D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Bir seyahatin çağrıştırdıkları

Bir seyahatin çağrıştırdıkları

Vakit okuyucuları ile kısa bir Ürdün-Suriye seyahati yaptık. Kameranın optik veya mekanik kaydırma ile hızlı bir çekim yapması gibi. Yer yer görüntüsüz, yer yer de sessiz bir kayıttı bu…
Kayıt devam ederken, zihnimizde kavim adları, yer adları, binlerce yıllık olaylar uçuşup duruyordu. Yakın tarih dururken, uzak tarihi yakınlaştırma diyebileceğimiz bir kargaşalık da işin artısı. Zihnimizin tarih ve coğrafya içindeki gitgelleri, beynin mekik fonksiyonunun en süratli devirde olmasını gerektiriyordu. Sonuçta bedeni yorgunluğu unutturan bir zihni cevvallik…
Ad, Semud, Hud, Salih, Nebatiler, İsrailoğulları, Musa Vadisi, Lut Gölü… Daha bir sürü isim zihnimizde uçuşmaya devam ediyor. Bu isimleri bir taraftan coğrafyada diğer taraftan tarihte sabitlemeye çalışıyoruz. Bunun kısa bir seyahat sırasında sindirilmesinin zorluğu ortada. Coğrafya, bazı tarihi olayları kavramakta ciddi şekilde destek veriyor.
Kıştan ve sisten göremediğimiz antik Petra, 19. Yüzyılda Johan Burckhardt isimli İsviçreli seyyahın bir efsanenin izini sürmesiyle keşfedilmiş. Yüzlerce yıllık yitik böylece bulunmuş. (Elbette hâlâ orada kaya mağaralarda yaşayan Araplar için bu keşfin bir mânası yok!) Bu keşiften sonra Petra arkeolojinin ilgi alanlarının başında yer almış.
Milattan önce 4. yüzyılda Perslerden kaçan Nebatiler ulaşılması müşkilatlı Musa Vadisi’ne sığınmışlar. “Nebati”nin, nebat/bitki ile bir alâkası yok, arapçası Enbat, “su çıkaran” demekmiş. Zaten su çıkarma ve kullanma teknolojisi sayesinde güçlenmişler ve eski kervan yollarını hâkimiyetleri altına almışlar.
Uçsuz bucaksız çölün içinde keşfi zor bir kanyonda kayalara oyulmuş bir şehir… Petra Lut Gölü’nün 80 km güneyinde. 2007 yılında dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilmiş. Şehrin anfi tiyatrosu, tapınakları, sarayları ve görkemli mezarları tamamen kayalık araziden oyulmuş. Nebatiler eski bir Arap kavmi. Dilleri arapçanın, alfabeleri Arap alfabesinin kaynağı olarak görülüyor. Eski Ahitte, Nebayot denilen halkın, Hz. İbrahim’in oğlu İsmail’in 12 oğlundan en büyüğünden türediğine ve bu 12 soyun köyleri ve obaları ile Mısır’a kadar yaygın bir arazide oturduklarına işaret ediliyor.
Petra’nın Kur'an-ı Kerim’de zikredilen Allah’ın gazabına uğramış Semud kavminin yurdu olduğu sanılıyor. Hud aleyhisselamın sözünü dinlemeyen Ad kavminin helakinden sonra bu bölgeye yerleşen Semud kavmi, Ad kavminin yalancı cenneti İrem gibi fırtına ile helak olmamak için evlerini kayalara oyar. Salih Peygamberi dinlemeyen bu kavim de şiddetli bir deprem ile helak olmaktan kurtulamaz…
Bu coğrafya peygamberlerin ve helâk edilen kavimlerin coğrafyası… Ertesi gün gördüğümüz 80 km ötedeki Lut gölü namı diğer “Ölü Deniz” de başka helâk edilen kavimlerin hatıralarını yaşatıyor.
Biz gölün Ürdün tarafındayız. Gölün diğer tarafı İsrail kontrolünde. Dikkatli bakılırsa, Kudüs’ün tepeleri seçilebiliyor. Göl 400 metre deniz seviyesinin altında. Dünyanın en çukur yerine iniyoruz. Göl suyu o kadar tuzlu ki, hiçbir canlı yaşamıyor, içine düşen insan batmıyor.
Biz görmüyoruz ama, meşhur Sodom ve Gomore suyun altında bir yerde. Lut’un kavminin yaşadığı ve cinsi sapıklıktan ötürü helak edildiği yerler…
Coğrafya mı lânetli, kavimler mi?
20. yüzyılda bu topraklar bir gün bile huzur yüzü görmedi. Müthiş bir emperyalist senaryo ile oluşturulan İsrail Devleti, ne kendisi huzur bulabiliyor, ne de bölge halkı.
İsrail’in kurulması için Osmanlının yıkılması lâzımdı. Büyük Arap kırallığı merkebe tutulan havuçtu.
Büyük değilse de küçük Arap kırallığı kuruldu, Osmanlı yıkıldı. İsrail bütün dehşeti ve vahşeti ile ortaya çıkarıldı.
Ürdün’ün başkenti Amman’ın merkezindeki caddeleri görenlerin ingilizcenin bu devletin resmi dili olduğuna inanmaması için hiçbir sebep yok. Arapça tabelalar o derecede nadir çünkü…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi