Kurban kebap bayramı değildir

Kurban kebap bayramı değildir

Kurban bir enerji, bir aksiyon, bir ruh, bir şuurdur. Kurbanın tarihi insanlık kadar eskidir. İlk insan ve ilk peygamber Adem (as)’ ın oğulları Habil ve Kabil’in birer kurban adamaları, İbrahim (as) in oğlu İsmail’i Allah (cc) ın emriyle kurban etmeye teşebbüsü, Resûlullah (sav) ın dedesi Abdulmuttalip’in.
Bilindiği üzere eser müessirini yansıtır. Allah (cc) kamil ve eksiksiz olduğu için onun gönderdiği prensipler de tam ve eksiksizdir. İnsan ise doğası gereği bir çok eksiklik ve kusurla kuşatılmış olduğundan onun ürettiği her şeyde noksanlık ve eksikliklerin olması kaçınılmazdır. Zira Allah (cc) zatı ve sıfatlarıyla kamil olup, her şeyi her zaman en ince ayrıntılarına kadar bilendir. O (cc) gizliyi de – aşikarı da, geceyi de – gündüzü de, arzı da – asumanı da bilendir. Ama insan sadece gözünün gördüğü, kulağının işittiğini bulunduğu zaman ve zemin içerisinde cüz-i olarak bilir. Ancak bir yıl sonrasını değil, bir saniye sonrasını dahi bilemez. Üzerinde oturduğu minderin altında bir yılan veya akrep olup olmadığını bilemez. Onun görmesi, işitmesi, gücü vs tüm özellikleri “hâlikul kuva vel kuder” olan Allah (cc) ın kendisine bahşettiği ve irade ettiği kadarla sınırlıdır.
İslam neyi emretmişse onda insanlık için hayır, bereket ve rahmet vardır, neyi de yasaklamışsa onda şer, fesat ve hüsran vardır.
İşte Allah (cc) ın mü'minlere bahşettiği bayramlarda da tüm insanlar için sayılamayacak kadar çok hayır ve hikmetler vardır. Ama insanların ürünü olan bayram, hafta ve günlerde çoğunlukla fayda dan çok zararlar vardır. Örneğin; anneler günü, babalar günü, öğretmenler günü, yaşlılar günü, sevgililer günü, engelliler haftası, Yeşilay haftası, polis haftası, yerli malı haftası ve benzerleri nisbi bazı faydalar sağlasa da zararları daha çoktur.
Bu isimlendirmelerin kendisi bile bir olumsuzluk çağrıştırıyor. Sanki anne, baba, öğretmen, yaşlı ve engellilerin hak-hukuku bir günle sınırlıdır intiba-ı veriyor. Belki kasıt bu değil ama…
Esasen bu ve benzeri gün ve haftalar manevi dünyasını kendi elleriyle yıkan batının küçük bir telafi görüntüsüyle ürettikleri, ancak aslında yine kalleşçe ve iki yüzlü olarak başka saiklerle yaptıkları bir girişim.
Şunu tekrar edelim ki; Bir millet parası, silahları, teknolojisi ve nüfus kalabalığıyla değil manevi değerleriyle güçlüdür. Bu manevi değerler din, iman, sılayı rahim )akrabalık bağları(, komşuluk, arkadaşlık, aile vb kurumlardır. Bir toplumda bu değerler ne denli güçlü, sıcak ve işler durumdaysa o toplum o kadar güçlüdür. Bir toplumda bu değerler zaafa uğramışsa o toplumda zayıftır. Eğer bir toplumda bu değerler yok olmuşsa o toplumun kendisi de er veya geç yok olmaya mahkumdur. Hatta belki yok olmuşta farkında değildir.
İşte bayramlar bu manevi değerleri ihya edip yaşatmak için büyük fırsatlardır.
KURBANDAN DERSLER
Önce şu ayetleri tefekkür edelim.
“Ey Rabbim! Bana salihlerden olacak bir çocuk bağışla.”Biz de ona uysal bir oğul müjdeledik.
Çocuk kendisiyle birlikte koşup yürüyecek yaşa gelince İbrahim (as) ona, “Yavrum, ben rüyamda seni
boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?” dedi. O da, “Babacığım, emrolunduğun şeyi yap.
İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın” dedi. Nihayet her ikisi de (Allah’ın emrine) boyun eğip, İbrahim de onu (boğazlamak için) yüz üstü yere yatırınca ona, şöyle seslendik: “Ey İbrahim!”
“Gördüğün rüyanın hükmünü yerine getirdin. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.”
“Şüphesiz bu apaçık bir imtihandır.” Biz, (İbrahim’e) büyük bir kurbanlık vererek onu (İsmail’i) kurtardık. İbrahim’e selâm olsun. İyilik yapanları işte böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o mü’min kullarımızdandı.” Saffat 37/100-111
İbrahim (as) ailesi altmışından sonra (bazı rivayetlere göre yüz yaşında) bir çocuk sahibi olmuşken, Allah (cc) imtihan için 10-12 yaşına gelince ismaili kurban etmesini İbrahim (as) e amretti. O da çocuğuna bunu teklif edince İsmail tereddütsüz kabul etti. Anne Hacer de, onca yaşından sonra sahip olduğu biricik yavrusunun kurban edilmesine asla itiraz etmedi.
İşte örnek aile; baba, çocuğunu Allah (cc) yolunda kurban edecek kadar vefakar. Anne yıllardır bekledikten sonra sahip olduğu tek çocuğunun Allah (cc) yolunda kurban edilmesini kabullenecek kadar Allah (cc) a teslim. Evlat da tereddütsüz bunu kabul edecek kadar şuurlu.
Şu halde kurban biz bütün aile bireylerine bu ruh ve şuuru vermeli. Babalar için örnek, İbrahim (as) anneler için Hacer, evlatlar için İsmail (as) olmalıdır.
Kurban kesmeden önce Resûlullah (sav) ın okumamızı tavsiye ettiği ayet de tam bu ruhu aşılıyor. “Ey Muhammed! De ki: “Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, hayatım da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir.” (En’am 6/162) yani benim her şeyim Allah (cc) ındır. Zira beni ve sahip olduğum her şeyi o verdi. Dolayısıyla kurban ne ki, şayet Rabbimin davası uğruna sahip olduğum her şey hatta hayatım dahi gerekse feda etmeye hazırım.
KURBANDAN DERSLER
• Allah (cc) a pazarlıksız teslimiyet.
• Allah (cc) yolunda en ileri derecede fedakarlığın sözleşmesi.
• Resûlullah (sav) İbrahim (as) ve nice peygamberlerin sünnetini ihya ve emirlerine inkiyad.
• Sılay-ı rahm/akrabalık ilişkilerini ihya edip geliştirme.
• Komşuluğu diriltip pekiştirme.
• Aile bireyleri arasında sevgi ve muhabbetin sürekliliğini sağlama.
• Zengin, fakir arası muhabbet ve kaynaşma vesilesi.
• Sosyal barış yardımlaşma ve dayanışmaya katkı.
• İslami örf ve âdet birliğine katkı ümmet bilincini ihya.
Bayramın bayram olarak etkisini göstermesi ve yukarda ki derslerin gerçekleşmesi, biz mü'minlerin bayramı hakkıyla idrak edip gereğini yapmamızla mümkün.
BAYRAM TAVSİYELERİ
• Bayram, bayram namazı ve kurbanla ilgili pratik bilgileri öncede bir ilmihal kitabından okuyalım.
• Bir iki gün öncesinden aile bireylerimizi bayramın mana ve önemine dair bilgilendirelim.
• Bayram günü, sabah namazında cemaate ulaşacak şekilde ve mümkün olduğu kadar çocuklarımızla beraber gidelim.
• Gidiş gelişlerde tekbir getirelim ve karşılaştığımız insanlarla selamlaşıp bayramlaşmadan geçmeyelim.
• Camiden ayrılmada acele etmeyip cemaatten mümkün olduğu kadar çok kimseyle bayramlaşmaya çalışalım.
• Akraba ziyaretlerini ihmal etmeyelim, bu ziyaretlerimize çocuklarımızı da beraber götürerek sılay-ı rahmi pratikte öğretelim.
• Komşularımızı da aynı şekilde ziyaret edelim.
• Bu ziyaretlerde bize gelen-gelmeyen ayırımı yapmayalım bize gelmeyenlere de gidelim. Aynı uygulamayı ta’ziye, hasta ziyareti vb ziyaretlerde de yapalım.
• Ziyaretleşmelerde mümkün mertebe haremlik selamlık adabına riayet etmeye çalışalım. Nâmahremlerimizle tokalaşmaktan özellikle sakınalım. (anne, bacı, hala, teyze gibi nikahları ebediyen haram olan bayanların dışındakiler nâmahremdirler.)
• Dargın, kırgın olduğunu bildiğimiz kimse varsa onları birbiriyle buluşturup barışmalarını sağlayalım. Bana ne demeyelim zira bir hayra sebep olan onu yapan gibidir.
• Kurbanımızın etini sünnet olduğu veçhile üçe ayırıp ikisini akraba ve komşulara dağıtalım. Bir kısmını da aile efradımıza ayıralım.
• Ailece tvlerin zararlı programlarından uzak durmaya çalışalım. Zamanımızı faydalı işlerle değerlendirelim.
• Aşırı yeme-içmeden sakınalım.
• Çocukların aşırı şeker, çikolata vb abur-cubur dan sakındıralım.
• Bayram, düğün, nişan, ta’ziye vb sevinç ve tasa günlerinde sigara dağıtma adetini kaldıralım. Özellikle küçük çocukların bayram bahanesiyle sigara içmelerine asla müsaade etmeyelim.
• Kurban kesimi ve atıkları konusunda, baldır bacak medyasının İslam ve Müslümanlar aleyhinde bahane olarak kullanacakları görüntüler oluşturmamaya dikkat edelim.
• Haçlı-siyonist ittifakının haram aylar, bayram seyran dinlemeksizin can, mal, vatan ve namuslarını payımal ettikleri mazlum Müslümanları da hatırlayarak, en azından onlara dua etmeyi unutmayalım ve onlara bu zulmü reva gören zalimlerin mallarını boykot etme gereğini yeniden hatırlayalım ve hatırlatalım.
BAYRAMLARIMIZ BAYRAM, KURBANLARIMIZ KURBAN OLMASI DİLEĞİYLE
Cümlenizin bayramı mübarek olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi