Kemal Öztürk

Kemal Öztürk

Yeniden tanzim edelim

Yeniden tanzim edelim

Markette alışveriş yapan bir vatandaş, kasiyere çıkışıyor, “fiyatlar ucuzladı, demek ki sizin yüzünüzden artmış.”

Televizyonda yanımda oturan siyasetçi, “fırsatçılar, fahiş fiyatla mal satanlar aradan çıktı fiyatlar düştü” diyor.

Büyük market sahipleri her ürünün üzerine zorunlu olarak koydukları etiketlere şunu yazıyor: “Domates maliyet 4.32 TL, satış 3 TL, patlıcan maliyet 7.16 TL satış 4.50 TL. Sadece 1 Kg alabilirsiniz.”

Tanzim satış yerlerindeki etiketler toptan hal satış fiyatlarından daha ucuz.

Hükümet fırsatçılardan, hükümete operasyon çekenlerden şikayetçi.

Resmi raporlar fiyatları yükselten bir kesim olduğunu tespit ediyor.

Çiftçi ürettiği maldan kar etmediğini söylüyor.

Komisyoncu %8 karla satıp, elinde avucunda bir şey kalmadığından dertli.

KONUYU SAĞLIKLI TARTIŞABİLMEK

Bu durumda kafalar iyice karışıyor ve aradığımız sorunun cevabını bir türlü bulamıyoruz: Fiyatları kim, nasıl yükseltiyor?

Daha zor bir soru geliyor: Peki ne yapmak gerekir?

Kaç gündür konuyu anlamak için her kesimle konuşuyorum ve meselenin son derece geniş, kapsamlı ve karmaşık olduğunu anlamış durumdayım.

Bir kere konuyu açık, net ve verilere dayalı şekilde tartışabilmek için, “hain, hükümete operasyon çekenler, fırsatçı” gibi suçlamaları bir kenara bırakmak gerek. İnsanlar haklılığını anlatırken bile çekiniyor.

Aslında şu anda Tarım, Ticaret, Maliye bakanlıkları sektörün yetkilileriyle konuşuyor. Sıkıntıları dinliyor, tartışıyorlar. Sağlıklı bir durum.

Lakin medyadaki tartışmaların son derece sağlıksız ve rencide edici olduğunu belirtmem gerek.

SORUNLARIN TAMAMINI GÖRMEK

İşin aslı, fotoğrafın tamamını görerek bir politika belirlemekten geçtiğini bu sorunda da görüyoruz.

Yani patlıcanın fiyatını arttıran tek bir faktör yok.

Hükümetin dediği gibi (az da olsa) fırsatçılar var ama sektörün dediği gibi ortada sağlıklı bir politika olmazsa sorun çözülemez.

Çözüm için dinlediklerimi şöyle özetleyeyim:

Sağlıklı bir tarım politikasıyla, üretim ve tüketim sorunlarını ortadan kaldırmalıyız.

Çiftçi yanlış gübrelemeden toprağını verimsiz kullanmaya, ürününü nasıl satacağından hangi ürünü ekmesi gerektiğine kadar, her konuda bilinçlendirilmeli.

İhracat, iç tüketim ve üretim dengesi için sağlıklı politikalar üretilmeli. Fiyatları arttıran fire, çürüme, depolama, nakliye, paketleme maliyetlerini en aza çekmek için yeni sistemler ve teknolojiler devreye sokulmalı. Sağlıklı istatistiklerin elde edilmesi için sağlıklı kayıtlar oluşturulmalı.

Ve her şeyden önemlisi, Türkiye’nin çok güçlü bir tarım politikası olmalı.

Sağlıklı bir ticaret politikası hayata geçmeli.

Bir ürünün tarlada satışından başlayarak hallere, oradan satış zincirinin tüm halkalarına ve nihayet markete, pazara kadar tüm kesimler göz önüne alınarak bir ticaret politikası üretilmeli.

Her yere açılan on binlerce market zinciri, binlerce avm, semt pazarları, tanzim satış noktaları, hepsi bir ticari politika etrafında yeniden düzenlenmeli. Bu gereksiz yoğunlaşmanın piyasayı bozduğu, tekelleşme yarattığı, üretimden fiyatlanmaya, haksız rekabete kadar her şeyi etkilediği görülmeli.

Sağlıklı bir maliye politikası üretilmeli.

Tarladan başlayarak, son tüketiciye kadar, her şeyin kayıt altına alınması gerekir. Kar/zarar dengesi iyi denetlenmeli. Artan döviz kurları, maliyetler hesaba katılmalı.

Piyasada kayıt dışı üretim ve satış kontrol altına almadan piyasada rekabetin oluşmayacağı ve denge kurulamayacağı görülmeli.

Haksız kazanç sağlayan, fırsatçı, spekülasyon yapan varsa maliye bunları ortaya çıkaracak sistemler kurmalı…

Bunlar fotoğrafın tamamını oluşturan sorunlardır ve aslında fiyatların artmasına neden olan şey de budur.

SİSTEMİ YENİDEN ‘TANZİM’ EDELİM

Spekülasyon yapanlar olabilir. Haksız kazanç elde eden de olabilir. Ancak zarar eden, haksız yere suçlanan, anlaşılmayan, dinlenilmeyenler de olabilir. Devletin görevi, hükümete operasyon çeken varsa onu yargı önüne çıkarmak ve haksız yere suçlanan varsa onu da korumaktır.

Hükümetin vatandaşı önceleyen refleksini anlayabiliyoruz. Ancak tüketiciyi koruduğumuz kadar, üreticiyi ve perakendeciyi de korumazsak, sistem bir süre sonra çöker. O zaman pahalı satacak sebze bile bulamayabiliriz.

Şu anda tanzim satış noktaları ve marketler zararına satış yapıyor. Vatandaşların sadece bir kısmı bu ucuz ürünü alabiliyor. Ancak herkesin hemfikri olduğu şey, bu sürdürülebilir bir çözüm modeli değildir. Hükümet de birkaç aylığına bu sistemi çalıştırdığını söylüyor.

O zaman daha uzun vadeli, kalıcı ve fotoğrafın tamamını dikkate alan bir çözüme ihtiyacımız var.

Yani sistemi yeniden ‘tanzim’ edelim derim.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Öztürk Arşivi