Feyzullah Birışık

Feyzullah Birışık

Tüm Belediyeler Kaybetti…

Tüm Belediyeler Kaybetti…

Değerli okuyucularım, gündemi takip edip, yazılarını ona göre belirleyen siyasi bir kalem değilim… Ama insan bazen haksızlıkları, yanlışı görüp ve akideye zarar verecek bir vakayla karşılaşınca ister istemez o konuda bir şeyler söyleme ihtiyacı hissediyor…

Hiçbir partiye yakın olmadığım halde seçim sonuçlarını birçokları gibi ben de takip ettim. Geçen pazar günü kazanan ve kaybeden belediye başkanlarının ekrana yansıyan yüzlerini gördüğümde Aman Allah’ım! Dedim… Kaybedenlerin yüzü asık, kazananlar neredeyse kalkıp halay çekecekler… Aklıma Allah Resulünün şu hadisi şerifleri geldi;
‘’ Ey Abdurrahman! Görevi isteme! Zira görev sana talebin üzerine verilirse onunla başbaşa bırakılırsın. Eğer istemeden verilirse bu görevde yardım görürsün….’’( Buhari.7147 nolu hadis.)

Ey Allah’ın resulü! Burda olsaydınız da ülkemin halini bir görseydiniz! Senin kutlu sahabilerinden Ömer b.Abdulaziz halife seçilirken, eşine; Ümmetin sorunlarıyla ilgilenirken sana fazla vakit ayıramayabilirim. Sana zulmetmek istemiyorum. İstersen boşanalım.!’Diyor! SubhanAllah! Sorumluluk bilinci neler söyletiyor kendilerine!

Ülkemin insanları mevki, makam, şöhret , para ve koltuk için birbirlerine silah çekebiliyorlar… Başkanlık yarışını bir görseydiniz! Kendilerine görev verilmiyor! Onlar göreve talip oluyorlar! Yani dediklerinizin tam tersi uygulanıyor bu topraklarda… Allah’ın emir ve yasaklarının rafa kaldırıldığı ve senin cennet adresini gösteren ayak izinin silinmeye çalışıldığı bu topraklarda belediyecilik yükünü sırtlayanların bayram yaptığını bir görseydin!

Sırtlarındaki yükün ağırlığı onları kara kara düşündüreceğine bayram yapıyorlar… Kimsenin hakkında isim vererek zanda bulunmak istemiyorum ama ortada trilyonluk bir pasta var ve her belediye başkanının etrafında onlarca tanıdıklar var… Gerisini siz düşünün…

Belediye başkanlığı koltuğuna oturan bir insan içindeki hükmetme duygusunu sonuna kadar tatmak isteyebilir… Trilyonluk rüşvet teklifiyle karşılaşabilir ki mutlaka karşılaşıyorlardır… Tüm belediye başkanları, belediye gelirlerini hesaplarına yatırırlar demiyorum… İllaki yatırımlar yapacaklar… Sadece , aldıkları yükün ağırlığını bilemediklerini iddia ediyorum…

Tirilyonluk bir bütcenin kumandasını eline alan ve harcama yetkisi olan bir belediye başkanı yüzbinlerin hakkına girmemek için çok hassas olması gerekir. Çok ağır bir sorumluluk altına giren bir insanın yüzü güleç olmamalı… kara kara düşünmesi gerekirken kazanan her bir başkan sevinç çığlıkları atıyor…

Aslında arızanın büyüklüğü seçim mantığından kaynaklanıyor… Bir hastanın kangren şüphesinden dolayı bacağı kesilsin mi kesilmesin mi?’ diye neden halk oylaması yapılmıyor da uzman doktorlar kendi aralarında karar veriyor?

Doktora tezleri neden halk tarafından değerlendirilmiyor da uzman jüri tarafından değerlendirilmeye tabi tutuluyor? Spor müsabakaları neden izleyiciler tarafından denetlenmiyor da uzman gözlemciler tarafından denetliyor?

Peki ne yapmalı;

Üç beş pilot ilde belediye fakültesi açılmalı. Dereceye girenler birkaç yıl staj yapmalı ve projeler üretmeli… Kim daha başarılıysa o kişi uzmanlar tarafından seçilmeli… Halk ne anlar kim daha ehil? Sadece önceden belediye başkanlık dönemimlerinin kıyaslarını yaparak seçerler birilerini. Bu da ne decere mantıklı onu da siz düşünün!

Çok garip bir toprakta yaşıyoruz… İşlerin ehil olmayanlara verildiği bir topraklarda yaşamanın dayanılmaz acısını tadıyoruz. Hepsi bu…

Canınızı sıkmışsam hakkınızı helal edin. İnanın gördüğüm resim bu maalesef… Haftaya içinizi açacak konularla karşılaşmamız duasıyla Allah’a emanet olun.

Not; ‘En kısa internet yazısı’ başlıklı yazıma yorum yapan değerli okuyucularıma bazı bilgiler verme ihtiyacı hissettim.
1- Hiçbir internet sitesinde ve dergilerde para karşılığı yazı yazmadım ve yazmıyorum
2- Hiçbir konferansımda ne para talep ettim ne de yol masraflarımı davet edenlere ödettirdim.
3- Konu bulma zorluğu yaşamıyorum… Her zaman en az dört yazı stoğum vardır.Hatta bazen haftada iki yazı gönderdiğim de olmuştur…
4- O günkü yazıyı kısa tutmamın tek sebebi vardı; o da gününüzü Allah’ın kontrolü altında geçirmenizdi…
5- Okuduğunuz bir yazıyı beğenmeyebilirsiniz. Yazı hakkında çok şiddetli eleştiri de yapabilirsiniz. Saygı duyarım. Ama kalkıp hocam prostatınız mı vardı? Gibi saygısızca bir yakıştrmayı kabul edemem… O yorumu yapan kişiye hiç yakıştıramadım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Feyzullah Birışık Arşivi