Faruk Çakır

Faruk Çakır

En fecisi ‘güven’ kaybetmek

En fecisi ‘güven’ kaybetmek

Ekonomik krizle ilgili tartışmalar, ‘Var mı yok mu?’ safhasını çoktan geride bıraktı. Gelecek endişesi sebebiyle ihtiyaçların temini ertelenmeye başladı ve üretici firmalar sıkıntıyı hissetti. Maalesef, ilk iş olarak da şirket harcamalarında tasarruf etmek yerine ‘çalışanların işine son verme’ tercih ediliyor. Devamında işsizlik artıyor ve bir kısır döngü sürüp gidiyor.

“Herşeyi maddiyatta arayanların akılları gözlerindedir. Göz ise maneviyatta kördür” (Mektubat, s. 523) prensibi gereği, her hadisede olduğu gibi ekonomik ve sosyal krizlerde de bir hikmet ve manevî yön olduğunu görmek lâzım.

Cuma günü akşamı gazetemizin Güneşli’deki ‘seminer salonu’nda İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş Beyin “Kriz yönetimi” konusundaki seminerini dinlerken bu konudaki kanaatler bir defa daha tasdik edilmiş oldu. İTO Başkanı Yalçıntaş, geniş bir vukufiyetle ö-zetlediği kriz ve neticelerini “meşveret ve şûrâ” ile yani “konuşarak, tartışarak, akıl birliği ile çare arayarak” aşabileceğimizi ifade etti.

Bu bakış açısı, her hadisede bir “manevî cihet olduğu”nu kabul etmekle mümkün. Aksi halde, sadece maddî ‘çare’lerle krizleri aşmak da mümkün değil. Çünkü Yalçıntaş’ın da önemle işaret ettiği gibi dünyanın kriz sebebiyle kaybettiği ‘para’yı bulması mümkün, ama kaybedilen ‘güven’in geri kazanılabilmesi ‘para’ kazanmak kadar kolay ve kısa sürede olabilecek bir şey değil.

Daha fazla kazanma hırsının yaşanan krize sebep olduğunu ifade eden İTO Başkanı Yalçıntaş, kriz sebebiyle kapitalizmin temellerinin de tartışmaya açıldığını ifade etti. “Kapitalizmin temelleri tartışılmaya başlandığına göre, İslâm dünyasının sunabileceği bir alternatif var mı?” sorusu da haliyle gündeme geldi. Yalçıntaş, bu soruyu cevaplandırırken ‘yara’larımıza da temas etti. İslâm dünyasının geçmişte ilim, san'at ve teknolojide en ileri olduğunu, ama bunu sadece maddî güç ya da askerî güç ile değil; bunlara âlim ve fazıl insan kaynağı desteği ile de sağlandığını hatırlattı. “En temel problemlerimizden biri de budur” diyen Yalçıntaş, “Bizim önce ‘ümmet sathını’ mektep yapmamız ve aramızdaki işleri ‘meşveret’ ile halletmemiz gerektiğini” de ifade etti.

Kriz gibi devasa problemleri çözecek ‘sihirli değnek yok’ diyen Yalçıntaş, “Türkiye olarak kendi problemlerimizi kendimiz çözmek durumundayız. Ekonomik paket açıklanacak, kriz bitecek beklentisi doğru değil. Bir yandan ekonomik paketler açıklanacak, öte yandan da kriz devam edecek. Her şeye hazırlıklı olmak lâzım” da dedi.

Yalçıntaş’ın önemle üzerinde durduğu bir konu da “israf” oldu. İsraf denince de akla sadece ‘çöpe atılan ekmek’ler gelmemeli. Türkiye’de asıl müsrif, sahip olduğumuz kaynakları israf eden maalesef devlet... Yapılan her ihalede, atılan her adımda israfa yer veriliyor. 10 liraya yapılması mümkün olan işi 50 liraya ‘ihale’ etmek, israfın kaynağı... Tembellik edip ‘daha az üretmek’ de başka bir israf kaynağı...

Yalçıntaş’ın da ifade ettiği üzere, israfı önler ve işlerimizi “meşveret ile/ konuşarak” çözmeyi denersek krizleri de aşabiliriz. Aksi halde bir kriz gider, başka bir kriz kapımızı çalar...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi