D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Sahte olan, basının demokrasi taraftarı olduğu iddiası!

Sahte olan, basının demokrasi taraftarı olduğu iddiası!

İkinci haftadayız... Demokrasiye karşı kurulan komplonun deşifre edildiği günden beri belge gerçek-sahte tartışması yapılıyor. Belge sahte olabilir mi? Böyle bir belgenin hazırlanmadığını kaynak kurum dahi yüksek sesle ilân edemiyor. Açıklamalar, “gerçek olmasa iyi olur” veya “siz gerçek değilmiş gibi yapın” makamında.
Böyle bir gerçeklik ancak bu kadar üstlenilir! Çünkü açıkça “gerçek” demenin ağır bedeli var. O bedel beklemeye gelmez, hemen ödenmelidir. İmzası olan şahıstan itibaren bütün silsile-i meratip haberliyse de, habersizse de sorumludur. Haberliyse, işin içindedir zaten. Habersizse, teşkilatına hâkim değildir, yine sorumludur. Sorumluluk çok ağır bir yüktür. Yüksek Askeri Şûra’nın bütün komuta kademesinin değişmesiyle sonuçlanmasını gerektirir. TSK yeni bir komuta kademesiyle ve fakat yerini gerçekten bilerek, işine devam eder...
Belge sahte olsa bile... Belge sahte olsa bile, Türkiye’de değişmeyen bir gerçek var: Basının demokrasi taraftarı olduğu iddiası kesinlikle gerçek değil!
Türkiye’de ağırlıklı olarak basın “rejim basını”dır. Rejimin değişmezlerinden, rükünlerindendir basın. O olmazsa, ideoloji sürdürülemez; rejimin antidemokratik kimliği var kılınamaz. Darbe asla yapılamaz!
Basının rejim basını kimliğinin kökü derinlerdedir. İttihatçılar Abdülhamid’in matbuata baskı uyguladığı iddiasıyla yola çıktılar, serbestlik vaad ettiler. 2. Meşrutiyet ilan edildikten sonra yapılan ilk işlerden biri sansürün kaldırılmasıydı. İttihatçılar basın üzerinden sansürü kaldırdılar, fakat iktidarı ele geçirince muhalif gazetecilere hayat hakkı tanımadılar!
Cumhuriyet, İttihatçı yöntemleri basın üzerinde uygulamaya devam etti. Birçok ünlü gazeteci İstiklâl Mahkemesi ile muhatap edildi. Gazeteciler ağır cezalara çarptırıldı. Bu da yetmedi, harf inkılabı ile gazeteler okuyucudan yoksun hale getirildi. İşte muhalif basını kökten yok etmenin yolu: Milletin okur yazarlığını ortadan kaldırmak! Bu tarihten itibaren devlet bütçesinden beslenen gazeteler dışında bütün yayın organları kapandı!
Harf inkılabı, “rejim basını”nı gerçek anlamda hayata geçirmek için büyük bir fırsat oldu. İşte “Cumhuriyet basını” dedikleri budur! Ünlü gazeteciler, devlet eliyle kurulan Türk Basın Birliği’nin yöneticileri milletvekili yapıldı. Çankaya sofrasına buyur edildi. En diktatörce tutumlar, idealize edilerek basın tarafından yüceltildi. 1930’larda Türkiye’de gazetecilik yağcılık, yalakalık, şakşakçılıktan başka bir şey değildi. Bir taraftan da devlet nimetleri basına peşkeş çekildi. İşte Türk basınının unutamadığı dönem!
Devletten nemalanan basın, demokrasiye geçildikten sonra geçici sürelerle demokrasiden yana tavır aldı. Ama rejimin basını olduğunu hiçbir zaman unutmadı. Rejimin basını, devletin imkânlarından elini çekmek istemedi, bu yüzden seçilmiş iktidarlarla cedelleşti. 1930’lar, 1990’larda 28 Şubat'la tekrarlandı. Rejim basını, devlet imkânlarını alabildiğine talan etti.
Böyle bir basın var olmaya devam ettikçe, demokrasiye karşı komplo belgeleri hazırlanır, yürürlüğü konulur; basın da kendisine biçilen rolü paşa paşa yapar! Zaten yapıyordu, belge hadisesi patlayınca bir şaşkınlık yaşandı. Daha önce de böyle belgeler hazırlanmış, yürürlüğe konulmuş, basın da rolünü hakkıyla ifa etmişti.
Belgenin gerçekliği veya sahteliği konusunu, bir Temel fıkrası aydınlatabilir.
Temel İstanbul’a gelmiş ve her nasılsa bir cinayet işlemiş, hâkim huzuruna çıkarılmış. Başlamış sorgulama. Temel anlatıyor da anlatıyor. Rize’den çıktım yola... Bir türlü gemiye binmiyor. Hakim zorlayınca, gemiye biniyor. Bu sefer de gemi yolculuğundan uzun uzun ayrıntılar, dönüp dönüp aynı şeyleri söylemeler. Hâkim sinirleniyor: “Tamam artık İstanbul’a gel!” Temel de uyanık, “haçan İstanbul’a geleyim de beni as öyle mi!”
Brifingsiz, andıçsız, eylem plansız, darbesiz, müdahalesiz bir basın, bugünden geçi yok!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi