Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Hastalanmaktan korkuyorum

Hastalanmaktan korkuyorum

29. yaşında bir bayanım. Annemle babamı amansız bir hastalık sonucu kaybettim. O zamanlar on beş yaşlarında bir genç kızdım. İki yıl arayla en sevdiğim iki varlığın günden güne eriyerek ölüme yaklaştıklarını görüyor ve çaresizlik içinde kalıyordum. Aradan epey zaman geçti şimdi her ikisi de ahiretteler. O günlerden aklımda kalan tek şey, bu iki insanın namaz vakitlerinde hepimizi bir araya toplayarak ibadete teşvik etmeleriydi... Köşenizi vakit buldukça okuyorum. Sizden annemle babamı kaybettikten sonra gelişen hastalanma korkularımla ilgili tavsiyeler bekliyorum. İnanın küçük bir şeyde dahi ölüm korkusuna kapılıyorum. Gün içinde bir yerim ağrısa kötü bir hastalığa yakalanmış olabileceğimi düşünüyor hemen doktora koşuyorum. Bu korkularımı yenebilmek için çeşitli etkinliklere katılıyorum, geziyorum kendime yeterince vakit ayırıyorum ama değişen hiç bir şey olmuyor. Bu sorunuma bir çözüm bulabilmek için neler yapabilirim? Ö. Y.

Yardım alabilirsiniz

Hipokondriyazis hastalar, bilinen bir rahatsızlıkları olmadığı halde, fiziksel semptomlar yaşadıkları hissine kapılırlar ve sürekli doktora gitme ihtiyacı hissederler. Yapılan bütün tetkik ve tedavilerin sonuçları olumlu olduğu halde, buna pek inanmak istemezler ve doktorlarını değiştirmeyi bile düşünebilirler. Korkularımız eğer hayatımızın düzenini bozuyor ve bizi etkiler hale geliyorsa bunu iyileştirmenin en etkin yolu korkuyla yüzleşmektir. Bunun için, önce korkularınızın temelinde yatan dramatik senaryoyu tanımalı ve değiştirmeye çalışmalısınız. Sanırım, sizin hastalık korkularınızın altında, anne babanın yaşadığı acılar ve yaslarınız, hayatınızdan akıp giden kimselerin izleri var. Belki de hastalanmaktan ziyade, acı çekmekten, sevdiklerinizden ayrılmaktan korkuyorsunuz. Önce endişelerinizi besleyen düşüncelerinizi değiştirmeye çalışın. Daha sonra da korkularınızla yüzleşebilirsiniz. Bunun için, bir psikiyatristen yardım da alabilirsiniz. Ama lütfen tedaviyi tamamlayıncaya kadar doktoru bırakmayın ve doktorunuzun verdiği tavsiyelere uymaya çalışın...

Unutmayın, sahibimiz, Yaratıcımız Allah'tır. Bizi koruyan da kollayan da, yaşatan da öldüren de hastalıklarla, acılarla imtihan eden de odur. Onun mülkünü ona bırakın ve dualarınızla ondan yardım isteyin.

Sevgimi nasıl gösterebilirim

5. Çocuk annesi bir bayanım. Çocuklarımla daha iyi ilgilenebilmek için ilk çocuğumun doğumundan sonra işimi bıraktım ve hayatımı onların bakımına adadım. Şimdi en büyük oğlum yirmi en küçüğüm on yaşında. Babam sert bir insandı, sevgisini pek göstermeyi sevmez ve ben içten severim derdi. Ondan etkilendiğimden midir nedir bilmiyorum aynı şekilde ben de çocuklarıma sevgimi pek gösteremiyorum. Mesela büyük oğlum boynuma sarılıyor ama bu bana çok gereksiz gibi geliyor, bazen ittiriyorum. Geçenlerde düşündüm, tıpkı babam gibi ben de onları içimden seviyorum. Ve içimdeki sevginin çocuğa ne faydası olacak diye kendimi sorguladım... Çocuklarımla ilişkilerimi düşündüğümde gerçekten üzüldüm ve bazı şeyleri değiştirmeye karar verdim... Sonra oğluma uzun zamandan beri ilk defa sarıldım... Ama bu kez de çocuklar "Anne sana bir şeyler mi oldu?" Diyerek benimle dalga geçmeye başladılar... Gerçekten sevgi nasıl gösterilmeli? Sevginin dili var mıdır? S. Z.

Sevginin dili evrenseldir

Sevginin dili evrenseldir ve bu yönüyle de bütün insanlığı kuşatacak kadar şumulludur. Dilini, dinini, ırkını hiç tanımadığınız bir insanın bakışlarındaki sevginin gönlünüze doğru aktığını ve sizi etkilediğini hissedersiniz. Bunu açıklayacak bir cümle bulamazsınız, çünkü sevginin zengin bir dili ve tesirli bir etkisi vardır... Bizler hayata hazırlanırken davranışlarımızın büyük bir kısmını çevremizdeki insanları gözlemleyerek öğrenir ve benimseriz. Anne babalarımız bu kapsamda önemli bir yere sahiptirler. Onları taklit eder ve onlar gibi olmaya çalışırız. Babanızın sevgisini göstermemesi ve sizinle kurduğu ilişkilerinde mesafeli olması sizi rahatsız etse de aynı şekilde bu davranışı kendi çocuklarınıza yansıtıyorsunuz. Bu tabiî ki öğrenilmiş bir davranıştır. Ama siz bunun doğru bir yaklaşım olmadığını biliyor ve nasıl davranmam gerekir şeklinde bir soru soruyorsunuz. Bu soru sizi doğru davranış modeline götürecektir.

Kuşkusuz sevgiyi göstermenin çeşitli yolları vardır. Sözel olarak da sevgimizi ifade edebiliriz, dokunsal olarak da çocuklarımıza sarılır ve sevgimizi belirtebiliriz. Aynı zamanda küçük hediyeler alarak, onlara sevdiği şeyleri ulaştırarak ta sevgimizi gösterebiliriz. Bu üç yöntem de yerine ve zamanına göre birbirini tamamlar. Kimi yerde dokunsal kimi yerde sözel kimi yerde davranışsal olarak sevgimizi gösterme durumunda oluruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi