Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Bir aylığına televizyonu kapatsanız

Bir aylığına televizyonu kapatsanız

Bir anne televizyonu bir aylığına kapadığını ve bu süre içinde, birlikte sohbet etme ve kitap okuma fırsatı bulduğunu ifade ediyor. "Televizyonsuz geçen günlerde, eşimin yüzündeki çizikleri fark ettim, büyük oğlumun ne kadar bilgili olduğunu anladım...Meğer bizler kurulmuş saat gibi televizyonun başında akşamlıyormuşuz da birbirimize hiç bakmıyormuşuz bile..." diye ekliyordu...

Annenin mektubunu okurken başımı avuçlarımın içine alıp düşündüm...Bir aylığına televizyonu kapatsak bundan kaybımız ya da kazancımız ne olurdu acaba?

Buradan elde edeceğimiz kazancın hesabını yapabilmemiz için, öncelikle ekran başında tükettiğimiz heder ettiğimiz vaktin hayatımız için ne kadar önemli olduğunu idrak etmemiz gerekiyor. Zaman bize verilmiş değerli bir nimet ve bizler zamanı aleyhimize ya da lehimize çevirecek şekilde değerlendiriyoruz. Televizyon bu anlamda önümüzü kesen ve bizi boş avuntular peşinde sürükleyen bir araç olarak hala geçerliliğini koruyor.

Düşünün akşam yorgun argın evinize geliyorsunuz ve hemen televizyonun düğmesine basıyorsunuz....Akşam saatlerinde buraya kitlenirsiniz, program ister ilginizi çeksin, ister çekmesin gözleriniz ekranlardadır. Belki de eşiniz sizinle konuşmayı, gün içinde olup bitenleri paylaşmayı düşünmektedir, çocuklarınız gözlerinizin içine bakmaktadır. Ama siz ne eşinize ne çocuklarınıza ne de yakınlarınıza vakit ayırabiliyor ve ekranlardan gözlerinizi alamıyorsunuz. Adeta, buradaki sanal dünyanın bir üyesi olmuşsunuzdur. Geçen hafta izlediğiniz dizinin sonucu nereye varmıştır, sevgilisinden ayrılan şarkıcının duyguları nedir, hangi takım öne geçmiştir, haberlerde hangi dratamik olaylar yer alacaktır...bütün bunlar sizin sanal dünyanızın bir parçasıdır ve kendinizi evinizden çocuklarınızdan ziyade buraya hasredersiniz...

Gün içinde ya da gece geç vakte kadar, televizyonun başında vakit geçiriyor ve vakti acımasızca çarçur ediyorsunuz. Kim kimden ayrılmış, kim kimden hoşlanmış, nerede neler olmuş, kim kimi öldürmüş, hangi artist nasıl giyinmiş, hangi estetik ameliyatlar, hangi diyet programları reçaçtaymış bütün bunları öğrendiniz ve bu konuda yeterince bilgi edindiniz peki bütün bu bilgiler ne işinize yarayacak? Bu gereksiz bilgilerin size ne gibi bir faydası olacak? Neler katacak hayatınıza? Aile hayatınıza, sosyal yaşamınıza, ruh ve duygu dünyanıza ne gibi katıları olacak bunların? Bu soruya verilebilecek bir cevabınız yoksa televizyon hayat dengenizi bozuyor ve size zarar veriyor kardeşim...İsterseniz birkaç cümleyle bu aygıtların hayatınızdan götürdüklerini hatırlamaya çalışalım. Her şeyden önce zamanınızı çalıyor, elinizdeki en değerli servetinizi alıp götürüyor. Ve çocuklarınızla, eşinizle ailenizle dostlarınızla geçireceğiniz vakti sizden alarak aslında sizi yalnızlığa sürüklüyor, tutsaklığa itiyor...İtiraz edemiyor, başkaldıramıyor çaresiz kalıp bir nesneye teslim oluyorsunuz. İlimle ibadetle, sohbet ve muhabbetle meşgul olmak istiyorsunuz ama iradenizi aktive edemiyor ve istediğiniz hiçbir şeyi yapamıyorsunuz. Çocuklarınıza sürekli kitap okumalarını tavsiye ediyorsunuz ama kendiniz buna vakit ayıramıyor, okuyamıyor çocuklarınızla birlikte bir şeyler paylaşamıyosunuz.... Bir aylığına da olsa televizyonun fişini çekin ve hayatınız için yeni bir program yapınız...Bunun kendiniz için ne kadar büyük bir kazanç olduğuu göreceksiniz... İsterseniz bir deneyin ne kaybedersiniz...! Sanırım vaktinizi faydalı işlerle geçireceksiniz ve birlikte sohbet etme şansına ulaşacaksınız. Bunu yaptığınız takdirde, inanıyorum ki, çocuğunuzu dinleyebilecek, eşinizle sohbet etmeye vakit bulabileceksiniz. Ayrıca, aile ziyaretlerine, okumaya, kendinizi geliştirmeye, içsesinizi dinlemeye ve hayatınızın muhasebesini yapmaya vakit ayırabileceksiniz. İsterseniz bir deneyin ve elde ettiğiniz sonuçları bizlerle de paylaşın....

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi