Hasan Aksay

Hasan Aksay

İngiltere polisinde başörtüsü sembol değil

İngiltere polisinde başörtüsü sembol değil

İngiltere polis teşkilatı, kadın polislerin camiye girerken ve Kur’an-ı Kerim okunurken başlarını örtmelerini istedi ve bunun için üniformalarına uygun başörtüleri yaptırarak, mavi elbiseler için mavi, siyah elbiseler için siyah başörtüsü dağıttı. Bu hadise birçok bakımdan son derece önemlidir:
1) Geri kalmış ülkelerin aydın geçinen imkanlı bir kesiminde, “Batı, tartışmasız kabul ve taklit edilen bir tabu” olduğu için uyarıcıdır.
2) İnsani gerçek özgürlüklerde İslam, Batı özgürlüğü değerlerinde İngiltere önder bir ülke olduğu için önemlidir.
3) Üniformaya uygun başörtüsü, “kamusal alan” denen ayrımcılık ve zulüm alanı icadını kökten iptal eden, bunun çağdaşlık değil, yobazlık ve geri kafalılık olduğunu gösteren ve devam eden tahribat gayretlerini anlamsızlaştıran, çağın gereği özgürlük alanını gösteren, İslam’a ve Müslümanlara karşı icat edilmiş zulüm keşiflerinin akli, vicdani, sosyal ve hukuki hiçbir tutarlılığı olmadığını fiilen ortaya koyan öncü bir devlet eylemidir.
4) İslam dininin temel değerlerinden habersiz, Müslümanlara karşı özel bir şartlanmışlık içinde önyargılı, seküler, bağnaz çevreler, İslam’daki başörtüsünü “sembol” diyerek saldırılarına sanal bir gerekçe icadına çalışıyorlardı. Oysa başörtüsü sembol değil, İslam’dan bir kısım, gereklilik ve ibadettir. Kur’an-ı Kerim’in emridir.
5) Cesaretin en kötüsü, tehlikelisi cahilin cesaretidir. Ve cahil cesurdur. İslami bilgi ve değerleri yaşamaktan uzak oldukları halde, İslam’ı kendi akıllarınca şekillendirmek isteyen kendini de bilmez cahil ve aşağılık kompleksi sahiplerine, İngiliz polisinin destansı bir icraatıdır. İbret alan yok mudur!..
6) Saygı insanlıktır. Manevi değerlere, dine saygısı olmayan kimsede insanlık barınamaz. Saygı ve ikiz kardeşi utanma duygusu, insani değerlerin zemini, ikametgahıdır. Öyle ki, arkasından saygısızlık gelen yardımdan, bir güler yüz daha hayırlıdır.
7) Güler yüz, tatlı söz ve saygı, gönül ve izan sahibi oluşun, geniş görüşlülüğün, kendi kendisiyle ve toplumla barışıklığın, güvenin ve güvene layık oluşun ifadesidir. Bugün bir kısım ülkelerde başörtüsü bahane edilerek Müslümanlar, okuma, iş edinme, toplumun bir parçası olma gibi temel insan haklarından mahrum edilmektedir. İngiltere’nin bu özgürlük eylemi, bu yönüyle de ayrı bir önem taşımaktadır.
8) Belçika’da başörtülü milletvekili olması; dışlanmak şöyle dursun ayakta alkışlanması, New York Belediye Konseyi’nin, Ramazan ve Kurban bayramlarında okulların tatil olmasına karar vermesi, İngiltere’de şeriat mahkemeleri bulunması, Müslümanların nüfusun ancak % 3’ünü oluşturduğu Güney Afrika’da Müslüman eyalet başbakanı olması, İsrail’de dahi her sene yüzlerce kişinin Müslümanlığı seçmesi, başörtüsü örtmesi, Obama’nın “Babamın Hayalleri” kitabında, “Kardeşim Roy Müslüman oldu. İçkiyi ve bütün kötü şeyleri bıraktı. Hayatı bir düzene girdi” demesi gibi saymakla bitmeyecek, İslam’ın gerçek hüviyetiyle tanınıp bilinmesi bakımından son derece önemli olaylar bütün dünyada birbirini takip etmektedir. Böylesine aydınlanan bir dünyada, “Ben de Müslüman’ım” diyerek İslam düşmanlığı yapmak imkanı kalmamaktadır. Bu husus, çağın içinde bulunduğu maskeli hayat kargaşası bakımından son derece önemlidir.
9) İslam’a karşı savaşmak üzere sanal birer silah olarak icat edilmiş olan terör, İslamfobia, İslami değerlere “sembol kıyafeti” giydirmek, Salman Rüşdi’ler, karikatüristler kiralamak gibi yapmacık taarruz silahları, bedel ödenerek kazanılan bu dünyaca aydınlanmadan sonra etkisiz, hatta ters tepen silahlar haline gelecektir.
10) Bütün bu güzel gelişmeleri reelpolitikin samimiyetsiz bir gösterisi olarak değerlendirmek, İslam düşmanlığının doğurduğu bir körlükten kaynaklanmıyorsa, değişen ve gelişen dünyanın gittiği yönü görememektir.
11) Bir an için farzı muhal, “İslam’a gösterilen bu hoşgörü ve yakınlaşma reelpolitik gereğidir” diye samimiyetsiz kabul edilirse, bu kere İslam dünyasının varlığının ve ağırlığının son derece önemli bir şekilde ve hızla bütün dünyada hissedildiğini kabul etmek zorunda kalan bir reelpolitik olur. İslam’a karşı, Blackwater kiralık paralı asker şirketi elemanları gibi Müslümanlara saldıranlar için utanç günleri çok uzaklarda değildir. “Gözünü kapayan yalnız kendine gece yapar”.
Müslümanlara saygı gösteren herkese, bizden de saygı, sevgi ve selamlar...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi