LütfüOflaz'la Sohbet

LütfüOflaz'la Sohbet

Genelkurmay ve Yargıtay Başkanı İlker Başbuğ!

Genelkurmay ve Yargıtay Başkanı İlker Başbuğ!

- Lütfü Bey; Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Erzincan Ergenekon’unun bir numaralı sanığı 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk hakkında, “O suçlu değil; onun suçu yok, onun arkasındayız” diye konuştu Nasıl yorumluyorsunuz onun bu tavrını?
- Sanki İlker Başbuğ, Genelkurmay Başkanı değil de Yargıtay Başkanı! Ya da İlker Başbuğ, Genelkurmay Başkanı değil de Saldıray Berk’i yargılayacak mahkemenin başkanı! Öyle ya, daha mahkeme Saldıray Berk’i yargılayıp suçlu olup olmadığına karar vermeden önce İlker Başbuğ onun suçsuz olduğuna karar vermiş. Daha Yargıtay, Saldıray Berk’in suçlu olup olmadığına onay vermeden önce İlker Başbuğ, onun suçsuzluğuna onay vermiş. Adeta kendisini mahkemenin, Yargıtay’ın yerine koyvermiş. Yoksa bizim ülkemizde Genelkurmay Başkanı olunca mahkeme başkanı da mı oluyorsun?! Yoksa bizim ülkemizde Genelkurmay Başkanı olunca Yargıtay Başkanı da mı oluyorsun?! Hem Genelkurmay Başkanlığı’nı, hem mahkeme başkanlığını, hem Yargıtay başkanlığını birlikte mi yürütüyorsun?! Ya da bir konuda yargının nasıl karar vermesi gerektiğini yargı kurumlarına sen mi telkin ediyorsun?! Malumunuz İlker Başbuğ’dan önceki Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt da, Şemdinli’de bir kitabevini bombalarken yakalanan astsubaylar için “Tanırım; iyi çocuklardır” demişti. Şimdi de Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Ergenekon’un Erzincan ayağının bir numaralı sanığı Orgeneral Saldıray Berk için, “Tanırız; iyi çocuktur” der gibi. Hukuki anlamda kimin iyi olup olmadığına, kimin suçsuz olup olmadığına bir Genelkurmay Başkanı karar verebilir mi? Karar verebiliyorsa, o devlete hukuk devleti denebilir mi? Eğer gerçek bir hukuk devleti olacaksak, Genelkurmay Başkanları yerini ve haddini bilmeli. Kendilerini hem mahkeme başkanının, hem Yargıtay başkanının yerine koyup karar vermemeli.
İŞSİZLER ORDUSU DARBE YAPACAK!
- Açıklanan resmi rakamlara göre işsizlerin sayısının giderek arttığı görülüyor. Zaten hükümet de, “Çözemediğimiz sorunların başında işsizlik geliyor” diyerek bunu açık yüreklilikle itiraf ediyor. İşsizliğin giderek artmasının önüne bir türlü geçilemiyor. Ne olacak bu gidişin sonu?
- Açıklanan resmi rakamlara göre işsizler ordusunun büyüdüğü görülüyor ama; işin uzmanları, işsizler ordusunun sayısının açıklanan resmi rakamlardan çok daha büyük olduğunu söylüyor. İşte o zaman şimdi sizin de sorduğunuz gibi, “Ne olacak bu gidişin sonu” sorusu gündeme geliyor. Bu gidişin sonu ne mi olacak? İşsizler ordusu darbe yapacak! Eskiden olduğu gibi darbeyi ordu yapmayacak, işsizler ordusu yapacak! Ülkemizde darbe olmasını isteyen kesimler artık “ordu göreve” çağrıları yapmayacak; “işsizler ordusu göreve” çağrıları yapacak! Öyle ya, bu kesimler ordunun darbe yapmasından iyice umudu kestiler. Bakın holding medyasının köşe yazarları şimdilerde “Bir darbe yapmayı başaramadınız; bu işi elinize yüzünüze bulaştırdınız; aciz ve yetersiz kaldınız” dercesine ordunun başındaki komutanları, generalleri eleştirmekteler. Belli ki bu kesimler darbeyi artık işsizler ordusundan bekleyecekler! Neyse karınca kararınca yapmaya çalıştığımız bu kadar mizah yeter. Ancak gerçek de şu ki, işsizler ordusunun giderek büyümesi demokrasi açısından da tehlike arz ediyor. Çünkü işsiz insanların, aç insanların çok büyük boyutlara ulaştığı bir ülkede, demokrasinin yaşamasının çok zor olduğu da biliniyor. Demokrasinin yaşaması için özgürlük kadar ekmek de vazgeçilmezlik teşkil ediyor. Ekmeği olmayan, işi olmayan, açlık sınırında olan insanlar için demokrasinin yaşaması pek de önemli olmayabiliyor. Hal böyle olunca da artık darbeyi ordunun değil işsizler ordusunun yapacağı görüşü, mizahın da ötesinde bir gerçeklik taşıyor!
AKP HÜKÜMET, GERÇEK MUHALEFET SAADET!
- Ana muhalefet partisi CHP sürekli olarak erken seçim istiyor. CHP’nin bu isteğine geçenlerde cevap veren Başbakan Erdoğan, “Bakmayın bunların erken seçim istemelerine; hadi erken seçime gidelim desek bunlar kaçar” diyor. Ne düşünüyorsunuz CHP’nin bu erken seçim çağrısı hakkında?
- Ne eylem ne söylem olarak seçime hazır olmayan CHP, yalancı pehlivanlara benziyor! CHP yenileceğini bile bile meydan okuyor. Atalarımızın dediği gibi, yenilen pehlivan güreşe doymuyor. Yahu sen ne eylem ne söylem olarak seçime hazır olmadığını pekala biliyorsun. O halde ne diye erken seçim çağrısı yapıyorsun? Hadi diyelim ki 1970’lerde Bülent Ecevit’in liderliğindeki CHP gibi dağlara taşlara sloganlarını, söylemlerini yazdıracak kadar güçlü bir eylemci yapın olsa... Ve de bunun yanında “ne ezilen ne ezen, insanca hakça bir düzen” şeklinde kitleleri heyecanlandıracak, umutlandıracak söylemlerin olsa... Evet bunlar olsa, CHP erken seçim istemekte haklı diyelim. Ama bunların olmadığını bile bile CHP’nin erken seçim istemesine “Hadi oradan yalancı pehlivan” demekten başka ne diyelim? Öyle ya, bugünkü CHP’nin ne 1970’lerde Bülent Ecevit gibi yeni, genç bir lideri var. Ne de 1970’lerdeki gibi halkta umut uyandıracak, kitleleri heyecanlandırıp peşinden koşturacak eylemleri, söylemleri var. Öyleyse erken seçim isteyen CHP’nin yalancı pehlivandan ne farkı var? Bakın geçenlerde açıklandı. AKP seçim çalışmalarına şimdiden başladı. Buna göre AKP, ülkemizdeki yaklaşık 177 bin seçim sandığının her biri için 9’ar kişilik yönetim kurulları kuracakmış. Bunlar her sandıkta oy kullanacak yaklaşık 300 seçmenle yüz yüze görüşüp propaganda yapacakmış. Peki CHP’nin seçime böyle bir hazırlığı var mı? Bırakın böyle bir hazırlığı, bugünkü CHP’nin laiklikten başka bir söylemi, laiklik eylemlerinden başka bir eylemi var mı? Hadi geçelim ülkemizin diğer sorunlarını; sosyal demokrat parti olduğunu söyleyen CHP’nin işsizlik, emek sömürüsü, gelir adaletsizliği gibi ülke sorunlarının çözümüne yönelik bir söylemi, eylemi var mı? Ülkemizin içteki sorunlarına, dıştaki sorunlarına yönelik çözüm önerileri var mı? CHP’nin bu sorunların birine bile yönelik bir çözüm önerisi yok, ama mesela Saadet Partisi’nin bu sorunların her birine yönelik çözüm önerileri var. AKP’nin politikalarına karşı ortaya koyduğu politikaları var. Saadet Partisi’nin Adil Düzen adı verilen bir programı var. AKP hükümet, CHP ana muhalefet, ama gerçek muhalefet Saadet! Onun içindir ki gelecekte AKP’nin gerçek alternatifi Saadet! AKP güçten düşerse, güçlenecek olan CHP değil Saadet!


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
LütfüOflaz'la Sohbet Arşivi