Feyzullah Birışık

Feyzullah Birışık

'Ulan beyinsiz adam! Nasıl böyle bir fetva verirsin!’

'Ulan beyinsiz adam! Nasıl böyle bir fetva verirsin!’

Beyinsiz adamın vermiş olduğu fetva şu; Kur’anın Arapçasını değil, mealini okuyun!’ Ve bu fetvayı işiten bir hanım efendi kalkıp kur’an dersinde kur’an okuyan arkadaşlarına: Boşuna okuyorsunuz. Önemli olan Türkçesini okumak…’’ demiş…

Nerden çıktı bu şimdi? Kimden işittin diye sormuşlar ve kadın, o beyinsizin adını vermiş...’’

Şimdi; o kadın, hocasını yanlış anlamış olabilir diye düşünebilirsiniz… Kısmen hak veririm size… Ama daha önceden de işitmiştim aynı fetvayı… Şimdi isterseniz bu fetvanın yaptığı tahribata şöyle bir bakalım.

Kur’an-ı Kerimdeki her bir harf Cebrail aleyhisselam tarafından Allah’tan alınıp sevgili peygamber efendimize verildi ve peygamber efendimiz aleyhisselam da o mübarek sözleri ezberleyip vahiy kâtiplerine yazdırdı… Ve o sözler hiçbir değişikliğe uğramadan günümüze kadar geldi…

Elinizdeki kur’anı açıp ayetlere şöyle bir bakın ve herhangi bir ayeti sesli bir şekilde okuyun… Okuduktan sonra düşünün; Sizin ağzınızdan çıkan o kelime dizinimi Cebrail aleyhisselam tarafından göklerden yeryüzüne taşındı… Evet, evet… Ağzınızdan çıkan o ayetler, bindörtyüz küsür sene önce gökten yeryüzüne yolculuk yaptı…

O ayetler peygamber efendimizin de dudaklarından dökülerek vahiy kâtipler tarafından yazıldı… Ve o kutlu yazılar şimdi sizin tarafınızdan okunuyor… Bu çok büyük bir ayrıcalık! Bu çok büyük bir ikram! Bakınız peygamberimiz nasıl bir müjde veriyor kur’an okuyucusuna;

“Kur’an’ı gereği gibi güzel okuyan kimse, vahiy getiren şerefli ve itaatkâr meleklerle beraberdir Kur’an’ı kekeleyerek zorlukla okuyan kimseye de iki kat sevap vardır ” (Buhârî, Tevhîd 52; Müslim, Müsâfirîn 243 Ayrıca bk Ebû Dâvud, Salât 349; Tirmizî, Fezâilu’l–Kur’ân 13; İbn-i Mâce, Edeb 52 )

Sen kalk kur’anı arapçasından değil de Türkçesinden oku de! Senin sözlerin Allah’ın sözlerinden daha mı kıymetli ki önceliği senin sözlerine verelim! (hâşâ summe hâşâ!)Vallahi bu kur’ana yapılan en ağır hakaretlerden biridir…

Şimdi…

Şöyle deseydin canın mı çıkardı;

‘’Kardeşlerim! Kur’anı hem arapçasından, hem mealinden hem de iyi bir tefsirden okumalıyız…’’

Allah’ın sözlerinin, orijinal dilden-arapçadan- değil de meal hazırlayanın kur’andan anladığını okumak… Bu zulümdür, vallahi zulümdür…

Madem Arapçasının okunması boşunaymış (Hâşâ!) neden sen ekranlarda Arapçasını okuyup Türkçeye çeviriyorsun? Sadece hazırladığın mealden okusana? Niçin Arapçasını da okuyorsun? Neymiş efendim Kur’anı arapçasından okuyan kişi bir şeyler anlayamıyormuş! Arapça bilmeyen nasıl anlayacak!

Elbette ki Arapça bilmeyen anlayamaz! Bu Türkçesinden de okunmasına engel değil ki? Sahabeler okuduğu kur’andaki elif-lam-mim- ya-sin- bu gibi ayetleri anlıyorlar mıydı? Anlayamadıkları için okumuyorlar mıydı?

O zaman boşuna bizler çocuklarımızı kur’an kurslarına gönderiyoruz? Boşuna elif ba kitapçıkları basılıyor! Namazda okuduğumuz ayetleri de anlayamıyoruz. Okumayalım mı? Ya da Türkçesinden mi okuyalım?

,,,

Allah-u teala bakın Müzemmil.1-4’ de ne buyuruyor:

Ey örtüye bürünen. Geceleyin biraz uyuduktan sonra kalk. Gecenin yarısında uyanık ol, ya bu miktarı biraz eksilt. Ya da artır da ağır ağır Kur'an oku.’’

Evet… Gecenin bir vaktinde kalkacağız, elimize kur’anı alacağız ve Allah’a ait olan o güzelim ayetleri okumayacağız da beyefendinin hazırladığı meali okuyacağız! Ya Rabbi bu ne zulüm!

Okunan ayetlerin her harfine on sevap verileceğini vaad eden hadisi hep birlikte okuyalım:

İbni Mes’ûd radıyallahu anh‘den rivayet edildiğine göre, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kim Kur’ân–ı Kerim’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır Ben, elif lâm mîm bir harftir demiyorum; bilakis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir ’’ Tirmizî, Fezâilü’l–Kur’ân 16

Dikkat ederseniz peygamber efendimizin söylediği ayetler sahabeler tarafından anlaşılmayan ayetlerdir… Elif-lam-mim… Eğer kuran okumalarında illada ‘anlama’ şartı olsaydı peygamber efendimiz, okunduğu zaman anlaşılan bir ayet söylerdi… Mesela, deki anlamına gelen ‘gul ‘derdi… Kim gul derse her harfine on sevap var derdi… Ama söylediği ayet okuyucu tarafından anlamı bilinmeyen ayetler…

Evet… Allah ve resulü kur’anın okunmasını ister… Ve bakın kur’an okuyucusu için ne diyor efendimiz aleyhisselam:

‘’Kur’an okuyan mü’min portakal gibidir: Kokusu hoş, tadı güzeldir Kur’an okumayan mü’min hurma gibidir: Kokusu yoktur, tadı ise güzeldir Kur’an okuyan münafık fesleğen gibidir: Kokusu hoş fakat tadı acıdır Kur’an okumayan münafık Ebû Cehil karpuzu gibidir: Kokusu yoktur ve tadı da acıdır ” (Buhârî, Et’ime 30 Fezâilü’l–Kur’ân 17, Tevhîd 36; Müslim, Müsâfirîn 243 Ayrıca bk Ebû Dâvud, Edeb 16; Tirmizî, Edeb 79; İbni Mâce, Mukaddime 16)

Sevgili okuyucular… Kur’anı arapçasından okumak ayrı bir şey ne okunduğunun bilinmesi apayrı bir şey… Bizler okuduğumuz her ayetin geniş açıklamasını öğrenmek zorundayız… Allah için, derslerine katıldığınız hocalarınızın ne dediklerini kur’an ve sünnete arzedin…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Feyzullah Birışık Arşivi