Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Rasûl’ün Güldüğü, Kızdığı ve Ağladığı Anlar

Rasûl’ün Güldüğü, Kızdığı ve Ağladığı Anlar

Bu haftaki eserlerimiz Efendiler Efendisi (s.a.v.)’nin önemli anlarının kaleme alındığı kitaplar. Elest Yayınları’ndan çıkan eserlerin yazarı Ebu Muhammed Humeys.
Efendiler Efendisi Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’i anlamadan, dinlemeden, okumadan; dinimiz İslam’ı anlamak, bilmek ve yaşamak mümkün değildir. Peygamberimiz (s.a.v.) elçi olarak insanlığa gönderilirken, Kur’an ahlakı ile donatılarak gönderilmiştir. O’nun her hareketi, her sözü, her mimiği, Kur’an dışında değildir.
Bu sebeple; “iyi Müslüman”, “şefkatli Müslüman”, “merhametli Müslüman”, “anlayışlı ve anlaşılır Müslüman” olmanın yolu; Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz’in izinden, “samimi ve riyakârsız” bir şekilde gitmekle mümkündür.
Yukarıda da ifade etmeye çalıştığım gibi eserde de bu konuda şunlar yazılmaktadır: “Allah Muhammed (s.a.v.)’i tüm insanlara, bir insanlık örneği olarak gönderdi. Ahlâkıyla örnek, eylemleriyle örnek ve tüm hayatıyla örnek... Çünkü Kur’an’ın emrettiği her şeyi rehber sıfatıyla insanlardan önce kendi uygulamıştır.
O’nun parlayan yüzünde, gönüllere ferahlık veren tebessümünde insanlar kendilerini rahat hissettiler, gülümsemenin ‘sadaka’ olduğu bilincine ulaştılar. Gülümseyen aydınlık bir çehre, âlemlerin Rabbi’nden bir hoşnutluk alâmetidir. O, takva sahiplerinin alnında bir mühürdür. Hastalıktan koruyan bir kale, düşman kalplerin sakındığı zehirli bir ok, tevâzua sevk eden sadık bir çağrı, bütün insanlığa bir sevgi mesajıdır.
Hz. Peygamber’in mütebessim çehresi, kaba saba, asık yüzlü ve vahşi tabiatlı insanların yanı sıra, eğlence ortamlarında ağız dolusu gülenlere de güzel bir örnekti. Allah Rasûlü sert ve kaba bir çehreyle gezmediği gibi kahkahalarla güldüğü de görülmemiştir. Çünkü “aşırı gülmek kalbi öldürür” uyarısını yapan da O’dur. Ve O, hiç kimseyi alaycı ifadelerle küçük düşürüp gülmemiştir.
O, çevresinde bulunanlara muhabbet dolu sımsıcak sözcüklerle hitap etmiş, mizah yaptığında da haktan başka bir şey söylememiştir. Güzel ve pak yüzünde, insanın gönlüne işleyen o tatlı tebessümleri gören insanların kalpleri hemen onun esiri olur, gönülleri O’na meyleder, ruhları O’na tabi olurdu.
Enes bin Malik anlatıyor; ‘Ashabının bazı söz ve davranışları Rasulullah’ın kulağına geldi. Onlara bir konuşma yaptı; ‘Bana Cennet ve Cehennem gösterildi. Hayrı ve şerri açısından böyle bir gün görmedim. Eğer benim bildiğimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız’ buyurdu. Rasulullah’ın ashabı bundan daha çetin bir gün görmemiştir. Başlarını örterek hıçkıra hıçkıra ağladılar.
Hz. Peygamber’in oğlu İbrahim vefat etmiştir. Allah Rasulü, kabri başında gözyaşı dökmektedir. “Göz yaşarır, kalp üzülür, fakat biz ancak Rabbimizi razı edecek şeyi söyleriz. İbrahim, biz senin gidişine üzgünüz” demiştir.
Çokça ağlayan bir Rasul’ün ümmetiyiz biz. Âlemlerin Rabbine gönülden saygı duyanların efendisi, “Din Gününün Sahibinden” korkanların önderi Muhammed (s.a.v.) gözünden yaş eksilmeyen, hemen ağlayıveren, gözü yaşlı, yumuşak kalpli, duyguları coşkun, bağrı yanık bir insandı. Samimi ve temiz duygular içinde gözyaşları hemen boşalırdı. Öyle ki, O ağlarken kaynayan bir tencerenin fokurtusu gibi ses duyulurdu.
Bütün sözleri ve davranışlarıyla Kur’an ahlakını yaşayan Allah Rasulü, kızgınlık ve öfke hususunda da dengeli olmayı bize öğretendir. Alevlerin bir anda samanlığı sarması gibi insanlar arasında dolaşan öfke kıvılcımı da doğru yerde ve belirli ölçüde kullanılmadığında dayanılmaz acı neticeler doğurabilen bir ruh halidir.
Allah Rasulü (s.a.v) hiçbir zaman kendi nefsi için kızmaz, asla kendisi için intikam almazdı. O sadece Allah’ın rızası olmayan durumlarda öfkelenirdi. Onun öfkesinin yüzü hayra dönüktü. Bunun dışında, kişisel meseleler yüzünden ortaya çıkan her türlü öfkeyi, tedavi edilmesi gereken bir maraz olarak değerlendirir ve “Güçlü kimse, öfke anında kendisini tutabilendir” buyururdu.
Öfkeyi bir kılıç yapanlar, gelişigüzel sallayarak çevresindekiler için tehlike arz edeceği gibi öfkeyi kalkan yapanlar, kötülükten alıkoyucu bir engel olarak hayra yöneltirler. Allah Rasulü’nün kızdığı şeyler, Allah’ın kızdığı şeylerdir.
Eserler hakkında bilgi için: Elest Yayınları: 0212 514 56 53

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi