Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

İsrail ve ezber bozan gelişmeler

İsrail ve ezber bozan gelişmeler

BM’de İsrail savaş suçu işlemekle ve ABD’de bir bilim adamı İsrail için casusluk yapmakla suçlanıyor..
Bunlar beklenmedik hadiseler..
Göreceksiniz arkası da gelecek..
Aslında her iki olay da sembolik bir anlam taşıyor.. Bir bakıma İsrail’e, “artık ayağını denk al, dünyada bazı şeyler değişiyor” mesajı veriliyor..
İsrail bu uyarıyı nasıl okur, nasıl değerlendirir, cevabı ne olur, onu zaman içinde göreceğiz.. Bu alışılmadık, yeni bir durum..
Siyonistler sadece hayallerini ertelemekle kalmayacaklar ve artık siyaset sahnesinden geri çekilmeye zorlanacaklar.
İsrail’in bu hali ile bölgedeki varlığı, batının, ABD’nin çıkarlarına hizmet etmiyor. Aksine pahalı, risk getiren bir hal alıyor..
Şimdi endişe kaynağı olan kontrol dışı unsurlar, Yahudi / Siyonist fanatiklerin bir emrivaki ile oldu-bitti şeklinde eylemlere kalkışmaları..
Sadece İsrail değil, Yahudi Diasporasının da bu yeni duruma uyum sağlaması kolay olmayacak gibi..
En büyük sorun, Yahudi derin devleti, Yahudi sermayesi ve Siyonist örgütler..
2. dünya savaşından bu yana ilk kez Siyonistler, suçlu ve sorunlu bir topluluk olarak algılanıyor.. İlk kez pozitif ayırımcılığın dışında tutuluyor..
Göreceksiniz, İsrail devletinin varlığı sorgulanacak.
Dahası Siyonizmin doğru bir tercih olup olmadığı..
Ardından Yahudiliğin hermetik boyutu, ruhani boyutu, gelecek projesi, akaidi tartışılacak..
İsrail devletinin yarım asırlık bir geçmişi olsa da, Siyonizmin tarihi “1. Siyonist Kongre” ile başlamaz. Daha öncesi de var. Ama İsrail devletine giden yol, 29 Ağustos 1897 yılında Basel'de Theodor Herzl liderliğinde toplanan kongre.. Kongreye tüm dünyadan yaklaşık 200 delege katılması ile başlar. Ama yine de Siyonizmin siyasi bir olgu olarak tarih sahnesine çıkması, 100 yılı aşkın bir zamanı ifade ediyor. Yahudi geleneği açısından çok kısa bir süre. Binlerce yıllık bir geleneğin, bir asırlık siyasi bir projenin arkasından savrulup, tarihte birçok kez tekrarlandığı gibi, mazlumiyetten lanete sürüklenmesi, Yahudiler için yeni bir acı tecrübe olarak hafızalara kazınacak..
Mısır’dan çıkışın hemen ardından yine hemen bir lanetin yakalarına yapıştığını hatırlayın.. Ve ardından 40 yıl süren Tih çölündeki büyük yolculuk..
Siyonizm, dini, esareti altına almış durumda bugün. Dini bir amaçla çıkmışlardı, ama bugün, dinlerine karşı ciddi bir tehdit oluşturuyorlar. Hareket, dini sloganlar söylemeye devam etse de, sosyolojik ve politik anlamda giderek faşist bir karaktere dönüşen seküler bir söyleme sahip..
İsrail halkı büyük ölçüde dinden kopmuş vaziyette. Kendi içinde bölünmüş. Cumartesi yasağı artık çoğu kimsenin umurunda değil. Rüşvet alıyorlar, yasakları çiğniyorlar, zina ediyorlar, homoseksüellik ve fuhuş hızla yayılıyor.. Kumar almış başını gidiyor..
Bazı Yahudiler, artık bu kötü gidişin normal insanlar tarafından önlenemeyeceği görüşündeler.. Onun için de “Tarihin sonu”na gelindiğini ve ancak Mesih tarafından işlerin yoluna konulabileceğine kanaat getiriyorlar..
Yahudiler umutlarını kaybetmiş bir topluluk durumundalar.. Para ve iktidara sahip olmalarına rağmen, saygınlıklarını kaybetmeye başladılar. Servet ve iktidar, ellerinde patlamaya hazır, pimi çekilmiş bir el bombası gibi..
İsrail artık Türkiye ilişkilerinde kamuoyunu da dikkate almak zorunda.. Sadece askerler, localar, iktidar ilişkileri ile mutabakat sağlayarak yol alamazlar..
ABD ya da AB ile ilişkilerde de durum farklı değil..
İsrail, kendi içlerindeki iktidar mücadelelerinde bile görmedikleri bir uyumu, Türkiye ile ilişkilerinde görmek istiyorsa bu mümkün değil..
Herkes kendi geçmişi ile hesaplaşırken, İsrail de kendi geçmişi ile hesaplaşmalı; “Ben nerede yanlış yaptım” sorusunu sormalı kendi kendine.. Bu işlerin bundan böyle aynı şekilde devam etmeyeceğini görmeli..
Yahudi sermayesi artık kendini İsrail’le sınırlı tutmak istemiyor.. Global sermaye olarak tanımlıyor kendini. Yahudi olmanın avantajı bitti artık. İsrail, Yahudilere ayak bağı olmaya başladı..
Yunanistan’la İsrail’in ne farkı var?!. 1. Dünya savaşında, Yunanlıları Anadolu’ya çıkaran İngiltere değil mi? Aynı zamanlarda İsrail üzerinde, Ermenistan üzerinde de hesaplar yapılmaya başlandı.. Ermeni komitacılar Rusya’ya yaklaştı. Güneyde aslında Fransızlar oynuyordu Ermenilere. 2. Dünya savaşı başlamadan İngiltere Siyonistlere destek vermeye başladı.. Savaş sonrası İsrail ortaya çıktı. NATO’nun kurulması, soğuk savaş dönemi, Avrupa’nın Arabistan planları derken; İsrail’e gün doğdu.. Biz, askeri ve stratejik bakımdan ABD’ye, iktisadi ve siyasi bakımdan AB’ye ve aynı zamanda NATO’ya bağlı olacaktık. Zaten arada, RCD ve CENTO vardı. Yani Türkiye; ABD-İngiltere arasında bir yere oturtuldu.. İngiltere İsrail’e bir vatan armağan etti! Ne İsrail bir savaş kazandı, ne de Araplar topraklarını sattı.. Osmanlı’nın yıkılışı ile işgal başladı, ardından da bölgede sınırlar yeniden çizilirken, Türkiye’nin de elini kolunu bağlayıp, orada bir İsrail icad ettiler, batının Truva atı, sıçrama tahtası olarak..
Şimdi yeni bir durumla karşı karşıyayız.. Ve İsrail için yolun sonu.. Her şey bugünden yarına olacak değil elbet ama, mecburi istikamet belli ve göreceksiniz İsrail için gelecek günler, geçen günleri aratacak.. Ve işler sarpa sardığında dış tehdit kadar içerideki çözülme ve hesaplaşma da ağır olacak..
Halep ordaysa, arşın burada
Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi