D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Adaletin temeli ne?

Adaletin temeli ne?

Türkiye'nin adalet meselesi artık gizlenemiyor. Halk güvenilirler listesinde adalet mekanizmasını arka sıralara doğru itiyor. "Avukat tutma, hâkim tut" öğüdü yaygınlaşıyor!
Türkiye'de adalet, “Adalet mi, ideoloji mi? Adalet mi, ‘laiklik’ mi? Adalet mi, güç mü?” sorularına doğru cevaplar verilemezse, gerçek yörüngesine oturamaz.
Türkiye’de ideoloji adalete tercih edildi. Tırnak içinde "laiklik" tercih edildi ve ekseriya güç tercih edildi.
İdeolojinin adaleti olmaz, laikliğin adaleti olmaz, gücün adaleti olmaz! Bunların dışında, üstünde olmadıkça da adil olunmaz!
Bütün mahkeme salonlarında "Adalet mülkün temelidir" yazılıdır. İdeoloji bir kısım beyinleri öylesine cahilleştirmiştir ki bu söz Atatürk'e ait sanır. Çünkü bütün güzel sözleri Atatürk söyler! Bu söz asla "laik" olmayan bir sözdür. Kesinlikle "dini" bir temele istinat eder ve bir İslâm büyüğü tarafından söylenmiştir. Bir İslâm büyüğünün tamamen dinî olan bu sözünün "kamusal alan" olan mahkeme salonlarında ne işi var? Oraya "laik" bir vecize asılması gerekmez mi?
Gerçekçi olup "Adalet halkı hiçe saymaktır" denilebilir pekala. "Adalet insanı hiçe saymaktır" veya "adalet gereken neyse onu yapmaktır" yahut da "Adalet halkın icabına bakmaktır" denilebilir.
Seksen küsur yıllık Cumhuriyet tarihinde adaleti ifade edebilecek büyük bir söz söylenmedi ki "Adalet mülkün temelidir" sözü mahkeme duvarlarından indirilsin.
Türkiye'yi yöneten oligarşi, halk gücüne karşı kırk yıldır mekanizmalar oluşturuyor. Oligarşi, bürokratik mekanizmaları işleterek halka karşı dişlerini gösteriyor. Burada hukukî kılıflar uydurmak da bazılarına düşüyor.
Türkiye hakimiyet-i milliye ve millî irade kavramı ile tanışalı çok oldu. Cumhuriyet bu iki temel fikir üzerine kuruldu. Kendini "cumhuriyetçi" sayanlar artık bu iki temel fikri de reddediyor. Kuralları yargı koyacaksa, Meclis'in yasama yetkisine ne gerek var? İdarenin tasarrufu olmayacaksa, hakimleri savcıları yönetici yapalım.
Bu çöküş yeni değil esasında. Adalet mekanizmasının siyasallaşması kadar eski. Burada "siyasallaşma" yerine “tek partileşme” veya "ideolojikleşme" demek gerekirdi. Adalet mekanizması ideolojikleştirildi. Siyasî iktidara karşı güçler ayrılığını, yargı bağımsızlığını öne sürenler, askeriyenin salonlarında brifing almakta beis görmedi.
“Adalet mülkün temelidir” ibaresindeki "mülk" kelimesini bazıları şimdi anladıkları mânada olduğunu sanıyorlar. Mülklerinin, imtiyazlarının temelinde adaletin olduğunu düşünüyorlar. Böylece mülkleriyle ve imtiyazlarıyla iftihar ediyorlar ve hep kendilerini haklı görüyorlar.
Halbuki adalet "mülk"ün, yani "idare"nin, yani "devlet"in temelidir. Bu temel sağlam olmazsa, idare çöker, devlet yıkılır.
Her şeyin başı adalet…
"Adalet" yoksa "mülk" de yoktur “devlet” de yoktur!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi