Ali Ferşadoğlu

Ali Ferşadoğlu

Şeytanlar inşikak ister!

Şeytanlar inşikak ister!

Şeytan; gerek iç dünyamız, gerekse içinde yaşamak mecburiyetinde olduğumuz topluluğun fertleri arasında inkişak/parçalanma istiyor. Buna karşılık Kur’ân, şeytanı, “Âdemoğlunun en büyük ve apaçık düşmanı” ilân eder ve ona göre tahşidât yapar. Ne var ki, kimi zaman onun tarafından daldırıldığımız gaflet uykusu; şeytanı bize unutturur. Oysa, Hz. Âdem’in Cennetten ihrâcına sebep olan, sonra da insanlığın ilk, en büyük ve daimî düşmanı kesilen şeytan değil midir? Şu halde insan düşmanıyla nasıl barışabilir? Devamlı kuyusunu kazana nasıl hoşgörüyle bakabilir?

Aslında bunun sebebi; insanın düşmanını tam olarak tanımamasıdır. İtiraf edelim ki, çoğu zaman onu dikkate almıyoruz. Ondan gelen fenâlık, dürtü ve fitneleri en yakın akrabalarımız, kardeşlerimiz, dostlarımızdan sanıyor; birbirimize düşüyoruz. Zaten şeytanın istediği de budur.

Öyle ise Kur’ân’a göre şeytanın fonksiyonu, işlevi nedir?

Hz. Âdem’e (as) üstünlük taslayıp, Yaratıcısına isyan ettikten sonra Onun rahmetinden kovulan şeytan;1 tanrılığını ilân eden;2 insî ortaklarıyla birlik olup insanlara düşmanlık eden;3 kötülüğü, hayâsızlığı ve Allah’a (cc) karşı gelmeyi emreden;4 kulak hırsızlığı yapan;5 insanın kalbine vesvese veren;6 insanı kuruntulara düşüren;7 insanları aldatmak için yaldızlı lâflar söyleyen;8 kâfirlerin dostu;9 münafıkların yoldaşı10 habîs bir varlıktır.

İşte şeytanın vasıflarına işaret eden Kur’ân, şeytan ve dostlarından korunmak için her an Allah’a sığınmak11 icap ettiğine vurgu yapar. İnsî ve cinnî şeytanlar, Kur’ân, imân yolunda olanları da rahat bırakmamaktadır. Özellikle hizmetleri engellemek için çeşitli desiseler, hileler ve tuzaklar kurarlar. Bediüzzaman, dalâlet ehlinin, Nur Talebelerinin tesanüdünü bozmak için onları kandırmaya;12 zayıf damarlarından istifâde etmeye çalıştığına;13 birbirleri hakkında sû-i zan verdirerek ‘Filân talebe bize casusluk ediyor’ deyip, aralarında inşikak/parçalanma14 meydana getirmek istediklerine dikkat çeker.

Bediüzzaman da, körüklenen ve körüklenmek istenen nifâk ve şikak tohumlarını, “Ey kardeşlerim! Mühim ve büyük bir umur-u hayriyenin çok muzır mânileri olur. Şeytanlar o hizmetin hâdimleriyle çok uğraşır”;15 “Nur Talebeleri arasında meşrep farkı olabilir”16 gibi derslerle etkisizleştirmeye çalışır. Diğer taraftan, “Kur’ân-ı Hakîmin tilmizlerini ve hâdimlerini ikaz etmek ve aldanmamak için yazılmıştır” diye özel bir başlık açarak, insî ve cinnî şeytanların altı desisesini ve hücum yollarını sıralar: 1- Hubb-u câh/makam sevgisi, şöhret hırsı. 2- Korku damarı. 3- Tamâ (açgözlülük, şiddetli hırs) ve maişet/geçim endişesi. 4- Milliyetçilik / ırkçılık /asabiyet-i cahiliye damarı 5- Enâniyet. 6- Tenbellik, tenperverlik ve vazifedarlık damarı.17


Dipnotlar:


1- Nisâ, 118-119; 2- Kur’ân, Enbiya, 29; 3- Bakara 168, 208, 209; En’âm, 142; 4- Bakara, 169; A’râf, 200; 5- Hıcr 17-18; Cin, 89; Saffât, 7-10; 6- Nâs, 5; 7- A’râf, 20-21; Nisâ, 119-120; 8- En’am, 112-113; 9- Bakara, 257; Nisâ, 38-76; En’âm, 71; 10- Mücâdele, 19-20; Haşr, 16-17; 11- A’râf, 200-Nahl, 98; Mü’minûn, 97-98; 12- Kastamonu Lâhikası, s. 170; 13- Tarihçe-i Hayatı, s. 608, 615, 379; 14- Emirdağ Lâhikası, s. 95; 15- Lem’alar, s. 164; 16- Kastamonu Lâhikası, s. 184; 17- Mektûbât, s. 402-414.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Ferşadoğlu Arşivi