Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Seng-i Kaza

Seng-i Kaza

Farsça terkiple birlikte seng-i kaza yani kaza taşı diye bir tabir vardır. İnsan bazen hiç ummadığı ve hesaplamadığı bir yerden bir darbe alır. Hesaplamadığı yerden bir taş gelir, onu bulur, isabet eder. Bu seng-i kazadır. Arapça’da benzeri bir ifade veya kavram vardır. Sehm-i kaza veya siham-ı kaza diye. Farsça’da seng yani taş gitmiş onun yerine Arapça’da sehm veya siham/oklar kullanılmıştır. Arapça ifadesiyle de kaza okları. 7 Haziran tarihli seçimler gerçekten de siham-ı kaza veya seng-i kaza hükmündedir, nevinden olmuştur. Gerçekten de seçmenler bile agah veya farkında olmadıkları bir sonuçla karşılaşmışlardır. Dolayısıyla 7 Haziran seçimlerinde umulmadık bir sonuç alınmıştır. Bu sonuçla birlikte ilahi irade tecelli etmiştir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Sonuçlar bir yenilenme ihtiyacından kaynaklanmıştır. İşin püf noktası veya hikmeti burasıdır. Millet Ak Parti’ye bir sarı kart gösterse de muhalefete geçit vermemiştir. Muhalefet nadasa, dinlenmeye devam edecektir hatta buna mahkumdur. Bununla birlikte AK Parti’nin veya tabanının veya genelde Türkiye’nin kendisini yenilemesinin vakti gelmiştir. Bu nedenle de bu seçimler görüş ufkumuzu daraltmış, tıkamış ve bizi yenilenmeye zorlamıştır. Çünkü manevi verilerde sürekli olarak düşüş var. Maddi verilerde artış veya irtifa gözükse bile manevi değerlerde sürekli düşüş var. Manevi değerlerde irtifa kaybı ile birlikte maddi değerlerin bizi çekmesi ve tartması mümkün değildir. Manevi alemdeki yıpranma ile maddi alemde fütuhat yapmak mümkün değildir. Manevi fütuhat olmadan maddi fütuhat olmaz. Oysa ki, manevi olarak irtifa kaybediyoruz. Kendimizi aldatarak bir yere varmamız mümkün değil.

Manevi konularda eksiklerimizin farkında olsak da kan kaybını durduramıyoruz. Toparlanma veya tedarik noktasında seferber olamıyoruz. Çözülme devam ediyor. İmam Şafii ve benzerlerinin dediği gibi insanların rızası veya hoşnutluğu ulaşılamaz bir gayedir. Esas mühim olan Allah rızasıdır. Bu sonuçlar, yenilenmesi gereken kitleyi de ortaya çıkarmıştır. Seçim sonuçları şer gibi görünse de bir yenilenme ihtiyacını ortaya serdiği için hayır vardır.

Evet! Küfre rıza küfürdür veya günaha rıza günahtır. Bununla birlikte kadere rıza da haktır. Burada kadere rıza ile seçim sonuçlarını nasıl bağdaştırmak gerekir? Muhyiddin Arabi bunu şöyle tafsil etmektedir: Kadere rıza kaderin sonuçlarına rıza anlamına gelmez. Ehl-i sünnet alimleri irade ile rızası arasında ayrım gözetmiş, yapmışlardır. Her rızası iradesidir ama her iradesi rızası değildir. Dolayısıyla iradesinin sonuçlarını rızası doğrultusunda değerlendirmek gerekir. “… Ebu Hureyre (r.a)‘den gelen bir hadis’te, Resûlullah (s.a.v.) yıkılmaya yüz tutmuş bir duvar yanından sûratle geçtiğinde:

- Ya resûlullah ! Allah’ın Kazâsından mı kaçıyorsunuz ? Sûaline ;

- Allah’ın kazâsından kaderine kaçıyorum, buyurdular. (İmam Ahmed, Müsned)”

Ve yine bilindiği gibi Ömer (r.a) Şam’a giderken Tâûn hastalığını işitince, geriye dönmek için karar verdiğinde, Ebu Ubeyde İbnu’l Cerrah kendisine: Allah’ın kaderinden mi kaçıyorsun? dediğinde, Ömer (r.a.): Evet, Allah’ın kaderinden yine kaderine kaçıyorum, buyurmuşlardır (Buhari).” Demek ki kaza ve kader statik değil dinamik yapılardır. İnsan daima düştüğü yerden kalkmakla mükelleftir. Bu nedenle de birinci hamle istenildiği gibi gitmediğinde ikinci hamleye yeltenmek gerekir. Hamle gücü önemli bir özelliktir. Türkiye’deki bu seçim sonuçları kalıcı değil, geçici ve muvakkat bir duruma işaret ediyor. Yeniden sandıklar konulduğunda sandık kendini yenileyecektir. Bununla birlikte diyelim ki ‘istemezükçü’ parti HDP kazan kaldırdı ve taşkınlık yaptı. O zaman da sandıktan öte Türkiye yenilenecektir. Her halükarda işler düzelecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Sıkıntı olacak ve bedel ödenecektir. Zaten bu işin sanıldığı gibi ucuz yolu da yok. Ucuz etin yahnisi olmaz. Lakin Beşir Atalay rahat bir dönem geçirmek için HDP ile ortaklık teklif ediyor. Bu rehavet veya rahatlama hali bizi zaten bu noktaya taşımadı mı? Eski yöntemin miadını doldurmadığını zannediyor. Hala kolay yolla zorluğu atlatacaklarını düşünüyorlar. Halbuki, inne mea’l usri yüsra. Zorlukla birlikte kolaylık vardır. Kulaklara küpe olsun: Kolaylıkla kolaylık yolu kapalıdır. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Mustafa Özcan Arşivi