Bir başka açıdan, ABD kararı ve evrensel fitne

Bir başka açıdan, ABD kararı ve evrensel fitne

Devlet tecrübesi lobi oluşturmaktan ibaret Siyonizm, ABD siyasetine yön verince, dünya fitneye düşüyor. Ticaret, sermaye gücüyle oluyor. Siyaset, kuvvetle değil adaletle olur. Tüccar Yahudi, siyasette yanılıyor. İsrail, 60 yıldır bitmez bir vahşet savaşında. Böyle devlet olur mu? İnsanlık vicdanında doğurduğu tepkiyi göremiyor.
ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi, siyasi kararla tarih çarpıtıyor. Siyasi basiretsizlik dünyayı kan gölüne çeviriyor. Osmanlı’nın tasfiye şeklinden İsrail’in kuruluşuna, Ermeni diasporasının doğuşu ve bu karara kadar, akla, vicdana, realiteye ters birçok kararda, gizli dünya devleti, evrensel gizli örgütlerin parmak izi vardır. İnsanlık, bu maskeli plan ve tehditlerinden bıkmıştır.
Karar, yıllardır olduğu gibi Türkiye’yi tehdittir. Fark, tehdide Obama da eklenmiştir. Ermenistan, Azerbaycan, Kafkaslar ve Ortadoğu’da filizlenen huzur ortamı da dinamitlenmek isteniyor. Ne var ki, komitenin Yahudi başkanının, kararı içtüzük oyunu ile çıkardığı bütün dünyadan görülmüştür. Ret oyları fazla. Toplantı uzatılmış. Üye toplattırılmış. Tek oy geçer geçmez 23/22 ilan etmiştir. Yahudi üyeler, ittifakla kabul dedi. Önemli nokta: Eskiden aynı karar daha kolay alınmış, meclis engellemişti. Bu zorlanma, gizli güçler, samimiyetsizlik ve fitnenin kan kaybını gösteriyor.
Yakın zamana kadar, Siyonist merkezli evrensel gizli örgütler, türlü oyunlar sergilemişlerdi. Örneğin yıllarca ABD dış politikasını yürüten Henry Kissinger, Diplomasi kitabında, “Türkiye’nin potansiyeli çok büyük. Birden fırlayarak, kendi kendine zarar vermesin diye, dost olarak ara sıra kötülük yapmamız gerekiyor” diyor. Şimon Peres, İsrail Devlet Başkanı sıfatıyla, utanmadan, Türk ordusuna darbe tavsiye ediyor. Yahudi Daniel Pipes gibi Siyonistler, aynı telaştalar. CBS televizyonu bu karar için aylar önceden başladı. “Ermeni soykırımı İsrail okullarında ders olsun” diyen bakanlar oldu. Tarih, akıl, vicdan dışı bu iddianın sahibinin kim olduğu ortada.
Bush’un, ABD’nin icra programı haline getirdiği, Samuel Huntington’un “Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Kurulması” kitabının özü, İslâm ve Türkiye düşmanlığıdır. Batı, İslâm dünyasının bütünleşmesine imkan verirse, bu güç karşısında yenik düşer. İslâm dünyası, Türkiye etrafında toparlanır. “Kemalizm Türkiye’yi böldü. Buna dikkat edilmeli” diyor. Sözde bilimsel kurgunun özeti. “Tarihin sonu mu?” türü hikayeler işin detayı.
Evrensel gizli örgütlerin İslâm karşıtlığı ve kan kaybı, başörtüsü yasağında netleşti. Fransız masonlarının, Türkiye masonlarına, “Halkın % 80’i istese, başörtüsüne izin vermeyin” talimatı, İslâm karşısındaki yenilgi telaşını ve zaafı açığa çıkardı.
Siyonizm’in kurgulayıp doğurduğu İsrail’in sınırları, “Süveyş’ten Kapadokya’ya (Nevşehir)” kadar olacaktı. Olmadı, olmayacak. Ama bu plan gereği, Türkiye ve İslâm ülkeleri hâlâ toptan düşman görülüyor. İsrail vahşeti, Batı devletleri himayesinde 60 yıldır devam ediyor. Ortadoğu’dan Afrika, Afganistan, Pakistan’a kadar birçok İslâm ülkesi yangın yerine döndürüldü. İran ve birçoğu tehdit ediliyor.
Islah diye takdime çalışılan vahşet, insanlık vicdanını tahrip ediyor. Siyonist kulüplerin düşünebildiği tek çare, İslâm’ı yok etme imkansızıdır. İmkansızı siyasi hedef yapmak ahmaklıktır, bahtsızlıktır. Çıkmaz sokakta sona geliş ve çaresizlik ifadesidir.
Bu vahşet programının bilimsel maskeli takdimcisi Huntington, İslâm’a karşı savaş ve fitne öneriyor. Türkiye güçlenirse, 1,5 milyar Müslüman Türkiye ile olur. “Batı için en büyük felaket budur” telkini için çırpınıyor. 11 Eylül provokasyonundan İslâmofobi’ye kadar dünyayı huzursuz eden birçok fitne, Batı’nın İslâm’a karşı saplantısını müzminleştiriyor ve bu fitneler orada yuvalanıyor.
Ama herkes tuzağı ve felaketi görmeye başladı. Batı’da da İsrail’e tepkinin ucu göründü. Birçok Yahudi, Rabbani Yahudiler gibi, İsrail saldırganlığında, karşı yola geçiyor. Karanlığın koyuluğu, şafağı müjdeliyor. Sabahın güzelliği, hayra çağrı, iyiliği yaygınlaştırıp, kötülüğü engelleme cephesi olan İslâm ve insanlık cephesinde ümit, gayret ve azim doğuruyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi