. Bu murdar ve haram mekânın içine girmedim amma, anlatıldığına göre binaların tavanları renkli ve altın varaklı İtalyan mozaikleriyle süslenmiş. 

Sadede geleyim, bunca sözü tağutî bir alâmet olan anıtmezar için niye sarf ettim? “Bundan böyle resmî, yâni mecburi anıtmezar ziyaretleri kaldırılmıştır. Laikçiler, modernler, Kamalovistler ve benzeri anlayışta olanlar şahsen gidebilirler…” şeklinde yeni bir nizamnâme yürürlüğe sokulmalı.

Anıtmezarın sadece kabir kısmı kalacak şekilde sûreti, mimarî yapısı ve çevre düzeni iptal edilerek, kapladığı saha amme menfaatine uygun mesken yerleri olarak tahsis edilmeli. 

(Yazıcının suali: Siz bu hikâyeden ne anladınız? Bendeniz çoook şey anladım!) 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Doğan İlbey Arşivi