Alperenlerin protestosu ve mide bulandıran oyun!

Alperenlerin protestosu ve mide bulandıran oyun!

Geride bıraktığımız haftanın şühpesiz en çok konuşulan ya da başka bir ifadeyle ısrarla konuşturulan meselesi İdil Biret konseri ve Alperenlerin Topkapı Sarayı'ndaki Namazlı eylemiydi...

Malum çevrelerden ve özellikle de kartel basınından insanın midesinin bulanması için o kadar çok gerekçe vardı ki.

Her organ kendi ölçüsünde bir iğrençliğin altına imza attı mesela. Ama en çok dikkat çekeni Hürriyet gazetesinin Alperenlerin camaat halinde namaz kılarken çekilmiş bir fotoğrafını kullanarak, altına "Mide bulandıran eylem" diye yazmasıydı.

Bazıları için normal gelebilir, zira Hürriyet'e sorsan bu ifadenin Ertuğrul Günay tarafından sarfedildiğini söyleyerek bir kenara çekilir. Öyle ya, herkes cahil, kimse ne olup bittiğini, bir haber başlığı atılırken aidiyet kuralının ne olduğunu kimse bilmiyor.

Böyle düşünülüyorsa-ki hiç şüphem yok-bu ahmaklığın ülkeyi nerelere sürükleme amacında olduğu açıktır.

Tırnak içine alınmamış ifadeler ve kullanılan namazlı fotoğraf, kurtuluş savaşı yıllarından beri bu ülkeyi satan, peşkeş çeken zihniyetlerin nasıl bir kin ve nefretle İslam'a ve onun kutsallarına baktığını gözler önüne seriyor.

Birileri Bakan Günay'ı, birileri Alperenleri, birileri organizatörü, birileri de Vakit'i hedef alarak bu süreçte kendisine biçilen rolü oynadı. Ama en azından bu bize gösterdi ki, evet birileri açık açık İslam düşmanlığı yapıyor ve müslümanlara ait ne görürlerse mideleri bulanıyor.

Gönül isterki millet kussun bunların suratına. Ama ne hikmetse millet bunlarla uyanıyor, camiye bile bunlarla girebiliyor.

Alperenlere gelince, asıl oyunu onlar üzerinden oynamaya çalışan çevrelerin sinsi taktikleri dikkatlerden kaçmadı.

"Alperenler neyi protesto etti?" sorusuna verilecek cevap çok açıkken, gerçek niyeti sanata ve sanatçıya saygı olmayan karanlık odakların türlü türlü bahaneler üretmesi, Sivas olayları ile sık sık bu olayı birlikte anması, Vakit'i hedef tahtasına oturtması, Müslümanları sanat ve sanatçı düşmanı gibi yansıtması ve asıl eylem gerekçesini unutturmaya çalışması akıllarda kaldı.

Dün izledim, NTV ısrarla aynı konuyu farklı simalarla röportajlar yaparak ısıtıp ısıtıp önümüze koyuyor. İşlenen tema şu: Alperenler İdil Biret konserini ve İdil Biret'i protesto etti. Efendim böylesine güzide, uluslararası üne sahip bir sanatçı falan filan...

Benim milletimin tanımadığının dünyaca tanınıp tanınmamasının önemini bir kenara bırakıyorum, bu ahmak sürüsüne ısrarlarının nedenini soruyorum.

Hangi kuyruk acısı size bunu söyletiyor. Günler öncesinden kutsal mekanda şaraplı konser yapılacağı yazılmadı mı? Eylemin asıl nedeni de böyle bir mekanda, 24 saat Kur'an okunan bir mekanda şaraplı eğlence tertiplenmesi değil miydi?

Bu eylemi yapanlar amaçlarının sanatçıyı protesto etmek olmadığını göstermek için gidip nezaket ziyaretinde bulunmadılar mı?

Bu ısrar niye?

Milletin bunları çok iyi görmesi gerekiyor.

***

TRT NASIL BİR KUSUR İŞLEDİ Kİ...

Bir internet sitesinde dikkatimi çekti aslında. TRT, Miraç Kandili'ni Mescid'i Aksa'dan yaptığı canlı yayınla kutladı. Site TRT1'e eleştiriler yağdığını iddia ediyordu. İddiaya göre, tanıtım filminde Mescid-i Aksa yerine Kubbet'üs Sahra gösteriliyor.

Bunu daha önce de sık sık duyduk. Sanırım İsrail'in bilinçli bir politikası bu ve sanırım, "TRT İsrail'in yıllardır oynadığı oyuna alet olmuş" gibi bir hava esti.

İsrail'in Mescid-i Aksa'yı yıkma planı, bu bölgede yapılan ilginç kazılarla kendisini gün yüzüne çıkartmıştı. Ve "Kubbetüs Sahra fotoğraf ve görüntülerini Mescid-i Aksa olarak dağıtıp, Müslümanların Mescid-i Aksa bilgilerini değiştirmeye çalışıyor" türünden ciddi bilgiler de artık herkezçe biliniyor.

Belki bu noktada da Müslümanları ve konu hakkında bilgi sahibi olanları rencide etmemek için daha dikkatli ve duyarlı olmak gerek. İsrail'in, kendi emellerine ulaşmak için böyle bir yola başvurması ve en güvenilir devlet kurumlarından birinin buna bilerek ya da bilmeyerek alet olması ciddi sorunlar doğurur.

Selam ve muhabbetle..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi