Muhsin Meriç

Muhsin Meriç

Meşveret dönemi

Meşveret dönemi

“Onların aralarındaki işleri istişâre iledir” meâlindeki âyet; bize şûrayı, istişâreyi esas olarak emrediyor.
Nasıl ki insanlığın bilgi ve teknik alandaki birikimi, ancak telahuk-u efkâr tabir edilen, asırların ve milletlerin bilinçli ya da bilinçsiz meşvereti sayesinde olmuştur. Öyle de en büyük kıta olan Asya’nın geri kalmasının en mühim sebeplerinden biri de bu meşvereti yapmamak olmuştur.
Çoğunluğunu İslâm dünyasının oluşturduğu bu kıtanın istikbâlini parlak kılacak tılsımlı anahtar, şûrâdır. Bir buçuk milyara yaklaşan İslâm dünyasının, sırtındaki gereksiz yükleri atabilmesinin, hastalıklarından kurtulmasının, zaaflarını ve çaresizliklerini bertaraf edip yeterli bir kuvvet ve kudrete sahip olmasının şartı, meşverettir.
Şimdi bazı bölgesel paktlar nezdinde ve İslâm Konferansı Örgütü gibi kuruluşlar bünyesinde kısmen işletilen bu meşveret mekanizması prensipte güzel ise de yeterli değildir.
Hatta 1969’un Ağustos ayında bir fanatik Mescidi Aksa’yı kundaklamaya teşebbüs etmeseydi, şimdilerde İttihad-ı İslâm yolunda bizi nispeten ümitlendiren İslâm Konferansı Teşkilatı (İKT) belki de kurulmamış olacaktı. Hâlbuki bizler bu ihtiyacı ruhumuzun derinliklerinde hissetmek zorundayız. Bütün medeniyetlerin üstadı, bu emsal ihtiyaçlar değil midir?
Bu enformasyon çağında en büyük ordular bile her türlü imkânlarını seferber ederek yalan yanlış propagandalarla, reklâmlarla desteklenmedikleri takdirde zor durumlarda kalmaktadırlar. Bu vesileyle yine sivil toplum yahut başka maskelerle Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya çalışan art niyetli marjinal kuruluşlara da dikkat etmek zorundayız.
Biliyoruz ki, iki güçlü adam birbiriyle boğuşurken, zayıf bir çocuk ikisini de dövebilir. Bir terâzide iki dağ birbirine karşı dengede bulunsa, bir küçük taş, dengelerini bozup onlarla oynayabilir; birini yukarı, birini aşağı indirebilir. Günümüz dünyasında her taşın kendi çapında bir ağırlığı olduğunu unutmamalı, bu uğurda yapılan hiçbir çalışmayı küçümsememeliyiz.
Derler ki Firavun’un vezirleriyle yaptığı meşveret bile, düzenlenen müsabaka sonunda yüzlerce sihirbazın ve binlerce kişinin imana gelmesine vesile oldu. Ya Allah için yapılan meşveretler nasıl sonuç verir? Cenab-ı Hakk’ın rahmet nazarı meşveret üzerine değil midir?
Şahsi fikirlerimizi dikte edeceğimiz birer mecra olarak görmemek ve düşüncelerimize muhalif bile olsa meşveretle varılan neticeye kendi fikrimizmiş gibi sahip çıkmak kaydıyla yapılabilecek haklı ve olumlu bir meşveret, samimiyete, mükemmelliğe, ittifaka ve dayanışmaya giden yolu kolaylaştırır, rahmet-i ilahiyenin celbine vesile olur.
Ayrı ayrı olduğunda sınırlı güce sahip fertlerin ittifak ve tesanüdle nasıl mucizevî güçlere kavuştuklarının örnekleri tarihimizde çoklukla mevcuttur. Kardeşlik sırrı, maksat ve vazife birliği, işbölümü ve koordinasyon gibi ciddi mutabakatlar ancak güçlü bir meşveretle olabilir.
Bu suretle kurulan hakiki ve samîmî bir ittifakta her bir ferd, her bir kuruluş, her bir ülke, diğer kardeşlerinin, kardeş toplumların, kardeş ülkelerin gözleriyle de bakabilir ve kulaklarıyla da işitebilir bir hale gelir. Nasılki gerçekten ittifak etmiş, omuz omuza vermiş on adamın her biri yirmi gözle bakar, on akıl ile düşünür, yirmi kulakla işitir, yirmi el ile çalışır bir tarzda ma’nevî kıymet ve kuvvet kazanırlar.
İşte İslâm ülkelerinin ve bu ülkeler bünyesinde kurulacak ve kurulmuş bulunan tüm gönüllü teşekküllerin ve cemiyetlerin, aralarındaki farklılıkları zenginlikleri bilip, maksadda, esasta, gayede birlik içerisinde, hakiki bir ittihad, ittifak ve tesanüdü meşveretle tesis ederek fevkalade kuvvet ve kudret kazanmaları, târihin kendilerine yüklediği onurlu bir vazifedir.
Bu gaye ile meşveretin tesisi için gönüllü teşekküller, cemiyetler, meslekler ve meşrepler arasında her düzeyde iletişim ve işbirliği zeminleri hazırlanmalı, buna süreklilik kazandırılmalıdır. Meşverete kuvvet verecek toplantılara, organizasyonlara, yayın ve araştırmalara destek verilmeli, siyâsî karar mekanizmalarına tesirli bir surette yön verebilecek, icabeden kararları gecikmeden alma ve yürütme etkinliğine mâlik bir birliğe zaman kaybetmeden ulaşılmalıdır.
Yeni dönemde istişare mekanizmasına dahil olanlar kazanacaklar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muhsin Meriç Arşivi