İbrahim Karagül

İbrahim Karagül

Azeri General'i kim öldürttü?

Azeri General'i kim öldürttü?

Gazze kıyımı henüz sona ermişken, Irak'ta Arap birliklerinin Kerkük'e yerleştirilmesiyle Kürt-Arap çatışması endişesi yaşanırken, yeni ABD yönetiminin öncelik verdiği Afganistan'da Taliban Kabil'e kadar girmiş ve saldırılara başlamışken, Washington-Tahran arasında “birkaç aya kadar” doğrudan görüşmelere ilişkin en üst düzeyde açıklamalar yapılırken, Türkiye-İsrail ilişkilerinde hiç olmadığı kadar soğuk bir dönem başlamışken, Ortadoğu-Kafkaslar-Orta Asya'da yeni denklem kurulurken, Afganistan'da sıkışan ABD-NATO birlikleri için Türkiye ve İran üzerinden destek hattı aranırken, İran alternatifi gerçekleşmezse Karadeniz, Kafkaslar, Orta Asya üzerinden Afganistan'a koridor açılması beklenirken dün sabah Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de işlenen bir cinayet elbette dikkatlerimizi en üst düzeyde çekmek zorundaydı.

Öncelikle; ABD'nin Büyük Ortadoğu ya da Genişletilmiş Ortadoğu adını verdiği, Kuzey Afrika'dan Afganistan'a kadar uzanan, Doğu Afrika'yı, Kafkasları ve Orta Asya'yı içine alan bölgedeki her hareket, her diplomatik girişim, her olağandışı gelişme ya çok önemli gelişmelerin dışa vurmuş halidir ya da habercisidir.

Bu yüzden, bu coğrafya'da işlenen her cinayeti, suikasti, “BOP suikastleri” olarak tanımladım. Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri'nin öldürülmesinden Pakistan eski Başbakanı Benazir Butto suikastine, Irak içinde önde gelen isimlerin ortadan kaldırılmasından Yaser Arafat'ın öl dürülmesine ve yine aynı kuşakta ortaya çıkan terör saldırılarına kadar birçok gelişme birbiriyle bağlantılı. Çünkü bu kuşak, bilinen en sarsıcı değişim sürecini yaşıyor, en çok müdahale edilen ve üzerinde en sert nüfuz savaşlarının yaşandığı bölge. Dolayısıyla, istisnalar olmakla birlikte, hiçbir hareket bu kapsamlı dönüşümden, güç mücadelelerinden bağımsız değildir.

Dün sabah evinden çıkıp aracına binmek üzereyken kafasına kurşun sıkılarak öldürülen Azerbaycan Hava Kuvvetleri Komutanı Rail Rzayev suikastinin son derece basit, politik olmayan, kişisel sebepleri olabilir. Olay çok taze ve bu konuda şimdilik bir şey bilmiyoruz. Ancak pekala ihtimaller üzerinde durabiliriz. Özellikle, Azerbaycan gibi, Doğu-Batı geriliminin, enerji denkleminin merkezinde yer alan bir ülke için çok fazla ihtimal olduğunu öncelikle belirtmek lazım.

Şimdi ihtimallere bakalım:

1- Suikast, Türkiye'nin girişimleriyle Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerini normalleştirme çabalarının zirvede olduğu bir dönemde gerçekleşti. Münih Güvenlik Zirvesi'nde Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ve Dışişleri Bakanı Edvard Nalbantyan'la görüşen Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Azeri meslektaşını yanına alarak Bakü'ye uçtu ve durumu Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e anlattı. Ortada bir prensip anlaşması vardı. Ermeni işgali ve Karabağ sorununda ilk kez bu kadar ileri bir aşamaya gelinmişti. (Hürriyet 11/02/2009)

2- Anlaşma gereğince Ermenistan Karabağ çevresindeki Fuzuli, Akdam, Cebrail, Kubatlı, Zengilan kasabalarını Azerilere geri verecek, buralardan kaçan Azeriler topraklarına dönecek. Yukarı Karabağ'ın statüsünü belirlemek için bölge geçici bir yönetime devredilecek. Statü belirlendikten sonra Kelbecer Kasabası da Azerbaycan'a verilecek. Buna karşılık Azerbaycan, Ermenistan ile kara ve demiryolunu açacak.

3- Ermenistan ile Yukarı Karabağ arasındaki sınır bölgesine uluslararası barış gücü yerleşecek. Bu güçte taraf ve müdahil ülkeler yer almayacak. Yani Türkiye ve Rusya bu güçte asker bulundurmayacak.

4- Bu gelişmeler, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Erivan ziyaretiyle başlayan yakınlaşmanın bir sonucuydu. Yine suikastin, Gül'ün Moskova ziyareti arefesinde gerçekleştiğini not etmek gerekiyor.

5- Bu gerekçelerle suikasti Ermenistan istihbaratının işlemiş olabileceğine, bu yakınlaşmanın sabote edilmesinin amaçlanmış olabileceğine dikkat çekiliyor.

6- Rus ve Azeri basını, Azerbaycan ile Rusya arasında MIG savaş uçakları alımı konusunda büyük bir pazarlık olduğunu, öldürülen Hava Kuvvetleri Komutanı'nın bu projeye engel olduğuna işaret ediyor. Buradan hareketle suikasti Rus mafyasının işlemiş olabileceği öne sürülüyor. Suikastin Devlet Başkanı Aliyev'in ülke dışında olduğu (Katar) bir günde işlenmesini de eklemek gerekiyor.

7- Azerbaycan ordusunda ulusal çapta bir modernizasyona giden ve bu konuda yüzünü Rusya'dan Amerika'ya çeviren Rzayev dikkat çekiyordu. Özellikle Mart 2008'de Türkiye Hava Kuvvetleri ile yapılan askeri işbirliği çerçevesinde modernizasyona eğilen Rzayev, Amerika ile koşulsuz olarak paylaşmayı öngören bir komutandı.

8- Kafkasya'da Türkiye-Gürcistan-Azerbaycan'ı içeren, hem enerji hem de güvenlik eksenli bir yapı var. Suikastin, Türkiye'nin Ermenistan'la normalleşmesi çerçevesinde yaşanan süreci ters çevirme adına bir girişim olabileceği öne sürülüyor.

9- Rzayev'in Hazar Denizi'nin hava sahasının kullanımı konusunda İran'a karşı sert çıkışları olmuştu ancak bu kriz daha sonra aşılmıştı.

10- Suikastlerin gerekçesi her zaman ilk akla gelenler olmaz. Dolaylı hedeflere de dikkat çekmek gerekir. Buradan, Türkiye-Rusya arasındaki yakınlığın sabote edilmesi de istenmiş olabilir.

11- Uluslararası Kriz Grubu'nun yaptığı bir değerlendirme var: Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri parçalanmış, devlet başkanı dışında kimseye sorumlu olmayan, şeffaf olmayan, yozlaşmış bir yapı. Yani ordu siyasetle iç içe ve kamplara ayrılmış.

12- İhtimalleri sıralayınca olayın karmaşıklığı, bu yüzden de çözülmesinin çok zor olduğu ortaya çıkıyor. Azerbaycan çok zor bir coğrafyada. Doğu'nun ve Batı'nın bütün güçleri bu ülke üzerinde çok sert bir güç mücadelesi yürütüyor.

13- Bu yüzden herkes potansiyel fail. Gerçek failler, Azerbaycan'ın iç iktidar yapısına ait de olabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Karagül Arşivi