Bir yıl önce de aynı şey olmuştu...

Bir yıl önce de aynı şey olmuştu...

Kamuoyu “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” başlıklı vahim belge ile fena halde meşgul durumda... Tartışmalar ne kadar devam eder ve hangi noktada neticelenir, bilmiyoruz. Bizde toplumda bazı olaylar epeyce uzun zaman gündemde kalır, ancak kimi olaylar da çabucak unutulmaya terk edilir. Geçen sene tam da bu zamanlarda yine benzer bir vak’ayı tartışıyorduk! Olayı açığa çıkaran da yine TARAF Gazetesi idi...
Aynı Gazetenin uzun süre internet sitesinde muhafaza ettiği ve isteyenlerin şimdi de elektronik arşivinde kolaylıkla ulaşabildiği, “Genelkurmay’ın Toplumu Biçimlendirme Planı” başlıklı dosyadan bahsediyoruz! “Bilgi Destek Planı ve Faaliyet Çizelgesi, Lahika- 1” başlığı altında, neredeyse aynı konuda ve yine irticaın kaynağı olarak gösterilen hükümete karşı bir dizi faaliyetin yapılması planlanıyordu... Şimdiki “İrticaya Karşı Eylem Planı”ından tek farkı, Fethullah Gülen Cemaati’nin yerine DTP’nin hedef tahtasına konmuş olmasıydı.
Eylül 2007’de yürürlüğe konduğu iddia edilen Bilgi Destek Faaliyeti Eylem Planı uyarınca, kamuoyunu; “irtica hareketlerinin sorumlusu” olarak görülen hükümete, “milli devlete karşı” olarak nitelenen yeni anayasa paketine, “terörist” olarak adalndırılan DTP’ye karşı, TSK’nın görüşleri doğrultusunda yönlendirmek ve “topluma öncü olmak” rolünü sürdürmek için bir dizi karar alındığı anlaşılıyordu.
Neydi bu kararlar?
Detaylara girmeden (İsteyen TARAF’ın arşivinde geniş metnine bakabilir. İ.K.) ana başlıklarla hatırlatalım:
-Yargıçlar Ordu çizgisine çekilecek...
-Gazeteciler Kullanılacak...
-TSK Muhalifleri Yıpratılacak...
-Kanaat Önderleri Yönlendirilecek...
-Bu konularla ilgili olarak, film; dizi ve belgeseller hazırlanacak, şarkılar bestelenecek.
-DTP’nin Terörist olduğu vurgulanacak...
-Kürt Bölgesi silahla rahatsız edilecek...
- ‘Yandaş’ Sivil Toplum Örgütleri Kullanılacak... vs. vs.
Taraf Gazetesi’nin elektronik doküman olarak ele geçirip yayınladığı bu dosya yayınlandığında, yine bugünkü gibi büyük gürültü kopmuştu. Genelkurmay savcılığı ile adı geçen Gazete yöneticileri arasında sert polemik ve tartışmalar yaşanmıştı. Bu konuda başlatılan yasal işlemlerden ne sonuç çıktı bilmiyoruz ama, söz konusu belge hakkında Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan resmi açıklamada şöyle denilmişti: “KOMUTA KATINA SUNULMUŞ BÖYLE BİR BELGE BULUNAMAMIŞTIR...” Dikkat edilirse, böyle bir belgenin varlığı veya yokluğundan bahsedilmiyor.
Bu yönü ile de, Askeri Savcılığın yaptığı son açıklama ile bir hayli benzerlik arz ediyor!.. O zaman da kamuoyu, yapılan açıklamadan tatmin olmamıştı... Nisan 2007 Muhtırasından bu yana, TSK ile ilgili böyle pek çok tartışma cereyan etti. Bir süre önce, Ergenekon davası çerçevesinde, İstek Vakfı arazisinde ele geçirilen bir kısım silah ve mühimmat (LAW) ile ilgili olarak da benzer bir durum yaşandı. Org. Başbuğ’un aksi yöndeki açıklamasına karşılık, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yaptırdığı tahkikat sonucunda, bahse konu silah ve mühimmatın Ordu envanterine kayıtlı olduğu ortaya çıktı. Ne yazık ki bütün bu olaylar, TSK’nın imajı üzerinde çok olumsuz etki yapıyor...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi