Hüseyin Gülerce

Hüseyin Gülerce

Bu mayın işinde bir iş var...

Bu mayın işinde bir iş var...

Türkiye-Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi ile ilgili kanun, gerilimli oturumların, kürsü işgallerinin ardından çıkarıldı.
Çıkarıldı çıkarılmasına ama kamuoyunun büyük çoğunluğunun kafası hâlâ karışık...

1997'deki Ottowa Sözleşmesi'ne göre bu mayınların mutlaka temizlenmesi gerekiyor. Onu da bırakın, daha 1974'te CHP iktidarı (Ecevit'in başbakanlığı) döneminde konu gündeme gelmiş, 1992'deki hükümet döneminde (DYP-SHP koalisyonu, 7. Demirel hükümeti) mayınların temizlenmesi kararı alınmış. 2001'de Genelkurmay Başkanlığı, dönemin hükümetinden (DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümeti), mayınların temizlenmesi için ödenek istemiş, verilmemiş. Şimdi kabul edilen kanundaki usulle 2006'da Mardin ve Şırnak'ta mayınların temizlenmesi için ihaleye çıkılmış. Bu safhaların hiçbirinde kimse kimseyi vatana ihanetle, vatan topraklarını İsrail'e peşkeş çekmekle, vatanı satmakla suçlamamış. Şimdi ne oluyor da AK Parti bu ithamların boy hedefi haline getiriliyor?

Üstelik hiçbir hükümet yetkilisi İsrail'in adını telaffuz etmemiş. Evet, nedir bu itham bombardımanı?

Sanki hükümet, istediği gibi, pervasızca bu mayın sökme işini tek başına yürütecekmiş gibi bir hava estiriliyor. Gerçek ise böyle değil. Bir defa, mayınlı arazilerin temizlenmesine ilişkin ihale şartnamesini, bu işin uzmanı subaylar, Milli Savunma, Tarım ve Köyişleri ve Maliye bakanlıklarının uzmanları hazırlayacak. Yani işin içinde Genelkurmay da var. Yine, hükümet icraatlarının hukuki denetime tabi olduğu, neden unutturulmaya çalışılıyor? 2006'da Mardin'deki ihaleyi Danıştay'ın iptal ettiğini biliyoruz.

Üstelik AK Parti hükümetini yerle bir etmek için mevzilenmiş bir medya da var. Ayrıca, böyle hassas bir mevzuda, AK Parti'nin demokratikleşme için önemini bilen medya da tavır koymaz mı zannediliyor? Davos kahramanlığından sonra Sayın Erdoğan'ın, İsrail'e, hem de sınır topraklarını ihale etmesi intihar demek değil mi? Buna AK Parti yöneticilerinin aklı ermiyor mu? Bu insanlar aklını peynir ekmekle mi yedi?

Pekiyi o zaman bu ortalıktaki toz duman nedir?

29 Mart yerel seçimlerinden beri muhalefet, yeni bir strateji uyguluyor. AK Parti karşısında CHP, MHP ve hatta Saadet Partisi bir blok oluşturuyorlar. Ortak bir kampanya yürütülüyor. AK Parti, milli menfaatleri hiç hesaba katmayan bir parti olarak hedefe konuluyor. Belli bir medya grubu da bu kampanyayı allıyor, pulluyor. Bu medyanın gücünü, hükümetin hesaba kattığını hiç sanmıyorum. Tamam, alternatif bir medya var. Gazetelere bakıldığında, tiraj olarak bu alternatif grubun, diğerlerinden fazla sattığı da söylenebilir. Ama tesir bakımından, AK Parti karşıtı gazeteler kamuoyunda en az yüzde 60 tesirlidir. Televizyonlar olarak ise bu grup en az yüzde 75 tesirlidir. Sürekli bu gazeteleri okuyan, bu televizyon kanallarını seyreden insanların farklı düşünmeleri, konuşmaları mümkün mü? AK Parti, günde kaç defa asılıp, kesiliyor... Yani toplu bir yayında, halkın kafasını karıştırmak hiç de zor değil. Ergenekon davasında da halkın kafa karışıklığının gerçek sebebi, medyadaki bu durumdur.

Yani AK Parti aleyhinde gelişigüzel bir propaganda yok. Tam bir suçlama, yıpratma, belden aşağı vurma hareketi var. Bu, planlı, programlı ve profesyonelce bir saldırıdır. Amaç, AK Parti'yi bundan sonra sandığa gitmeden yiyip bitirmektir.

AK Parti yöneticileri, neyle karşı karşıya olduklarını anlayamazlar ve süreci doğru yönetemezlerse, tahmin bile edemeyecekleri bir kıskacın içine gireceklerdir.

Şahsen Sayın Başbakan'ın sert tavırları bende endişe uyandırmıyor değil. AK Parti'ye, AKP diyenlere, "edepsiz" damgası vurulmasının âlemi nedir? Sakin, yumuşak bir üslûpla, "partimizin gerçek adı budur. Doğrusunun söylenmesi bizi memnun eder" gibi bir şey dense ne olur?

AK Parti, bu ülkede demokratikleşme, istikrar ve büyüme adına, gerçekten çok şey ifade ediyor. Nimetlerin kıymeti bilinmezse, bir süre sonra elden uçup gidiyorlar...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Gülerce Arşivi