Muhsin Meriç

Muhsin Meriç

Halep düşerken!

Halep düşerken!

Suriye söz konusu olduğunda her fırsatta “Bizim için Halep’le Antep’in farkı yok” dedik daima. Şimdi bu sözümüzün ‘samimiyet imtihanı’nı yaşayacağız.. Zira Halep kuşatma altında ve her an şehirde büyük bir katliam yaşanabilir.. Havalar soğuyor, kitlesel ölümler gerçekleşebilir.. Türkiye’ye yeni bir göç dalgası başlayabilir.. En kötü ihtimali düşünecek olursak Halep düşebilir ve Türkiye’nin önünü kesmek, kaos ve çatışmayı Türkiye’ye taşımak isteyen odaklar sınırımıza kadar dayanabilir.. Etkin, sürdürülebilir, köklü ve yerli tedbirler alınmazsa 2015 ve 2023 sürecinde Ak Parti hükümeti ve Türkiye ekonomisi ciddi darbeler yiyebilir! 

Tehlike bu kadar büyük mü gerçekten? 

Evet çok büyük!  

DEVRİM HIRSIZLARI!

Dört yıla yakındır devam eden Suriye direnişi dâhili ve hârici bedbahtların tertiplerine rağmen rejim ve müttefikleri karşısında tutunmayı başardı. 

Esed rejiminin her türlü silahla sınır tanımaz saldırıları, İran’ın, Rusya’nın, IŞİD’in ve küresel medyanın Esed’e açtığı sınırsız kredi Suriyelileri devrimlerinden geri döndüremedi bugüne kadar. 

Muhaliflerin kendi içinden birtakım menfaat odakları, IŞİD ve benzeri yapılar hatta Türkiye’den birtakım kişi ve kurumlar Suriyelilerin devrimlerini çalmak için her yolu denediler, hâlâ da meş’um emellerini hayata geçirmek için hâincesine çalışıyorlar. 

Bu grupların içinde Suriyelileri bırakın kardeş bilmeyi, hiçbir kıymet vermeyen monşer zümresi de var yerli şebbiha türünden şehir eşkıyaları da! Hâlâ olan biteni bir Amerikan komplosu zanneden ahmak tâifesi de var bu devrim hırsızları içinde haftalardır Kobani ve IŞİD sakızı çiğneyip Esed zulmüne kör, sağır, dilsiz entel, ırkçı, insan bozması hainler de! 

TÜRKİYE’NİN FEDAKÂRLIKLARI

Türkiye krizin başından beri doğru tarafta durarak isabetli teşhisler ve tespitler yapmaya çalıştı. Durduğu yer doğru olduğu için gördükleri de büyük oranda doğru oldu. Ancak, tavandaki ‘iyi niyet’, ‘samimiyet’ ve ‘kararlılık’ tabana yani sivil ve askeri bürokrasiye ininceye kadar zayıfladı bazı zamanlarda. Tabandan tavana veya araziden hükümete ve karar alıcılara bilgiler yeterli doğrulukta ve olgunlukta ulaşmadı kimi vakitler. 

Türkiye’ye ilkeli tavırlarından dolayı bedel ödetmek veya bölgesel ve küresel güç olma arzusunu engellemek için alesta bekleyen bölgesel ve küresel odaklar bu zaaflarımızı çok iyi kullandılar, kullanmaya da devam ediyorlar. 

Hâl böyle olunca, Suriye konusundaki Türkiye’nin fedakârlıkları, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’nun kararlı söylem ve eylemleri son tahlilde işlevsiz kılınmaya çalışılıyor. 

HALEP DÜŞÜYOR MU?

Şimdi Suriye’de yeni bir durumla, hassas bir kavşakla karşı karşıyayız. 

Rejim güçleri, Handerat ve Leyramon’a saldırılarını artırarak muhaliflerin Halep’ten tek çıkış koridorunu kapatmak ve şehri tamamen kuşatma altına almak istiyor. Bu hattın elden çıkması demek, başta ifade ettiğim tehlikelerin kapımıza gelmesi demek. Bölgeyi çok iyi bilen genconcu.com sitesi yazarı Ayhan Altıntaş haklı olarak şöyle sordu; biz de soralım: “Halep’in düşmesine hazır mıyız?”  

Suriye devrimi her türlü zorluğa rağmen devam ediyor. Suriyeliler onurlu direniş ve milli mücadeleleri için yüz binlerce kurban verdi, vermeye de devam ediyor. Zor günlerinde tüm kapıları kendilerine açan Türkiye’yi arkalarında bilen Suriyeliler Halep düşerken Türkiye’nin buna müsaade etmeyeceğine de inanıyorlar. 

Bu inancı boşa çıkarmamak elimizde…

Buna mecburuz. 

Halep düşerse biz yıkılırız çünkü.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Muhsin Meriç Arşivi