Serdar Arseven

Serdar Arseven

Bak sen şu “Vakit’e tepki” diyenlere!..

Bak sen şu “Vakit’e tepki” diyenlere!..

“Ya Rabb;
Helâk olan değil, Felâh olandan kıl!..
Gerçekten itina ve incelikle kaleme alınmış bir yazı. Yazarımızı tebrik eder, Yüce Allah'tan onun ve bizim ayaklarımızı İslâm üzere sabit kılmasını temenni ederim. Ya Rabbi, bizi LÛT, AD, SEMUD, kısacası helâk ettiğin kavimlerin insanları olmaktan koru ve Hz. Muhammed'e yakışır bir ümmet kıl... SELAM VE DUA İLE”

“Habervaktim” adlı internet sitesinde de yer bulan dünkü yazımızla ilgili düşüncelerini böylesine güzel ifadelerle yansıtan okuyucularıma teşekkür ediyorum.
Dün bu sütunda, “Tepkicileri uyarıyorum: ‘Lût Kavmi ile işbirliğine son verin!..’ ” başlığı altında yazmıştık.
“Dostlarımızın” başını çektiği bir grup, Hüseyin Üzmez mevzuundan dolayı (ne alakası varsa) “Vakit'e tepki” platformu oluşturdu ya...
O konuyla ilgili bir yazıydı.
“Lût Kavmi” meselesini ele alacağım da...
Öncelikle şunu belirtmeme lütfen müsade edin: Bunu, yani, “Vakit'e tepki” organizasyonunu asla “iyi niyetli” bir tavır olarak görmüyorum!..
Zira; “Niyeti müspet” olan, böyle bir “tepki hareketine” girişmezden önce, “Vakit'teki Dostları” ile bir araya gelir ve “düşüncelerini” alırdı...
Ve tabiî “düşüncelerini” de dile getirirdi...
“Niyeti bağcı dövmek değil de, üzüm yemek olan”, “Dostları ile” “tavır birliği” oluşturmaya çalışırdı!..
Böyle yapmayıp da; “Üzmez olayı”nı “Vakit'e mâl etmeyi” ve böylece “kuyruk acılarının” intikamını almayı hedefleyenlerin “kuyruğuna takılırsanız”...
Fevkalade ayıp etmiş olursunuz!..
Ve daha da önemlisi, bu işin başını çeken “dostlarımıza”, ihtiyaç duydukları her dönemde açık destek veren Vakit'in bütün mensuplarına büyük haksızlık etmiş olursunuz!..
“Haksızlık” benim için kilit kavramdır. Zira; Hz. Peygamber, “Haksızlık karşısında susan”ı “dilsiz şeytan” olarak nitelendirmiştir!..
Bundan dolayı; “susmayı” hiç düşünmedim.
Lâkin, “Dostlarımla” “Kamuoyu önünde” tartışmak da doğru olmazdı.
“Kardeşlerimi” kuyruklarına takıp dolaştıran “karteli” sevindirmenin âlemi yoktu!..
Bu hassasiyetle mesajlarımı hep “kamuoyunun bilgisi haricinde” gönderdim. En nazik yöntemlerle “uyarmaya” çalıştım.
“Biz dindar kadınlar” ana başlığının altında, “aşırı sol ideolojinin İslâm karşıtı mensupları”nın yer bulmasını bile, “kamuya açık” ortamlarda dillendirmedim!..
Lâkin, Bir nokta var ki... Ona tahammül edemiyorum... Söyler misiniz lütfen; “Biz dindar kadınlar” başlıklı bir oluşumun altında, “Travesti lideriyle” birlikte hareket edilmesine nasıl katlanayım!.. Nasıl görmezden geleyim!
Evet, Okşan Öztok... “Vakit'e tepki” platformunun... “Dindar kadınlar” platformunun, “yıldızı” olarak duruyor orada!..
Sadece o mu?.. LBTT'nin, yani Lezbiyen, Biseksüel, Travesti ve Transseksüel platformunun 15. EŞCİNSELLER ONUR (!) HAFTASI'na katılarak, “Ben eşcinselleri ezilmiş insanlar olarak görüyorum ve bu etkinliğe katılmaktan ONUR (!) duyuyorum” diye bağıran Baskın Oran da “dindar kadınlar” başlığı altındaki Vakit'e tepki organizasyonunda!..
Bir de, “Mısır Çarşısı'nda patlama meydana getirerek” 7 vatandaşımızın ölümüne, 127 vatandaşımızın yaralanmasına sebep olduğu iddiasıyla yargılanan malûm “aşırı solcu kadın” var.
O da “aynı ekip”ten!..
Ne diyeceğimi bilemiyorum kıymetli okuyucularım; “Dindar kadınları” böyleleriyle bir arada gördükçe...
İnanın kahroluyorum!.. Yüce Allah'ın “lanetlediği”, travestilik, transseksüellik vb. fiillerin failleriyle, önde gelen destekçileriyle, Kıymetli “dostlarımın” aynı çatı altında buluşmalarını nasıl kabulleneyim!..
Nasıl hoşgöreyim!..
“Efendim, o başka, bu başka... Bu kamuya açık bir platformdur. Travestiler ve destekçileriyle farklı alanlarda işbirliği yapabiliriz. Mesela, Vakit gazetesini travestilerle ortak platformda protesto edebiliriz!” filan diyenleri nasıl “kendi hallerine” bırakayım!..
Baskın Oran belli...
Mısır Çarşısı'nı “patlatmaktan” yargılanan da öyle...
“Travesti”ye gelince...
Hani, sıradan bir “travesti” olsa... “Gözden kaçmıştır” filan diyeceksiniz!..
Hayır... Platformda yer bulan; Türkiye'deki travestilerin lideri!..
Bu alanda faaliyet gösteren bir “derneğin” de Genel Başkanı!..
Üstelik; Bazı platform önde gelenlerini “o travesti”yi aralarından çıkartmaları konusunda arkadaşlarımızla birlikte ikaz ettik!..
Ayrıca kendi mailimden, “tepki hareketine” iki mesaj gönderdim. Söz konusu “travesti önde geleninin” platformda yer aldığını ve listeden çıkartılmasının uygun olacağını belirttim. O mesajlar da bende!..
Yani; “Bilmiyorduk!..” gibi bir mazeretleri olamaz!..
İşte dünkü yazımızda da; “Bugün 17.00'a kadar müsade... Bu zaman dilimi içinde bu ‘biçimsiz ilişkiye’ son verdiğinizi ilan edin, lütfen!” ikazı vardı!..
Şimdi saat 19.00...
Bugünkü yazım, gazetedeki yerini almak üzere, göndermek mecburiyetindeyim. O “Travesti Önde Geleni”nin ismi hâlâ çıkartılmadı “platform”dan!..
Ha bu arada; Unutmadan ifade edeyim ki; O platformda yer alan “Vakit karşıtı travesti önde geleni ile” muhabir arkadaşlarımız görüştü.
Kendisinin ve arkadaşlarının Vakit'e tepki platformuna niçin katıldıklarını uzun uzun izah etti, TRAVESTİ OKŞAN.
Vakit'e karşı çıkmasının sebeplerini sıralayacak olursak:
1) Vakit, “farklı cinsel tercihlere” saygısız bir gazete!..
2) Eşcinselliği “gayri meşru” görüyor!..
3) Şeriatçılık yapıyor!..
4) Kendisini protesto için gelenlere karşı “Şeriat hükümlerine var mısınız?” diye pankart açıyor!..
Evet... “Dindar kadınlar” oluşumunun organizatörleri ile el ele verip Vakit'e tepki göstermesinin başlıca sebepleri bunlarmış!..
Travestinin önde geleni işte!..
Kafama takılıyor arkadaş; Bu “dostlarımız” nasıl olur da, bu “travesti” ve “diğerleri” ile aynı “tepki platformu”nda bir arada bulunmayı içlerine sindirirler!..
Uyarımızın üzerinden bunca zaman geçti...
(En azından) Bir “travesti lideri”nin ismini kaldırıp atamıyorlar oradan!..
Vakit'le bağlarını kopartacak adımları atarken bir an tereddüt etmeyen; “Gidelim de şu kardeşlerimizle bir konuşalım, bir istişare edelim” deme ihtiyacını bile hissetmeyen bu “dostlarımız”... Bir “travesti önde geleni” ile aralarına “soğukluk” girmesini mi göze alamıyorlar acaba!..
Bilmem ki; “Şimdi onun ismini atarsak, kartel gazetelerinin, din düşmanlarının tepkisini çekeriz. ‘Cinsel ayrımcılık’la (!) suçlanırız” korkusu mudur böyle davranmalarına sebep olan!..
Neyse ne!.. Hiçbir şey için geç değil; Hiç olmazsa bu yazıdan sonra, “O travesti önde geleni”nin ismini atmalarını bekliyorum!..
Atabilirlerse, geç-meç olmuş, bakmaz...
“Dostlarımızı” tebrik ederiz!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi