Geçenlerde Barrack Obama küresel finans sistemine sopa gösterdi.
Öyle aba altından da değil… Alenen..
ABD bürokrasisi ve uluslararası finans sistemi arasında, bir küresel iktidar mücadelesi yaşanıyor…
Yeni bir kriz alarmı verip, Amerikan hazinesinden para tokatlamaya kalkıştıklarında ne olacağı, mali ve diplomatik dille açıkça otaya konuldu…
Washington’da “kriz ekmeği” ihtimali zayıflayınca, bazı Avrupa Birliği ülkelerinde finansal sarsıntılar başladı…
Mesela Yunanistan…
11 milyonluk bu ülkenin, 550 milyar dolarlık devasa borcu zaten ortada duruyordu…
Yani aniden fark edilmedi…
Yıllarca Alman, Fransız işçisinin eşek gibi çalışıp, Yunan çiftçisine, memuruna baktığını da biliyorduk…
Ayarlanmış mali verileri ise sahtekârlıklarla doluydu …
Bu durumun üzerine, herhangi bir anda fener çevirip, Euro’yu zayıflatmak mümkündü…
Aslında Doların değer kazanması, bu aralar Amerikan maliyesinin işine hiç gelmiyor…
Krizde aldıkları hasara en iyi gelen ilaç, değeri düşük olan dolardan başka bir şey değil…
Bolca dolar basıp maliyetleri dünyaya yayıyorlar…
Euro değer kaybedince Türk Lirası da dolara karşı değer yitirdi…
Kısa vadede menkul kıymetler borsası kan kaybedecek, az da olsa turizm ve ihracat gelirlerinde düşüşler yaşanacak..
Küresel finans sistemi, Avrupa Birliği’ndeki sandalyeleri sallıyor, riskleri kabartıp kârlı işler hesaplıyor…
Kurtarma paketlerinin maliyeti çok yüksek…
Ekonomik, politik ve sosyal etkilerini, krizin etkilerini ağır şekilde yaşayan, işini kaybeden ve yoğun stres yüklü Avrupa toplumlarına izah yapmak kolay iş değil…
Kapı bir kez açıldığında bu sorun, birliğin başka üyelerine sıçrayacak kadar karmaşık hale de gelebilir…
Euro, bir tasma gibi duruyor birliğin boynunda…
Yakın geçmişte ünlü spekülatör Soros İngilizleri bir gecede esir almıştı… Mali piyasaların kırılganlığını düşününce, küresel finansın muhtemel saldırısına karşılık, sorunlu AB üyelerinin yalnız bırakılacağını tahmin edebiliriz…
Neticede kervanın hızı en arkadan gelen topal eşeğe, yani komşuya göre ayarlanırsa, masaya para süren Almanya ve Fransa’nın mali tablolarında da bozulmalar yaşanacak…
Üstelik Yunanistan’ın Balkanlarda önemli kaynaklar harcayarak sürdürdüğü milliyetçi politikaların maliyetini de Avrupa karşılamış olacak…
Avrupa Birliği’nin mali istikrarında ve Euro üzerinde oluşacak gölgeler, IMF kaynaklarını da kurutabilir…
Türkiye’nin de likidite ihtiyacını artırarak faiz riskini ve enerji maliyetlerini yükseltebilir…
Son yıllarda karşılıksız olarak bolca basılan dolara doğru gözlenen kaçış, emtia fiyatlarında spekülatif artışlara da yol açabilir…
Karşılıksız basılan para, üretilebildiği oranda istenir…
Ve piyasalarda kısa zaman içinde büyük boşluklar oluşturur…
Bunun Türkçesi mali balon demektir…
Bu balon şişmeye devam ederse, şimdilik fiyatlarında düşüşler gözlenen altın, kulvar değiştirip dolara karşı aniden “paralaşma” eğilimine girebilir…
Veya küresel finansın silahına dönüşebilir…