Bu Ayrıntıyı Bilenler Yurt Dışından Erken Emekli Oluyor!

Bu Ayrıntıyı Bilenler Yurt Dışından Erken Emekli Oluyor!

Türk vatandaşlarının yurt dışı borçlanması yaparak emekli olmaları 3201 sayılı kanun hükümleri çerçevesinde yapılmaktadır. Bilindiği üzere, ülkemizde emeklilik için gerekli olan yaş ve hizmet süresi şartları, kişinin esnaf, işçi ya da memur olmasına göre değişmektedir. Emeklilik bakımından bu üç kesimden en erken ve kolay şartlarda emekli olanlar, işçiler yani eski adıyla SSK’lı çalışanlardır.

Yurt dışı borçlanması yaparak emekli olmak isteyen kişilerin hangi yaş ve hizmet süresine sahip olmaları halinde emekli olabilecekleri, borçlandıkları sürelerin hangi sigortalılık hali kapsamında (işçi, memur, esnaf) değerlendirildiğine göre belirlenmektedir. Yurt dışı borçlanması yaparak emekli olmak isteyen kişilerin borçlandıkları sürelerin hangi sigortalılık hali kapsamında kabul edileceği ise, 3201 sayılı kanunun 3 üncü ve 5 nci maddesindeki hükümlere göre tespit edilmektedir.

Buna göre, yurt dışı borçlanması yapan kişilerin yaptıkları borçlanmalarla hangi yaş ve hizmet süresine sahip olmaları halinde emekli olacakları, 17.04.2008 tarihli ve 5754 sayılı kanunun 3201 sayılı kanunun 3 üncü ve 5 nci maddesinde yaptığı değişikliğe kadar, borçlanma yapılan sosyal güvenlik kuruluşu (Bağ-Kur, SSK, Emekli Sandığı) hangisi ise ona göre belirlenmekte ve borçlanma yapılan sosyal güvenlik kuruluşu kanununun emeklilik şartları ne ise o yaş ve hizmet şartına göre emekli olunmaktaydı.

Ancak, 5510 sayılı kanunla birlikte SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) adı altında tek çatı altında birleşince, 3201 sayılı kanunun 3 üncü ve 5 nci maddesinde 17.04.2008 tarihli ve 5754 sayılı kanunla değişikliğe gidilmiş ve bu tarihten itibaren yapılan yurt dışı borçlanmalarının Bağ-Kur, SSK veya Emekli Sandığı kapsamında sayılması ya da değerlendirilmesi imkanı kalmadığından, yurt dışı borçlanmasıyla emeklilik şartlarının sigortalılık haline göre belirlenmesi uygulamasına geçilmiştir.

Yurt dışı borçlanmasıyla emekli olacak kişilerin hangi yaş ve hizmet sürelerine sahip olduklarında emekli olabilecekleri, 17.04.2008’den itibaren yaptıkları borçlanmaların hangi sigortalılık hali kapsamında geçtiğine göre belirleneceğini üstte izah ettik. Şimdi, yapılan yurt dışı borçlanmalarının hangi sigortalılık halinde geçmiş olarak kabul edileceğini açıklayalım.

3201 sayılı kanunun 5 nci maddesinin üçüncü fıkrası ve 06.11.2008 tarihli resmi gazetede yayımlanan yurt dışı borçlanma yönetmeliğinin 12 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre, borçlanma yapacak kişinin Türkiye’de sigortalılığı varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılığı yoksa 5510 sayılı kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilmektedir.

İşte, kanun ve yönetmelikteki bu hükümler gereği, yurt dışı borçlanma yapmak isteyenler, borçlanma yapmadan önce kendi durumlarını kontrol etmeli ve ona göre borçlanma yapmalıdırlar. Örnek olarak, yurt dışı borçlanma yapmak isteyen bir kişinin Türkiye’de vergi kaydından dolayı sigortalılığı vardır. Eğer bu durumdaki bir kişi yurt dışı borçlanması yaparak emekli olmak isterse, borçlandığı süreler 4/b sigortalılık hali (esnaflık gibi) kapsamında değerlendirilecek ve 4/a (işçiler gibi) sigortalılık hali şartlarına göre daha zor ve geç emekli olacaktır. Ancak aynı durumdaki kişinin Türkiye’de vergi kaydından dolayı Bağ-Kur sigortalılığı olsa bile, borçlanma yapmadan önce Türkiye’de bir gün bile 4/a sigortalısı olursa, yapılan bu bir günlük hizmet akdi sigortalılığından dolayı, yurt dışı borçlanmasından daha erken emekli olacaktır.
Görüldüğü üzere, borçlanma yapılmadan önceki bir günlük SSK sigortalılığı (4/a sigortalılığı) yurt dışı borçlanmasıyla emekli olacak kişilerin emekliliğini daha erkene ve düşük yaş koşullarına almaktadır.

Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta vardır. 3201 sayılı kanunun 5 nci maddesinin üçüncü fıkrası ve 06.11.2008 tarihli resmi gazetede yayımlanan yurt dışı borçlanma yönetmeliğinin 12 nci maddesinin ikinci fıkrasında, kişinin yaptığı yurt dışı borçlanma sürelerinin hangi sigortalılık hali kapsamında değerlendirileceği belirlenirken, yurt dışına çıkmadan önceki sigortalılık hali dikkate alınmamakta ve borçlanma yapılmadan önceki sigortalılık hali hangisi ise ona göre emeklilik koşulları belirlenmektedir.

5510 sayılı sosyal güvenlik reform yasası yürürlüğe girmesine rağmen, ülkemizde işçilerin yani hizmet akdi ile SSK şartlarında çalışanların emeklilik koşulları, esnaf ve memurlara göre daha kolay ve uygundur. Bu itibarla, yurt dışı borçlanma yapacak olanların, borçlanma yapmadan önce mutlaka kendi durumlarını kontrol etmeleri ve daha kolay ve erken emeklilik koşullarından faydalanmak için, borçlanma yapmadan önce bir gün bile olsa Türkiye’de 4/a sigortalısı olmalarını önemle tavsiye ediyoruz.

Okur Sorularına Cevaplar

SORU 1: 01.12.2009 tarihinde evde bakım parası için başvurdum. Bende doğuştan hücre zayıflığı var. Onun için elerimde ve ayaklarımda dengesizlik var ve yürürken ve bir iş yaparken bazen denge bozuluyor. Onun için hiçbir iş yerinde çalışmışlığım da yok. % 70 sakatlık oranım var. 3 aylık maaşım da var. Babam ise emekli maaşı alıyor. Ben 10 Mart 2010'da 889 TL aldım. Babam 705 TL aldı. Evde bakım parasından yararlanabilmek için ailede kişi başına kaç lira düşmesi gerekiyor? (Mustafa ÖZCAN/Bursa)

CEVAP 1: Evde bakım parası almak için; özürlünün ailesindeki kişi başına düşen gelir miktarı asgari ücretin 2/3’ünden az olmalıdır. Günümüz itibariyle bu rakam 348 TL’ye tekabül etmektedir. Hesaplamamıza göre babanız ve sizin aylık ortalama kişi başı geliri 1000 TL’dir. Bu durumda aile içinde kişi başına düşen gelir miktarı 348 TL’den fazla olmaktadır. Aile olarak tanımlayabileceğimiz birlikte yaşadığınız kişiler arasında sizden başka (kardeş, anne, büyükanne, büyükbaba gibi) bir kişi daha varsa gelir miktarınız otomatikman 348 TL’nin altına düşer. Siz de 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun ek 7 nci maddesine istinaden evde bakım parası alabilirsiniz.

SORU 2: Benim ağabeyimin 1985-1987 yıları arasında SSK’sı vardı. Daha sonra 1994 yılında yurt dışına çıktı. 2009 yılında vefat etti. Ailesi kesin dönüş yapacaklar. Ailesi veya çocukları ağabeyim üzerinden ölüm aylığı alabilirler mi? (Mehmet ÇETİN)

CEVAP 2: Ağabeyinizin hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanması için yurda kesin dönüş şartı bulunmamaktadır. Ağabeyinizin hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanması için; her türlü borçlanma (askerlik, yurt dışı vb.) süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup yurt içinde 900 gün prim ödeme gün sayısı varsa hak sahiplerine (eş ve çocuklarına) ölüm aylığı bağlanabilecektir. Eğer ağabeyinizin yurt içindeki prim ödeme gün sayısı 900 günden azsa, askerlik ve yurt dışındaki süreleri borçlanıp 1800 gün hizmet gün sayısı elde etmeniz halinde, hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanır. Ağabeyinizin yurt dışındaki ve askerlikteki sürelerinin tamamını borçlanmanıza gerek yoktur. Ölüm aylığı bağlanması için size lazım olan 1800 günlük süreyi borçlanmanız yeterli olacaktır.

SORU 3: 1969 doğumluyum. 1988 yılında sigorta kaydım ve 100 günlük prim ödemem var. 1988 yılından 2000 yılına kadar babamın yanında sigortasız olarak çalıştım. 1997 yılında sigorta müfettişlerinin denetimi sırasında tutanak tutularak sigortasız çalıştığım için ceza kesildi. 2000 yılına kadar da yine sigortasız çalıştım. 2000 yılından bu yana memur olarak çalışmaktayım. İş Mahkemesinde sigortasız çalıştığım yılları saydırmak için dava açmayı düşünüyorum. Şansımız nedir? (Ali ÖZTÜRK)

CEVAP 3: 5510 sayılı kanunun 86 ncı maddesinde; “Aylık prim ve hizmet belgesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır.” Hükümleri bulunmaktadır. Kanun metnindeki bu hükümlerden dolayı, hizmetlerinizin geçtiği yıldan günümüze kadar beş yıllık süre dolmuş durumdadır. Bu nedenle dava açtığınız takdirde mahkeme tarafından kuvvetle muhtemel zamanaşımından dolayı reddedilir. Ancak, söz konusu sigortasız çalışma durumunuzu yeni öğrendiğiniz iddiasıyla dava açarsanız bazı iş mahkemeleri söz konusu zamanaşımı hususunu göz önünde bulundurmadan davanıza bakmaktadırlar. Davaya bakılma süreci başlayınca elinizdeki tutanak ve bordrolu tanıklar vasıtasıyla çalışmalarınızı kanıtlarsanız yüzde 90 dava lehinize sonuçlanır.

SORU 4: 29 yaşındayım. 2003 yılında aldığım % 47 özürlü raporum var. 2003-2010 yılları arasında bu rapor ile bir işletmede özürlü kadrosundan çalıştım. 2010 yılı Ocak ayı itibari ile işyerinden ayrıldım. İlk sigorta girişim 2003 yılıdır. Toplam 2100 gün sigortam var. 2009 yılında maliyeye vergi indirimi için başvuru yaptım fakat raporum %16’ya kadar düştü yani vergi indiriminden yararlanamadım. Bu rapor yeni bir işe girdiğimde geçerli olacak mı yoksa yeni bir rapor almam gerekecek mi? Raporumda süreklidir ibaresi var. Erken emekli olabilme şansım var mı? % 47’lik rapor için 4400 gün yeterli oluyor fakat ben yararlanabilecek miyim? (Yusuf YAKUP)

CEVAP 4: Özürlülük durumunuzdaki değişikliklere göre rapordaki sakatlık oranınız artıp azalabilir. Raporunuzdaki süreklidir ibaresinin yazılı olması sağlık durumunuzun sürekli aynı halde kalacağı anlamına gelmez. SGK sağlık kurulunca çalışma gücünüzdeki kayıp oranına ilişkin olarak verilecek karara göre, 5510 sayılı kanunun 28 inci maddesi 5. fıkrası ve geçici 6 ncı maddesindeki hükümlere göre tarafınıza özürlü aylığı bağlanabilir.

SORU 5: Babam 2008 yılı 7. ayında yurtdışı emeklisi oldu. Emeklilikten sonra bir müddet çalıştı. Yaklaşık 1 sene süre sonra ayrıldı ve 2010 girdiğimizde emekli aylığı kesildi. Bu durumda ne yapmamız gerekir? (Kâmil YURTOĞLU)

CEVAP 5: Yurt dışı borçlanması yaparak emekli olan kişilerin hem emekli aylığını alıp hem de çalışmaları mümkün değildir. Babanızın çalışmaya başladığı ay ile çalışmasının sona erdiği aya kadar olan zaman diliminde emekli aylığını almaması lazım. Buna rağmen almışsa, yasal faiziyle SGK’ya iadesi gerekmektedir. Babanızın çalışmasının son bulduğuna dair evrakları ve aylığın yeniden bağlanmasına ilişkin yazılı talebinizi SGK’ya iletin. Babanız çalışmıyorsa tekrar aylığı tarafına bağlanacaktır.

için başvuruda bulunmak istedim ama eşimin
NOT: İş dünyası ve çalışma hayatında karşılaştığınız sorunlara ve sosyal güvenlikle ilgili sorularınıza çözüm bulmak üzere, her hafta Perşembe günleri bu köşede sizlerle birlikte olacağız. Soru sormak için iletişim adresimiz; [email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi