Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Yolun sıkıntılarına katlanan menzile ulaşır

Yolun sıkıntılarına katlanan menzile ulaşır

Çıkılan her yol menzile ulaşabilmek için fedakarlık ister. Karşılaşılan sıkıntıları göğüslemek ister. Bunlara katlanabilenler hedefledikleri menzile varırlar. Ama, ben hiçbir sıkıntı çekmeyeyim, oturduğum yerden hedefime ulaşayım diyenler büyük bir ihtimalle daha yolun başında yılgınlığa uğrar, yolculuktan vazgeçerler. Özellikle çıkılan yolda bir takım engelleri olanlarla varılacak bir hedef belirlenmiş ise sonuca ulaşıldığında duyulan heyecanın, mutluluğun tarifi mümkün değildir. Bu mutluluğu ve heyecanı önceki akşam Ankara’da MEB Şura Salonu’nda YÖN Sanat Atölyesi bünyesinde eğitim gören dezavantajlı (engelli) bireylerin oynadığı Dava-Filistin oyununu izlerken yaşadım. Öncelikle oyunun Sanat Yönetmeni Engelsiz Sanat Birliği Başkanı Erdem Öksüz’ü ve tüm engelleri aşarak başarılı bir oyun sergileyen Mustafa, Nazım ve Aytaç kardeşlerim ile tüm emeği geçenleri yürekten tebrik ediyorum. Çünkü bize azmin başarısını hiçbir zorluğun engelleyemeyeceğini, istendiği takdirde nelerin yapılabileceğini gösterdiler. Bu arada Filistin Devleti Ankara Büyükelçisi Dr. Faed Mustafa Bey de verdiği destekten dolayı teşekkürü hak ediyordu.

Oyunun isminden de anlaşılacağı gibi konu Filistin ve Filistinlilerin İsrail’e karşı verdiği mücadeleyi anlatıyordu. Üç engelli kardeşimizin bu mücadeleyi canlandırmasını baştan sona heyecanla izledim. Bu arada İslam dünyasının Filistinli kardeşlerimizin vatanları için verdiği mücadele karşısındaki sessizliğini bir kez daha hatırladım ve üzüldüm. Diyebilirim ki, her gün aynı manzarayı yaşıyor olmamıza rağmen engelli kardeşlerimin sergilediği oyun yüreğimdeki acıyı tazeledi. Bu kardeşlerimizin mücadelesine nasıl bir katkıda bulunabiliriz sorusunu sıkça kendimize sormamız gerektiğini hatırlattı.

Oyunun sonunda Sanat yönetmeni Erdem Öksüz engelli kardeşlerimiz ile ilk tanıştıklarındaki durumu anlattı. Kısaca, konuşamadıklarını, yazamadıklarını ancak bugün yüzlerce sayfalık ezber yaptıklarını belirtti. Hemen belirteyim ki, engellilere ve madde bağımlısı gençlerimize yönelik onları topluma kazandırmak için verilen mücadele ve bu mücadelede yer alanlara hep saygı duydum. Çünkü bu yol zorluklarla dolu bir yoldur. Bu köşede geçmişte madde bağımlısı gençlere yönelik mücadele veren bir annenin durumunu anlatmıştım. Bu annenin fakülte son sınıfta madde bağımsı haline gelen evladını kurtarmak için mücadeleye atıldığını, daha sonra ulaşabildiği madde bağımlısı gençleri kendi evladı gibi görerek onları kurtarmak için mücadele ettiğini anlatmıştım. Dün akşam bu anne ile de oyun çıkışında karşılaştım ve madde bağımlısı evladının bağımlılıktan kurtularak evlendiği müjdesini verdi. Bu olay izlediğim oyun ile ilgili değilmiş gibi görünse de gerek engelli kardeşlerimizi, gerek madde bağımlılarını alışkanlıklarından kurtararak topluma kazandırmak için verilen mücadelenin zorluklarını biliyorum ve bu zorlukları göğüslemeye çalışanların yaptıkları işin önemini biliyor, saygı duyuyorum. Onların desteğe ihtiyaçları olduğunu, toplum olarak bu desteği elimizden geldiği kadar vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Çünkü o gençleri topluma kazandırmak görevi sadece bu işin gönüllülerine ait değil, hepimizin bunda sorumluluğu vardır.

Oyunun sonunda Erdem Öksüz yaptığı kısa konuşmada engelli gençlere yönelik bir konservatuar açmak istediklerini, bu gençleri buralarda eğitmeyi düşündüklerini söyledi. Hemen belirteyim ki bu sözler bir yardım talebi değildi. Ancak, her halde böyle bir okulun açılmasına destek vermek hepimizin görevi olmalıdır. Olmalıdır ki, bu gençlerin ileride ortaya koyacakları başarıda pay sahibi olmanın heyecanını ve mutluluğunu yaşayalım. İnanın bu mutluluk her şeye bedeldir. Belki, üç engelli kardeşimin sergilediği oyundan duyduğum heyecanı abarttığımı düşünebilirsiniz ama bilesiniz ki hislerimi tam olarak dile getirebilmiş değilim. Oğlumla birlikte izlediğim oyunun bir oyun olmanın ötesinde hayata nasıl dokunduğunu sizlerle paylaşmak istedim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi