Şehit cenazesi ve üniversite kapısındaki başörtülüler

Şehit cenazesi ve üniversite kapısındaki başörtülüler

Bir başörtülü kızın öfke dolu bakışlarını gösteren resimden sosyolojik analizler attıran bazı yayın yönetmenleri acaba kardeşi İbrahim Gedik'in şahadetinin ardından yüzündeki acı ve kederle her şeye rağmen metanetini kaybetmeden asker selamı veren, Gedik'in ablası Duriye hakkında da bir analiz attırır mı?

Yoksa Duriye'nin başındaki örtü türban değil başörtüsü diye cingözlük yapmaya mı kalkarlar?

Mehmetçik, hepimizin Mehmetçiği.

Şehitler hepimizin yüreğini yakıyor.

Şehit anaları, bacıları, sevgilileri, eşleri...

Kimilerinin başı açık, kimininki kapalı. Kimsenin umurunda değil. Onlar yürekleri yansa da seve seve gönderiyorlar yiğitlerini vatan için çarpışmaya.

Hal böyleyken, tutup da "senin kardeşini savaşa gönderirim ama sen üniversiteye giremezsin kardeşim, sakıncalısın, rejim için tehlikelisin" derseniz işte elmalarla armutları gerçekten de karıştırmış olursunuz.

Bakın üniversitelerdeki saçma yasağın kalktığı ilk gün bazı rektörler ayak dirediler.

Kahramanca(!) üniversitelerini kapadılar başörtülü kızlarımıza.

Vicdanları dumura uğramış adına rektör denilen bilimden sanattan dinden imandan nasibini almamış olanlar da rektör!

Bazı rektörlerimiz de (-ki onların sayısı da bir hayli fazlaydı) yıllardır üniversite kapılarında ağlayan kızlarımıza kapılarını açtı.

N'oldu?

Başörtüsü yasağı uygulanmayan üniversitelerde rejim krizi mi çıktı? Laiklik mi çöktü?

Şu oldu:

Bu yasağı uygulayanlar demokrasi sınavından çaktılar ne yazık ki.

Anayasa değişmiş, 411 milletvekili "evet" demiş, toplumda büyük bir uzlaşma sağlanmış ama bazı rektörler için anayasa değişikliği yeterli değilmiş.

Bu yasakçı rektörlere gökten vahiy inse, onu bile kabul etmeyecekler, laikliğe aykırı bulacaklar!

Neyi bekliyorsunuz ey yasakçı rektörler?

Daha çok beklersiniz!

İşin ironisi bir yana, özgürlükten yana tavır koyan rektörleri tebrik etmek gerekiyor.

Anayasa, yasanın da Anayasa mahkemesinin gerekçeli kararının da üstündedir. öyle olduğu için ona Anayasa diyoruz.

Anayasaya saygı göstermeyen rektörler, bile bile Anayasal suç işledi. Ama korkmalarına gerek yok. çünkü bu ülkenin savcıları onlara dokunmayacak biliyoruz. Bizim yargı sistemimizin refleksleri başka şeylere duyarlıdır.

Bu değişiklik başörtülü öğrencilerin sessizce kazandıkları bir zaferidir.

Her şeye rağmen terörize olmadılar, sokaklara dökülmediler, dağlara çıkmadılar ve sorunun demokratik bir çerçevede çözülmesi için yıllarca sabırla beklediler.

Türkiye'nin diğer en önemli sorunu olan "Kürt sorunu"nda ise durum ortada. Bugün vatandaşlarımızın bir kısmı silahlanıp dağlara çıkmış ve askerlerimizi şehit etmekten çekinmiyorlar.

Ama hâlâ bazıları türbanlıyla PKK'lıyla da aynı gözle bakıyor.

Demek ki bakıyorlar ama görmüyorlar!


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi