Serdar Akinan

Serdar Akinan

Umut hırsızları

Umut hırsızları

CHP'nin yeni Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dün kürsüde konuşuyor.
Emeklilere sesleniyor... İzleyici sıralarında onu dikkatle dinleyen bir isim oturuyor... Deniz Baykal...

Bu fotoğraf karesine nasıl gelindi? Ne oldu da bu kansız suikast Türkiye'nin kaderini etkiledi?

Bu suikastı dahiyane bir şekilde planlayan zeka bence CHP'nin DNA'sını, toplumun o konjonktürdeki reflekslerini, Kılıçdaroğlu'nun meziyetlerinin sınırlarını ve adına kısaca 'politbüro' denen o 'derin CHP'nin nasıl bir umut hırsızı çete olduğunu çok iyi biliyordu.
Bu çete Türkiye'nin geleceğini çalıyor.

Kılıçdaroğlu dünyanın en saf, en iyi, en efendi, en dürüst siyasetçisi olabilir. Saygı duyulacak bir şahsiyettir. Ancak...

CHP Genel Başkanlığı gibi görevi götüremeyeceği gün gibi ortada.
Çok net ve içten bir soru soracağım size... Dün kendisini izlerken Baykal'ın koltuğunu doldurduğu ve gerçek bir muhalif ses olduğu izlenimine kapıldınız mı?

İktidar veya iktidara ortak olmak isteyen bir partinin liderinin ağzından duymamız gereken kelimeler bundan mı ibarettir?
Deniz Baykal'ın Kutlu Doğum Haftası'nda yaptığı o tarihi konuşmanın ruhuna yaklaşacak vizyon var mıdır?

Ki o konuşmada saklı olan vizyon, AKP'nin tek başına iktidarına son verecek bir vicdan fermanı gibiydi.

Tek eksiği Kürt meselesinde de benzeş bir adım atacak cesareti göstermemesiydi.

'Kürt sorunu' diyemeyen, 'Başörtüsü sorunu vardır ve çözeceğiz' diyemeyen bir CHP sandıkta ne ifade eder?

Türkiye 'Mavi Marmara' ile sembolleşen süreçte muhalif sesleri 'İsrail yanlısı' olarak susturan otokratik bir rejime doğru hızla savruluyor.
Dikkat edin 'eksen kayması' demiyorum. Ama 'Acaba bir eksen kayması var mıdır?' sorusunun dahi sorulmasının imkansızlaştığı, haysiyet cellatlarının ortada fiyakayla dolaştığı bir ülke siyasetinde en çok ihtiyaç duyulan şey nedir?

Bu ülkeyi çatışan tüm unsurlarıyla bir arada tutacak bir vizyonu sergileyecek iktidara talip sahici bir muhalefet.

Baykal'a düzenlenen kaset suikastıyla bu imkan iptal edildi.
Tablo gittikçe daha da netleşiyor.

Yoksulluk ve yolsuzluk üzerine inşa edilecek bir muhalefet sandıkta Türkiye'nin sahillerini almaya mahkumdur.
Güneydoğu kaybediliyor.
Ne AKP'nin ne de CHP'nin olmadığı koskoca bir coğrafi parçanın kaybı, etnik anlamından ötürü Türkiye'nin bölünmesidir.
PKK şiddeti tırmandırıyor ve bu yaza dair stratejisini açık açık ortaya seriyor: 'Akdeniz'de ve Ege'deyiz...'

Bu ne demek düşünebiliyor musunuz?
CHP içine çöreklenmiş bu çetenin adına ister 'politbüro' deyin ister 'derin CHP' bu ülkenin geleceğini karartıyor.
Tek umudumuz Müslüman değerlere saygılı, Kürt sorununu çözme konusunda yapıcı adımlar atacak, yoksulluk ve yolsuzluk adına somut konuşan bir sol muhalefetti.
Ki sandıktaki anlamı CHP-AKP koalisyonuyla dengelenebilecek makul bir Türkiye fotoğrafı olabilirdi.
Bu umut iptal edilmiştir.
Asıl eksen şimdi içeride kaydı.
Merak edenler için... Baykal'ın Kutlu Doğum Haftası konuşmasının linki:
http://www.chp.org.tr/HaberDetayi.aspx?NewsID=941

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Serdar Akinan Arşivi