Yusuf Kaplan

Yusuf Kaplan

Türkiye, tarihî yükümlülüğünü üstlendiğinde, tarihin akışı değişecek yen

Türkiye, tarihî yükümlülüğünü üstlendiğinde, tarihin akışı değişecek yen

Yeni Zelanda’da 50 masum Müslümanın alçakça katledilmesiyle sonuçlanan terör saldırısı dünyada hakettiği ilgiyi görmedi! Dünyanın önde gelen ülkeleri de, Batı medyası da iki camiye makinalı tüfekle yapılan alçakça, kalleşçe ve barbarca saldırıya sıradan bir olay gibi yaklaştılar!

Oysa teröristin işlediği katliam ne kadar alçakça ve barbarca ise, dünyanın önce gelen ülkelerinin ve Batı medyasının böylesine hunharca bir katliama sessiz kalmaları da aynı ölçüde alçakça ve ürperticidir!

Katliama, “terör saldırısı” diyen çıkmadı Batılı liderler arasında -görebildiğim kadarıyla!

EN BÜYÜK TERÖRİST, BATI VE MEDYASI!

Batı medyası, gücün medyası olduğunu gösterdi: Habercilik, her şeyden önce ahlâk meselesidir. Ama Batı medyası, küresel güç odaklarının ve çıkar şebekelerinin sözcüsü ve gözcüsü olduğunu gösterdi bir kez daha! Teröriste “terörist” diyemedi bile!

Charlie Hebdo saldırısını yapanlara “müslüman teröristler” diyen Batı medyası, Yeni Zelanda’da ibadet eden insanların üzerine makinalı silahlarla saldırarak kitlesel katliam yapan canilere “gunman” (silahlı kişi!) dedi -örneğin New York Times!

İngiliz Daily Mail gazetesi, teröristi “melek-çocuktu” diyerek aklamaya kalkıştı!

Alçaklık değil de nedir bu?

Batı medyası, Batı emperyalizminin öncü kolu, vurucu gücüdür: Savaş, meydanlardan önce medyalarda veriliyor artık!

Emperyalist Batı da, medyası da en büyük teröristtir: Gerçekleri öldüren / örten, teröristleri masum gösterecek kadar hakikat düşmanı, insanlık düşmanıdır üstelik de!

TÜRKİYE, KUŞATILIRKEN...

Yeni Zelanda saldırısında Türkiye’nin hedef hâline getirilmesi meselesi üzerinde kafa patlatmak zorundayız.

Yeni Zelanda saldırısından önce yaşanan bazı hâdiselere yakından bakmak zihin açıcı olabilir.

Önce, Avrupa Parlamentosu, bir Türkiye Raporu yayınladı. Bakın, Türkiye Raporu’nda neler var:

-Türk askeri Kıbrıs’tan çekilmeli.

-PKK terör örgütü listesinden çıkarılmalı.

-Akkuyu Nükleer Santrali durdurulmalı.

-Ayasofya’nın müze statüsü korunmalı.

-Türkiye’ye yaptırım uygulanmalı.

Nedir bu? Kelimenin tam anlamıyla, küstahlıktır bu! Avrupalılar, Türkiye’yi Avrupa’nın sömürgesi, kendilerini de sömürge valisi olarak mı görüyorlar acaba?

Aynı zaman dilimi içinde bizi yakından ilgilendiren bazı önemli hâdiseler yaşanıyor art arda...

İsrail, Mescid-i Aksa’da terör havası estiriyor!

Netanyahu, Erdoğan’a “diktatör” diyor!

Avrupa Parlamentosu “Ayasofya cami yapılamaz” diye buyuruyor!

Ve Yeni Zelanda’da camilere saldırılıyor, 50 masum müslüman katlediliyor!

Kesinlikle istihbarat örgütlerinin adamı olduğu apaşikâr ortada olan terörist, yayınladığı bildiride, Erdoğan’ı, Türkiye’yi tehdit ediyor, hedefe yerleştiriyor...

TÜRKİYE, AÇIK HEDEF ARTIK!

Alçaklık, ruhlarına işlemiş bu Batılıların!

Yeni Zelanda saldırısında Türkiye’nin ve Erdoğan’ın isim verilerek, tehditler savrularak açıkça hedef tahtasına yatırılması, teröristin münferit bir gayreti olarak görülebilir mi?

Hele de silahlara, şarjörlere kazınan “Turkofargos” (Türk Yiyici) ifadesi başta olmak üzere, Osmanlıların Avrupalılarla giriştiği savaşların komutanlarının isimlerine kadar Türklerin, Türkiye’nin hedef gösterilmesi, bizi silkeleyip kendimize getirmeye yetmeli, değil mi?

Türkiye’nin açık hedef haline getirilmesi, 15 Temmuz işgal ve darbe girişimiyle gerçekleşti ilk kez. Türkiye, Batı ittifakının, Batılı kurumların bir üyesi olmasına rağmen hiç bir demokrasi-sever Batılı ülke, bu darbe girişimini darbe diye kınamadı!

Çünkü bu, darbe girişiminden öte ve önce, bir işgal girişimiydi ve Batılı sözümona müttefiklerimiz tarafından planlanan ve gerçekleştirilmeye çalışılan ama fiyaskoyla sonuçlanan bir işgal girişimiydi!

Tekrar ediyorum: Türkiye, Batılılar tarafından açık hedef hâline getirildi: Batılılar, Türkiye’yi provoke ederek, Batılı kurumlardan çıkarmak ve işgal ederek, Türkiye’ye ölümcül darbe vurmak istiyorlar!

Batıyla açıkça hesaplaşacağımız günler gelecek... Ama şu an Batı’yla, bütün Batılı güçleri karşımıza alarak bir çatışmaya giremeyiz. Birileri bunu yapmak istiyor! Türkiye’yi buna kışkırtmak için yoğun çaba sarfediyor!

Türkiye, bu tuzağa karşı dikkatli olacak ama her şeye de hazır olacak, teyakkuzu elden bırakmayacak!

TARİHÎ YÜKÜMLÜLÜK BİZİ BEKLİYOR YİNE...

Şunu bilelim, derim: Türkler, Müslüman olduktan sonra hem İslâm dünyasının kaderi değişti hem de dünya tarihinin akışı...

Özellikle Selçuklu ve Osmanlı medeniyet tecrübeleriyle, Türkiye, Haçlıların ve emperyalistlerin kâbusu, dünyanınsa ruhu ve umudu olduğunu göstermişti.

Batılılar, bu tarihî yükümlülüğümüzü yeniden üstlenmeMemiz için Türkiye’yi iki asırdır içerden ve dışardan kuşatıyorlar, zihnimize türlü tuhaf prangalar vuruyorlar!

Türkiye, bu prangaları kıracağını, önümüzdeki yarım asırda -eğitim, düşünce, kültür, bilim, sanat hayatında- büyük atılımlara imza atabilirse, yeniden dünyanın ruhu olabileceğini gösteren sinyaller verdi.

Batılılar, o yüzden, bu teröristler üzerinden bize mesaj veriyorlar ama Türkiye hem tuzaklara karşı teyakkuzu elden bırakmayacak hem de geleceği inşa edecek tarihî yükümlülüğüyle hareket edecek inşallah.

İşte o zaman tarihin akışı değişecek bir kez daha...

O yüzden kenetlenmek ve her alanda iyi hazırlanmak zorundayız. Vesselam.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yusuf Kaplan Arşivi