Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Arka plan

Arka plan

Sn. Cumhurbaşkanı Gül’ün ABD ziyareti daha önce yapılan Başbakanın ziyaretinde uzlaşmaya varılan konuların teyidinden mi ibaretti, değilse onu farklı kılan neydi?

Cumhurbaşkanının 1638 Kasrışirin anlaşmasına atıfta bulunarak Türkiye ile İran arasındaki sınırın o tarihten beri değişmediğini söylemesi ve bu tarihin ABD’nin kuruluşundan bile önce olduğunu vurgulaması bu konuda bir tartışmanın olduğu ve Türkiye’nin karşı tarafın talep ve beklentilerini olumsuz karşıladığı anlamına gelir.

İkinci önemli fark bugüne kadar Türkiye, ABD ve Irak arasındaki bir sorun olduğu düşünülen PKK terörüne Başkan Bush’un öncekilerden farklı bir yaklaşım sergilemesi ve bu örgütün uluslararası bir tehdit olduğunu söylemesi oldu. Bu sözler diğer güçlerin, özellikle Avrupa’nın PKK’ya karşı tavır alması için mi söyleniyordu yoksa bu örgüte desteklerinin sürmesi durumunda bu ülkelerin de PKK’ya atfedilecek eylemlere maruz kalabileceğini mi ima ediyordu? Türkiye ve ABD’nin PKK’ya karşı tavır almalarına rağmen eylemlerin sürmesinden kim sorumlu tutuluyordu?

Durum öcalan’ın PKK’yı yönetenlerin Talabani ve Barzani olduğunu söylemesiyle çözülmesi gereken bir bilmeceye dönüştü. ABD’nin işgali altındaki Irak’ta, Talabani ve Barzani onun düşman ilan ettiği PKK’ya destek mi veriyordu? ABD bir yandan Türkiye ile ortak hareket ederken diğer yandan kontrolü altındaki yöneticilerin PKK’yı desteklemesine göz yumarak ikili mi oynuyordu?

Bir futbol maçında top sürekli yer değiştirir. Topun kendiliğinden hareket etmediği, oyuncuların onu yönlendirdiği bilinir ama herkesin gözü toptadır. çünkü topun nereye gideceği maçın sonucunu tayin edecektir. Bugün PKK sahadaki top konumuna getirilmiştir ve ilk işimiz maçın taraflarını tespit etmek olmalıdır. Biz bir eylemin PKK tarafından yapıldığını söylerken topun nereye gittiğini söylüyoruz ama topa kimin vurduğuyla ilgilenmiyoruz.

PKK, Bush’un iddia ettiği gibi, uluslar arası bir tehdit haline gelmişse ve iki büyük güç arasındaki ilişkilerde en önemli gündem maddesini oluşturuyorsa ona sıradan bir örgüt olarak bakamayız. Etrafındaki güçlere rağmen varlığını sürdürmesi mümkün değildir ve o artık bir markaya dönüşmüştür.

Dünya üzerinde sınırları bile değiştirecek bir mücadele yürütülürken kimin kiminle ve niçin savaştığı bilinmiyor. Teröristler eylem yapıyor ve büyük güçlerin bu eylemlere tepkisi dünyanın geleceğini belirliyor. Şu soruyu herkesin cevaplandırması gerekir: PKK ile yapılan mücadelenin sonucunda sadece bu örgüt mü tasfiye edilmiş olacak yoksa Irak merkezli yeni yapılanmanın biçimi mi belirlenecek? Halk küçük çatışmalardaki kayıplarla, bombaların sebep olduğu trajik sahnelerle meşgul olurken arka planda büyük bir proje mi gerçekleştiriliyor? Merak etmeyin. Bir süre sonra ne El-Kaide ne de PKK kalacak ama dünyanın epeyce değişmiş olacağını göreceksiniz. Türkiye de bu değişimden en fazla nasibini alacak ülkelerden bir olacak gibi görünüyor. Bu değişimin kötü yönde olacağını düşünmüyorum ama kim değiştirdi sorusunun cevapsız kalacağını biliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi