Hüseyin Gülerce

Hüseyin Gülerce

Ne kadar çok ilk var...

Ne kadar çok ilk var...

Ergenekon davası, bir ilkler davasıdır. Bu yüzden kafa karışıklıklarını, tartışmaları, kamplaşmaları yadırgamamak gerekir.
Kolay değil, bu ülkede 1960'tan beri darbeler yapılıyor ama şimdiye kadar hiçbir darbeci, sivil mahkemelerde yargılanmadı. Darbeciler yargılanmayınca da, darbe yolu, sanki meşru iktidarı değiştirmenin bir başka adı oldu. Sanki Türkiye'de iktidar iki şekilde el değiştirir; ya seçim olur, ya darbe olur. Yani darbeler, öylesine masum, anayasal bir iktidar değiştirme yoludur...

Ergenekon davasının ikinci iddianamesinde, darbecilerin hedef alınması bazı çevrelerde işte bu yüzden bir telaş, bir panik havası estiriyor. Çünkü yarım asırdır darbecilerle iş tutmuş, onlara yardım etmiş, rol almış siviller hep bunun mükafatını görmüştü. Şimdi ilk defa yargı önüne çıkıyorlar. Koltuk beklentilerinin yerini ilk defa tutuklanma korkusu alıyor... Kimisi yurtdışından gelemiyor. Kimisi, "bu yapılanlar Türkiye'ye yakışmıyor" gibi laflar ediyor. Kimileri, "Cumhuriyetin asıl evlatları, saygın isimler hedef alındı" diyor. Neden? Çünkü bunların hepsi bir ilk...

Başka ilkler de var. İlk defa emekli orgeneraller, kuvvet komutanlığı yapmış kişiler bulundukları askerî bölgelerden alınıyor, sorgulanıyor ve tutuklanıyor.

Yine muvazzaf subaylar tutuklanıyor. Yıllarca öncesine ait faili meçhullerle ilgili olarak jandarma alay komutanlığı yapan insanlar yargıya teslim ediliyor.

İlk defa binlerce faili meçhul cinayetin aydınlatılması için savcılar harekete geçiyor. Kazılar yapılıyor. Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Çetin Emeç, Abdi İpekçi, Ahmet Taner Kışlalı cinayetleri gibi toplumu laik-dindar kavgasına sürüklemek için işlenmiş cinayetlerin aydınlanması adına umutlar doğuyor.

İlk defa Gazi olaylarının, Sivas katliamının, Kahramanmaraş, Çorum olaylarının bu ülkede bir Sünni-Alevi çatışması çıkması için devlet içindeki çeteler eliyle planlandığı iddialarının, kuşkularının üzerine gidiliyor.

Bunlar ezber bozmaz mı?

Hele PKK'nın kurulmasındaki karanlık ilişkiler, PKK baskınlarının önceden sızdırılan bilgilerle yapıldığı iddiaları, terörün, meşru iktidarlar üzerindeki vesayetin devamı için kullanıldığı acı gerçeğiyle yüzleşmek ne demektir?

Bunlar tabuları yıkmaz mı? Kimilerinin kimyasını bozmaz mı?

İlk defa, "Allah'ın askeriyim, başörtüsü düşmanlarını cezalandırıyorum" diyerek Danıştay'ı basan bir katilin laflarına bakılmadan, gerçeğin üzerine gitme iradesi, davanın Ergenekon davasıyla birleştirilmesi, bazı odakları kim bilir nasıl şaşkına çevirmiştir.

İlk defa, toprağın altından bu kadar çok suikast silahları, bir şehri havaya uçuracak patlayıcılar çıkarılıyor. Dalan, Amerika'dan Uğur Dündar'a bağlanıyor: "Ne var bunda?" diyor. "Bu silahlar bir taburu bile donatmaz. Bunlarla darbe mi olur?" diyor. Tam bir şaşkınlık. Kimse bu silahlarla darbe yapılacağını söylemiyor ki. Söylenen; bu silahlarla şehirlerde peş peşe suikastlar, cinayetler, bombalamalar yapılacağı, toplumda panik havası estirileceği ve darbeye bir zemin hazırlanacağıdır. 20 el bombasıyla bile darbe zemini hazırlanabilir. Onları öyle kapalı alanlarda, şehir merkezlerinde, vapurlarda -Allah esirgesin- patlatırlar ki, bir de bakmışsınız darbeciler iş başında...

Ve ilk defa bir eski Genelkurmay başkanı gidip sivil savcılara ifade veriyor, tanıklık yapıyor...

O kadar çok ilk var ki. Kendilerine dokunulamayacağını düşünenlere ilk defa dokunuluyor. Hesap vermeyeceğine inananlardan ilk defa hesap soruluyor. İlk defa demokrasinin önündeki en büyük engele, devlet içindeki hukuk dışı yapılara karşı güçlü bir irade harekete geçiyor. İlk defa cesur savcılar, ilk defa sadece işini yapan cesur emniyet görevlileri bir milletin geleceği adına, demokrasi adına makul çoğunluğa cesaret veriyor. İlk defa asırlık problemlerin çözümü, kutuplaşmaların ve gerilimlerin sona erdirilmesi için bir kararlılık, bir siyasî irade sergileniyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Gülerce Arşivi