Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

İkinci Murat mı yoksa Nasır mı?

İkinci Murat mı yoksa Nasır mı?

Türkiye, gündemi daime yoğun ülkelerden birisi. Zira temsil ettiği mevkii ve coğrafya ve onun ötesinde tarih onu özel bir yer kılıyor. Dolayısıyla özel konumu özel gündemleri de beraberinde getiriyor. Bundan dolayı Batı ile Doğu arasında bir yerde. Ne tam olarak batılı ne de tam olarak şarklı. Lakin son dönemlerde yaşadıklarımız hiç birisine benzemiyor.

Galiba yaşadıklarımızın anlamını daha sonra anlayacağız. Bu anlamlı gelişmelerden birisi siyaset esnafının siyasi sahneyi terk etmesidir.

Belki onlar giderse hakiki sahipleri gelebilir. Bu anlamda şekli itibarıyla da Deniz Baykal'ın bir krizden sonra istifası tam bir deprem etkisi meydana getirmiştir. Velev ki, olayın kendisi gerçek, sızdırılma şekli komplo bile olsa bu tesirleri itibarıyla fazla bir şey değiştirmeyecektir. Baykal'ın tasfiyesi esasında sadece CHP'nin değil Türkiye'nin geleceğiyle de alakalıdır. Baykal'ın siyasi bir figür olarak sahneyi terk etmesi müspet veya menfi Türkiye'nin istikbalinde derin etkiler bırakacaktır. Kimilerine göre, yargı ve cihet-i askeriyeden sonra CHP'nin de defteri dürülmektedir. Acaba böyle midir? Tartışmaya değer.

Lakin hâlâ çokları Baykal üzerine bahis oynuyor. Bu bahiscilere göre, Baykal istifa ederken bile geri dönüş manevrası peşindedir ve esasen istifasını da buna mebni olarak kurgulamıştır. Lakin bu kurguda biraz da mecburiyet saiki vardır. Baykal daima siyasi hezimetlerin kahramanıdır ve Türkiye onu bugüne kadar sol içinde bir klik olarak tanımış veya görmüştür. Bundan dolayı kimileri Ecevit gibi Baykal'ın şahsiyetinden yeni bir Phonex üretebilirler. Gerçekten de Ecevit gibi öldükten sonra yeniden küllerinden doğabilir mi? Doğarsa bunun Türkiye'ye ne faydası olur? Artık Türkiye'de tarih kurgular ile yönlendirilmemeli bilakis tabii mecrasına bırakılmalıdır. Aksi takdirde, Türkiye'nin normalleşememesinin arkasında bu tarz mühendislikler vardır. Mühendislikler de hangi şekilde gelirse gelsin halkın iradesine bir darbedir.

Bahiscilere göre, Baykal yeniden küllerinden dirilmenin hesaplarını yapıyor. Danışıklı bir biçimde geri gelmesini isteyenleri el altından teşvik ediyor. Bundan dolayı kimileri Baykal meselesini tarihimizde İkinci Murat meselesine benzetiyorlar.

Bilindiği gibi, Fatih'i tahta geçirdikten sonra uzlete çekilen İkinci Murat, düşmanların saldırı hazırlıkları yapması üzerine Fatih tarafından yeniden tahta davet edilir ve o da icabet eder. Bu benzetme sakattır ve gerçeği aksettirmemektedir. İkinci Murat aslında zahittir ve iktidar perhizkarıdır ve yedi defa gidip sekiz defa gelmemiştir. Parti darbeleriyle yatıp kalkmamıştır. Dolayısıyla bu benzetme her zaviyeden zaittir, sakattır ve etik değildir. Eskilerin tabiriyle kıyas maa'l fariktır. Yani yerine oturmayan bir kıyaslamadır. Bu benzetmeyi yapanlar da Baykal tıynetinde adamlar olmalıdır.

Baykal İkinci Murat'a benzememekle birlikte çağdaş figürlerden birisine çok benzemektedir. Bu da Sedat'tan önce Mısır'ı demir yumrukla yöneten Cemal Abdunnasır'dır. Bir yazımda Baykal'ı Hayyam'a benzetmiştim. Hâlâ bu benzetmenin geçerli ve yerinde olduğunu düşünüyorum. Nasır'ın ise en çok örnek aldığı liderlerden birisi kurnaz selefi Mehmet Ali Paşa'dır.

Mehmet Ali Paşa kendisini iktidara getiren Ömer Mekrem gibi dini liderleri hemencecik tasfiye etmiştir. Nasır da aynısını yapmış ve velinimeti olan Müslüman Kardeşlere kan kusturmuştur. İkisinin de başka bir ortak veya benzer yönü Makyavelli'nin şakirtleri olmalarıdır. Nasır da Baykal gibi hezimetlerin kahramanıdır.

Makyavelli sayesinde hezimetlerini zafer olarak pazarlayabilmiştir. 1967 yılında küçücük İsrail karşısında darmadağın olurken kariyerini kurtarabilmek için dramatik bir istifa merasimi hazırlatmış ve sonunda gariban Mısır halkı hezimetten dolayı Nasır'ı sorgulayacağı ve hatta cezalandıracağı yerde gözyaşları arasında iktidarına iade etmiştir.

Olan ise Savunma Bakanı Abdulhakim Amir'e olmuş ve tutuklandıktan sonra hapishanede intihar ettiği duyurulmuştur! Baykal'ın manevrası tutarsa Nasır'ın yolunu ve yöntemini izlemiş olacaktır. Peki, başarılı olur mu? Olsa bile bu CHP'yi diriltmez ve aksine sınırlı ve geçici bir toparlanma olur. Gurubun parlaması gibi bir şey olur. Bakalım Baykal bu defa siyasi giyotinden başını kurtarabilecek ve yeni bir Nasır olarak dirilebilecek midir?

Bu kendisine sadece çok kısa süreli bir zaman kazandırabilir. Baykal da gitti gider. Baykal'ın söz konusu kaseti için 'varan 1' demişler. Belki de kaderin bir cilvesi, diğer bazı siyasetçiler de varan II olarak sahne alabilir ve peşinden dökülebilirler!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi