Engin Ardıç

Engin Ardıç

Tehcirsever

Tehcirsever

Ecevit’in gizli arşivi açıklanmış... Daha doğrusu, Rahşan Hanım, değerli meslekdaşlarımız Can Dündar ile Rıdvan Akar’a bir “kıyak” yapmış, onlara vermiş, onlar da kitaplaştırmışlar. Elbette “promosyon” niyetine önce kendi gazetelerinde yayınlıyorlar bazı bölümleri.

Ecevit’in özenle sakladığı belgeler arasında, 1961 yılında Milli Birlik Komitesi’nin hazırladığı, daha doğrusu kurmuş olduğu bir “Doğu Grubu’na” hazırlattığı (bu size birşeyler hatırlatıyor mu?) bir rapor var: Kürt sorununa çözüm!

Bir de İsmet Paşa’nın ünlü raporu vardır bu konuda, bilirsiniz, ama o çok daha eskidir.

1961 tarihli raporda, Kürtler’den, “kendilerini Kürt sananlar” şeklinde sözediliyor.

Bu da, “dağda yürürken karlara basıp kart kurt diye ses çıkaranlar” yaklaşımı kadar gerçekçi ve sorunu çözücü bir bakış açısı!

Bu kadar feraset ancak devlet yönetmekle ve hükümet devirmekle mümkündür.

Nitekim, rapor, o yılın sonbaharında “demokrasiye geçilince” (bu kaçıncı geçiş?), yeni kurulan koalisyonun başbakanı İsmet İnönü’ye devredilmiş, gerekenin yapılması istenmiş.

İnönü de, ne hikmetse, raporu vere vere, çiçeği burnunda çalışma Bakanı Bülent Ecevit’e vermiş.

Raporun altında imzası bulunan Kurmay Albay Haşim Tosun, Kürt sorununa çözüm olarak “tehcir” istiyor!

Yani, kendini Kürt sanan halk, Karadeniz kıyılarına göçettirilecek.

O kıyılarda bulunan “fazla nüfus” da kendini Kürt sananlar bölgesine aktarılacak.

Bu bölgeye ayrıca “memleket dışından gelen Türkler” de yerleştirilecek. (O sıralarda işçilerimiz Almanya’ya yeni gitmeye başlamış oldukları ve henüz hiçkimse “kesin dönüş yapmayı” düşünmediğine göre, Gagavuzlar’ı mı getireceklerdi acaba?)

Bu arada kendini Kürt sanan halkı eğitmek için de bölgeye “kız ve erkek misyonerler” gönderilecek. Evet, raporda “misyoner” kelimesi kullanılmış.

Kendilerini Kürt sananların kendilerini Kürt sanmamaları için de, kendilerine “Turani kavimlerden geldikleri” anlatılacak.

Hayatta mıdır bilmiyorum ama, Sayın Kurmay Albay Haşim Tosun’u kutluyorum!

Bunu yazan Tosun, okumayana...

Say ki raporu Tosun yazmamış da Bahaettin Şakir merhumla Doktor Nazım merhumun ruhları elele vermişler, ahretten tebliğ yoluyla albayımın kulağına fısıldamışlar.

Vallahi, beni “ordu karşıtları kara listesine” alan askeri istihbarat binbaşısının da ondan öğreneceği çok şey varmış... Belki de yanında yetişmiştir.

Albayımın parlak buluşları, yalnız bugünümüze değil, yarınımıza da ışık tutacaktır.

Hani maazaallah bir “ara rejim” arızasında tatbik mevkiine konulabilecek bir çok tedbirin nüvesi, albayımın raporunda kuluçkada yatmaktadır.

Buna göre, “türban yanlıları” da topluca tehcir edilip, kendilerine uygun kuytu bir ilimizde, örneğin Konya’da “ikamete memur” edilebilirler. Halep, Beyrut falan artık elimizde olmadığına göre, oralara gönderemeyiz.

Yaşadıkları yerlerin isimlerini de değiştirir, örneğin Fatih ilçesinin çarşamba mahallesini Atakent yaparız.

Yanlarına taşıyabildikleri kadar mal, para ve ziynet eşyası alarak, gayrımenkullerini terk ederek zorla yollara düşürülecek “ikinci cumhuriyetçi liboşlar” da olacaktır. Bunları, özleri gereği, alafranga bölgelere, Bodrum’a falan yerleştirelim. Bir kısmını Alaçatı’ya gönderelim.

Karıları kızları helal midir bilmem ama bazılarının kütüphanelerinde gözüm olabilir ha...

Bunlar yolda giderken “sözde kazalara” uğrarlarsa da, meseleyi tarihçilere bırakırız!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Engin Ardıç Arşivi