Faruk Çakır

Faruk Çakır

Risale-i Nur, üflendikçe parlar

Risale-i Nur, üflendikçe parlar

Çoğu zaman müsbet haberlerin geldiği Rusya’dan, bazen de üzücü haberler geliyor. Son günlerde gelen haberlerin birinde Risâle-i Nur Külliyatı’ndan “Haşir Risâlesi”nin bir mahkemece yasaklandığı yönündeydi.

“Haşir Risâlesi” Rusça dilinde yayınlanırken “Haşr Gününe Dair Onuncu Söz” ismiyle yayınlanmış. Rusya’nın Krasnoyarsk şehrinin Jeleznodorojnı mahkemesi, bu risâleyi “aşırıcı” olduğu gerekçesiyle yasaklayıp, toplatılmasına karar vermiş. Karar 21 Eylül tarihinde alınmış. (Cumhuriyet, 6 Ekim 2010)

Rusya Asya Bölgesi Müftülüğü İnsan Hakları Savunma ve Eğitim İşleri Başkanı İlham Mirac ise, Rusya’da bu ve benzer şekilde alınan kararların ‘baskı altında’ alındığını söylüyor.

“Baskı altında karar alınır mı?” demeyin. Çünkü geçmişte benzer kararların ülkemizde de alındığı herkesin bildiği bir konu. İlham Mirac, kararı veren mahkemeyle ilgili izlenimlerini anlatırken şöyle demiş: “Bilirkişiler, kendilerine yönelttiğimiz sorulara kesin ve net cevap veremediler. Raporda verilen cevaplara tamamen ters cevaplar verdiler, hatta verdikleri bazı cevapları da inkâr ettiler. Buna rağmen hâkim, maalesef 10. Söz hakkında menfî karar verdi. Belli ki, hâkim bu kararı baskı altında vermiştir.”

Rusya’da ve ona komşu bazı başka ülkelerde de daha önce benzer kararlar alınmıştı. Burada bir noktaya dikkat etmek lâzım: Kararlar Risâle-i Nur Külliyatının tamamı için değil. Ayrıca, meselâ yasaklanan “Haşir Risâlesi”nin Rusça dışındaki dillerde yayınlanmış olanlarına da yasak yok. Yasak, sadece Rusça basılan eserler için söz konusu. Mahkemede savunma yapanların anlattıklarına göre, kararlar tamamen bilgisizlik ya da yanlış bilgilere dayanıyor. Krasnoyarsk Devlet Pedagoji Üniversitesi’nin öğretim görevlileri bu konuda ‘bilirkişi’ tayin edilmiş. Bu bilirkişilere göre, kitap (Haşir Risâlesi) eğitimsiz insanlara yönelik olarak yazılmış! Mahkeme, Moskova Devlet Üniversitesi’nin öğretim görevlileri tarafından hazırlanan olumlu raporu ise dikkate almamış!

Bakınız, orada da yasaklama konusunda bir uzlaşma yok. Moskova Üniversitesi bilirkişileri ‘olumlu’ rapor verirken, çok daha küçük ve nisbeten ‘taşra’ kabul edilen Krasnoyarsk Devlet Üniversitesi’nin raporu itibar görüyor.

Rus ordusundaki Müslümanlar için ‘mescid’lerin açıldığı bir devirde, iman hakikatlerini anlatan Risâle-i Nurların yasaklanması mümkün olabilir mi? Bu kararların bilgisizliğe dayandığı apaçık. O halde bu kararları verenleri ve Rusya kamuoyunu da bilgilendirmek gerekir. Dünyanın pek çok ülkesinde sempozyumlar düzenlenerek Risâle-i Nurların faydaları anlatılırken, Rusya’nın tersini yapması mümkün mü? Bir hafta önce ülkemize gelen Rus ilim adamları bile bu kararlara şaşıyor. İstanbul’da yaptıkları konuşmalarda “Allah, bu eserleri yazanlardan razı olsun” diye duâ ettiklerine bizzat şahit olduk. O halde bu yanlış kararların ‘Moskova’dan dönmesi mümkündür ve İnşâallah öyle de olacaktır.

Tabiî ki bu hadiseler Risâle-i Nur’un daha çok parlamasına, daha fazla insanların bu iman hakikatlerinden haberdar olmasına vesile olacak. Türkiye’nin yakın tarihi de buna şahittir. Ne zaman ki Risâle-i Nur’u söndürmek için üflenmiş, o nurlar daha fazla parlamış, daha fazla okunmuştur. Aynı gelişmelerin Rusya’da da yaşanacağını tahmin etmek zor değil.

Bununla birlikte Rusya’daki mahkemenin aldığı bu yanlış kararın tashihi için elbirliği ile çalışmak gerektiği de ortaya çıkıyor. Resmî ve sivil makamlar, insan hakları savunucuları ve yayıncılar alınan bu yanlış karara her zaman ve her zeminde itiraz etmelidirler. Bunun bir adımı da Diyanet İşleri Başkanlığı’nın geçmiş yıllarda Risâle-i Nur eserleri hakkında verdiği 17 müsbet ‘bilirkişi kararı’nın Rus resmî makamlarına ulaştırılması olmalıdır.

Rusya’daki Nur Talebelerine sabırlar dilerken, Üstad Bediüzzaman’ın müjdesine dayanarak; Rusya’nın da ‘dinsiz’ kalamayacağına olan inancımızı hatırlatmak isteriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi