D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

“Ne yani, biz başçavuşun takası değiliz”

“Ne yani, biz başçavuşun takası değiliz”

Hürriyet manşete taşıdı, gereken yankıyı yapmadı! Bu kabul edilebilir değil elbette!
Okuyucularımız, Hürriyet’in Başbakan’ın içki yerine meyve yenilmesi tavsiyesini manşet yapması hakkındaki değerlendirmemizi hatırlar sanıyorum. (Evvelki günkü “Laik TC ve laik PKK!” yazımız.) En azından başsavcının kupürü kesip dosyasının en mutena yerine koyacağını yazmıştık.
Elbette bu yetmez! Sahnede bir silah görülmüşse, onun mutlaka hedefi vurması lâzımdır!
Laikliği, “laik yaşam tarzı” eşittir “alkol”ü korumak ve kollamak için 28 şubattaki gibi bir or-amiral yoksa, amiral gemisinden or rütbeli bir gazetecinin kalemi ele alması gerekir elbette.
Doğrusu biz bu mevzuda “ergin”* bir yazı beklemiyorduk...
Muhtemelen şarapçılıkları ile iştihar etmiş eşbaşyazarlar yerine daha geri planda kalmış ama “ağır top” sayılan bir ismi öne sürdüler.
Ve Ergin yazdı: “Bireyin içki tercihi yürütmeyi ilgilendirir mi?”
“Neden ilgilendirsin mirim!” veya “Onları ne alakâdar eder bayım!”
Alkol lobisi dünyanın en güçlü ve muktedir lobilerinden. Arkasında büyük bir ekonomi var. Türkiye’de laiklik ilkesine sırtını dayayan güçlü bir alkol lobisinin varlığından kim şüphe edebilir?
Bakın Ergin ne diyor: “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki gün 12 Eylül askeri rejiminin darağacına gönderdiği gençler hakkında gözyaşlarını tutamayarak yaptığı konuşma, bundan kısa bir süre öncesine denk düşen başka önemli açıklamalarını biraz gölgeledi.”
Evet, bu önemli konuşma gölgelenmemeli! Fakat Ergin, daha yumuşak bir karın bulmuş olarak bakın önce nereden saldırıyor: “Başbakan’ın iki önemli açıklamasını hatırlatmak istiyoruz. Bunlardan birincisi, geçen pazar günü demokratik açılımı konuşmak üzere sivil toplum örgütlerinin kadın yöneticileriyle yaptığı toplantının kapalı bölümünde sarf ettiği ‘Kadın-erkek eşitliğine inanmıyorum, onun için fırsat eşitliği demeyi tercih ediyorum’ şeklindeki sözleridir.”
Başbakan iktidarının 8. yılında kadın erkek eşitsizliği kanaatini ilk kez kayda geçiriyormuş. İşte büyük bir çarpı işareti!
Konuşmada Başbakan’ın kadın erkek eşitliği palavrası yerine, daha gerçekçi ve makul fırsat eşitliğini öne aldığını anlamak zor değil.
Türkiye’de kadınlara en fazla hak ve yetkinin verildiği dönem, son sekiz yıllık iktidarın dönemi değil mi? Oylanacak anayasa değişikliğinde kadınlar için pozitif ayrımcılık yok mu? Bunun böyle olmadığını Ergin zat ısbat etsin, her dediğine “evet” diyeceğim.
Fakat iş başka; dini bir arkaplan atfedilen başbakanın bu noktadan vurulması lâzım. Öyleyse ateş!
Alkolle ilgili olarak da ilk defa kayda geçen sözler etmiş başbakan. “Direksiyonda alkollü olmayacaksın” demiş. Sonra da “Bu alkolü siz nereden elde ediyorsunuz? Bu meyvelerden falan elde edilmiyor mu bunlar? Üzümden elde etmiyor musun, ediyorsun. Diğer meyvelerde belli oranda yok mu, var... Onları ye...”
Başbakan yeterince açık konuşuyor ama, sağ olsun “ergin” yazar bizim yanlış anlamamızı önlemek için ne demek istediğini de zahmet edip açıklıyor: “Herkesin doğru anlayacağı şekilde, ‘Alkol alma, onun yerine meyve ye’ mesajı veriyor Başbakan.”
Peki laik bir TC başbakanı bunu yapabilir mi? (Bu sorunun mükerreren ve yankılanacak şekilde sorulduğunu tahmin edebilirsiniz.)
Gazeteci olarak görev yaptığı son 35 yıl içinde bir başka başbakanın içkiyle ilgili benzer bir çağrısını hatırlamıyormuş.
“Son tahlilde gerek üç çocuk gerek alkollü içki gibi tercihler, bir demokraside devletin, yürütmenin vatandaşla ilişkisinde yetki sınırlarının nereden geçeceği sorusuyla ilgili bir konu” imiş!
Peki bir başbakan bu konularda bir fikir ileri süremez mi? Nihayetinde başbakanın sözü bir görüştür. Kanun değil, dayatma değil. Arkasında müeeyyide yok.
Yani trafikte alkolün yol açtığı felaketlerle ilgili konuşulurken, alkol yerine meyva yeyin denilmesi bir devlet veya yönetim emri midir?
Yoksa şöyle mi demeliydi, “Ey vatandaş, sen alkolünü al. Gaza da bas! Hastahanelerimiz emrinde, mezarlıklar da hazır!”
Ergin’in asıl söylemek istediği şu: “Biz o manşeti boşuna atmadık. Ey iyi saatte olsunlar! Ey Avrupalılar! Hani ya şamata? Ne yani başçavuşun takasının egzozundan mı atıyoruz!”
* Olgun, kemale ermiş.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi